Popülizm

Türkiye'de, dünyada, sanatta ve dumanı tüten referandum sürecinde... Konumuz popülizm. İmtihanı, tutarsızlığı, yükselişi, otoritesi, soruları ile bugün neler oluyor?

04 Mayıs 2017 16:00

Şu an Türkiye'de yasaklı olan Wikipedia'da şöyle diyor: Halk yağcılığı, toplumdaki seçkin bir tabaka tarafından halkın çıkarlarının bastırıldığını ve engellediğini varsayan ve devlet organlarının bu seçkin... 
TDK ise şöyle diyor: Politik durumu dramatize ederek, halkın ilgisini uyandırmak amacıyla yapılan politika.
Halk yardakçılığı... 
Konumuz: Popülizm. 
Yükseliyor. Gün geçtikçe daha da çok. 
Biz popülizm konusuna karar verdiğimizin haftası yeni bir kitap çıktı, ismi manidardı: Büyük Gerileme.
 
Biliyorsunuz bu ara "subliminal mesajlar veriyorsunuz" demek moda. Öyle olsun o zaman.
Bu dosyamızda dokuz yazı var. İşte bazı yazılardan tadımlık:
 
Popülist liderlere göre seçim sonuçları millî iradeyi yansıtır. Dolayısıyla, seçim başarısının onlara ülkeyi öteki seçime kadar istedikleri gibi yönetme hakkı verdiğini ve demokratik kurumlar ile sivil toplumun takip ettikleri politikaları engelleme haklarının olmadığını düşünürler.  (Berk Esen'in "Yükselen popülist dalga: Yeni çağın eski illüzyonu" başlıklı yazısından)
 
Trump’tan Le Pen’e geniş bir yelpazede tüm liderler sağ popülist, siyasî stratejileri ve eylemleri ise sağ popülizm olarak değerlendirildi, değerlendirilmeye devam etmektedir. Ancak bir husus hâlâ bulanıktır; “Sağ popülizm yükseliyor” dediğimizde ne kast edilmektedir?  (Kansu Yıldırım ve Bora Erdağı'nın birlikte kaleme aldıkları "Büyük Gerileme: Neoliberalizmin krizi ve sağ popülizmin yükselişi" başlıklı yazısı)
 
Sanatçının muhalif olması kural değildir—Bertolt Brecht kadar Albert Speer; Grup Yorum kadar İsmail Türüt; Yılmaz Güney kadar Kutluğ Ataman da sanat dünyasının birer parçasıdır. (Barış Büyükokutan'ın Sanatçının popülizmle imtihanı başlıklı yazısı)
 
Popülist hareketler, demokrasinin yöntemlerini kullanarak iktidara geliyor ve “demokrasi”ye asıl kendilerinin sahip çıktıkları, “demokrat” oldukları iddiasındalar… Buna karşılık, ben popülist hareketlerin tümünün özlerinde, otoriterliğe eğilimli olduklarını düşünüyorum. Bunun başlıca sebebi de, ahlakçı yönelimleri. Toplumun nasıl bir ahlaka sahip olması gerektiği konusunda keskin hatlarla bir çerçeve çiziyorlar ve bunu da tüm topluma dayatıyorlar. (Sezin Öney'in "Popülizm merkezleşen tutarsızlık" başlıklı yazısı)
 
Karl Lueger’in elinde tuttuğunu iddia ettiği “kimin Yahudi olduğuna karar verme” yetkisi, bir kalıp, siyasî bir pozisyon olarak dönem dönem yeniden ortaya çıktı: Bizde bir süredir kimin “yerli ve millî”, kimin “hain ve terörist”, kimin “cenneti hak eden bir mümin” kimin “ahiretini yakacak bir gafil” olduğunu tayin etmeye kadar varmış siyasal söylemde olduğu gibi… (Hakkı Özdal'ın "Referandumda popülizm: Kimin millet olduğuna ben karar veririm" başlıklı yazısı)
 
16 Nisan referandumunda, Almanya’daki Türkiyeli seçmenlerin yüzde 63’ü “Evet” dedikten sonra Almanları düşündüren soru şu oldu: Bu kadar çok insan, demokratik bir sistemin nimetlerini yaşarken neden tek adam rejiminin zeminini yaratan anayasa değişikliğini benimsedi? (Sabine Adatepe'nin "Öfkeli vatandaşlardan sisteme tokatlar" başlıklı yazısı)
 
Bir gün, bir asker savaştan döner. Hikâye burada başlar işte, bitmesi gereken yerde...  (Sanem Sirer'in "Uçurumun kenarında: savaşlar, mezarlar ve zamanın deliliği" başlıklı yazısı)
 
İki de söyleşimiz var: Biri Zeynep Koçak'tan. Koçak,  Kitleleri Yeniden Düşünmek kitabına da katkı sağlamış kitleler ve popülizm üzerine çalışmaları olan Stefan Jonsson'la bir araya gelerek K24 için bir söyleşi gerçekleştirdi. 
Jonsson şöyle diyor: Bugün çoğunlukla güçlü faşist yönelimleri olan sağ kanat popülizmi görüyoruz. Umuyorum ve öyle düşünüyorum ki bu sağ kanat popülizm sonuçta kendini yok etmeye başlayacak...  Devamı >> 
 
Diğeri ise Murat Şevki Çoban'ın, Murat Belge ile yaptığı söyleşi: Belge şöyle diyor: "Hitler, burjuvaziyi yanına çekene kadar popülist bir liderdi, ama o günden sonra faşist bir lider oldu. O bakımdan popülizmi belki bundan sonra gelecek birtakım faşist rejimlerde bir ön adım olarak görmek mümkün." (Popülizm, faşizmin ön adımıdır)
 
Okumak için >>
 
 
Haziran ayında, yeni bir dosya ile yine burada görüşmek üzere..