DİĞER
"Türkçede Denemeler diye bilinen kitap aslında Sabahattin Eyüboğlu’nun kendi beğenisine göre seçip çevirdiği bölümlerden başkası değildi. Söz konusu seçki/çeviri, kendine göreliği göz önüne alındığında adeta Montaigne’in yapıtından apayrı bir kitaptı ve Denemeler’in bütününü kavramamız için yeterli değildi."
"Hoşça kalın Demir Bey. Size, kahramanlarınızdan daha gençken okuduğum Bir Küçükburjuvanın Gençlik Yılları ile veda etmek istedim. Yekpare çamurlu bir kış günü gibi hatırladığım 1979 yılında, 15 yaşında, edebiyatı her şeyden çok seven bir genç olmak kolay değildi. Yalnızlığımı eksilttiniz."
"Annesinin ölümüne dair hissettiklerini anlattığı 'annen yok, kimsen yok' videosunun herkesi bu kadar etkilemesinin sebebi oradaki sahicilikti, kendi yarasını herhangi bir şov aracına dönüştürmeden spontan bir şekilde paylaşabilmesiydi. Doğan Cüceloğlu’nun yazdıkları yaşamaya devam edecek. Damdan düşmenin utanılacak, sıkılacak bir şey olmadığını, yaranın dönüştürülebilir olduğunu bizlere sürekli göstererek…"
"Demir Özlü, okurları için önce bir kent öykücüsü, Freud’un gündüz düşlerini yaşatan bir düş gezgini ve henüz hiçlikten haberi olmayan Türkiye okuru için nihilist edebiyatı yaratmaya çalışan mücadeleci bir yazardı… Bu mücadele yalnız edebiyatını değil yaşamını da biçimlendirmiştir."
"Ölümünün 32. yıldönümünde zaman Bernhard'ı haklı çıkarmış görünüyor: Onun neredeyse bir takıntı halinde sorunsallaştırdığı, usanmadan yazdığı konular bugün yıkıcı ve boğucu bir derinliğe ulaştı. ‘Kitsch’leşme, zevksizlik, vasatlık, popülizm, halk dalkavukluğu; devlete, hükümetlere sapıkça zincirlenmiş basın, sülükleşmiş bürokrasi, kurumsallaşmış bayağılık…"
"90 yıllık uzun ve üretken bir yaşam sürdü dört yıl önce yitirdiğimiz John Berger. Roman, şiir, deneme, sanat eleştirisi ve portreler yazdı. Her ne yazarsa yazsın, sanatı ve yazını insanı sağaltan, onun direncini artıran bir edim olarak gördü. Var olanı resmetmek/anlatmak, ona göre umudu teşvik etmekti. Sanat, her şeyden önce bir ‘direniş’ti."
"Dünyanın acısına tahammül gösteremeyip ‘acele ettiği’ için onu suçlayabilir miyiz? İki dünya savaşını peş peşe yaşamamış ve yurtsuzluğu tatmamış hiç kimsenin Zweig’ı ve benzer kaderi paylaşmış başkalarını yargılamaya hakkı yoktur. Zweig’ın yanılgısı, iyimserlikte olduğu gibi umutsuzlukta da naif davranarak kötülüğün ebedi kalacağına inanmasıydı."
"Bond'un yazarı Fleming ve Le Carré’nin kitapları (hatta ekran/perde uyarlamaları da), birbirinin zıddı sayılır. Le Carré gerçekten, gördüklerinden, yaşadıklarından yanadır, onlardan esinlenir. Fleming ise caka yapar, şatafatı sever, ille de güzel kadınlar (ve inanılmaz kötü adamlar) ister."
"Sinemacılığı kendi kendine öğrenen Kim Ki-duk, üzerinde en fazla tartışılan Koreli yönetmenlerdendir. Kendini hep mukayese edildiği ve bir kısmını fazlaca entelektüel bulduğu meslektaşlarından ayrı tuttu. Filmlerinin konusu zaman zaman rahatsız edici bulundu, kadına ve kadın-erkek ilişkisine bakışı, şiddetten kaçınmayışı yüzünden eleştirildi, ama tekniği nedeniyle de övgü aldı."
"Maradona, oyunculuk ve teknik direktörlük kariyerinin büyük kısmında, bozgun yönetti. Kendi bozgununu... Başarısı, tartışılır. Ama denedi, hem de defalarca. Sezai Karakoç’un Yahya Kemal için söylediği gibi, durmadan 'bozgunda fetih düşü' kurdu. Maradona’nın ethos’u, budur."
"Jaeggy herkesin kolaylıkla benimseyeceği, el üstünde tutacağı türden bir yazar değil. İtalyancanın en soğuk, insanı tecrit edilmiş, etrafı kapalı metinlerinin yazarıdır Jaeggy. Bir benzeri daha var mıdır? Jaeggy Zürihlidir ama bir dünya şehri sayılan Zürih Türkçeye çevrilen her iki kitabında da pek yer tutmaz. Daha içe kapalı St. Gallen kantonunun paralelinde olan Appenzell’dir onun yazar olarak ilgisini çeken ana mekân."
"Plath sırça fanusun ardında romantik ve melankolik hayallere dalan bir yazar değil, soğuk cam fanusun içinde öfkeyle ve radikal jestlerle hareket etmeye çalışan bir yazardı. Plath’in bu daha tehlikeli ve patlayıcı yazısını bir 'sırça fanusa' hapsedip ehlileştirmek tam da nefret ettiği 'cam fanusu' yeniden yaratmak olur."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık