DİĞER
"Cumhuriyet’in ilk yıllarına minaresi kaidesine kadar yıkık, cami ve medrese kubbeleri çatlak, türbe kapısı ile ön duvarı çökmüş, içerisindeki kabartma yazılar kırılmış, sıvaları dökülmüş bir yapı olarak ulaşan, köpeklerin mesken tuttuğu, hayvanların otladığı bir harabeye dönen bu metruk külliye, İbrahim Hakkı Konyalı’nın 7 Nisan 1938 tarihli Tan gazetesinde 'Koca Sinan’ın Ahır Yapılan Son Eseri' başlığı ile yayınlanan yazısına konu olur."
“Kuvvetli tahaffuz çarelerinden birisi de aşıdır. Çiçek, kolera, tifo, veba, difteri, verem ve kızılın bugün aşıları vardır. Aşılananlar bu hastalıklara yakalanmazlar. Aşı sayesinde eski hükümdarlar gibi zaman zaman icrayi saltanat eden ve birçok insanların ölümüne mucip olan kolera, veba afetleri tarihe karışmıştır. Kızıl, kuşpalazı belki verem de unutulacak."
"1923 yılından başlayarak Cağaloğlu Yokuşu’nun başında bulunan Kanaat Kitabevi tarafından yayınlanan ve kurucusu M. Ragıp Uluğ’un adını taşıyan Uluğ Takvimi Ragıp Cep Ajandası, Kanaat Kitabevi’nin kapanmasına rağmen halen yayınlanmaya devam etmekte…"
Dazlak kafalı, şişkin pazulu, bol kaslı, eli topuzlu zebani hırsızlara, namussuzlara, zamlara, güzellik müsabakalarına, masonlara, Errol Flynn’a, din tacirlerine, siyasetçilere… indiriyor topuzunu.
"Derin devlet kokusu yayan bir faili meçhul cinayet, oğullarının adları birtakım rezaletlere karışan bazı devletlûlar ve bunları örtbas etme çabası, adliye vekilinin adliye üzerindeki “tazyik işaretleri”... Ve gazetecilerin daha demokratik bir basın kanunu beklentisi…"
"Logofet Fuad’ın Zabel Asadur, Sırpuhi Düsap ve Zabel Yesayan’ı Ermeniliğini silmeden Osmanlılıkla nitelemesi önemli bir nokta. II. Meşrutiyet sonrası Osmanlıcılığının tezahürlerinden biri. Demet dergisi okurlarıyla Ermeni kadın yazarlar arasında Osmanlılık ortaklığı kurulurken kız kardeşlik bağı da tesis edilmeye çalışılıyor."
“Bir deri fabrikasında amele hayatını görmek üzere gönderdiğimiz muharririn gördükleri: Yerde iki üç mezar, etrafında korkunç müteaffin bir koku; leş, ölü hamam otu, lağım, yün, barsak kokusu. Önümüzde sarı, sarı yüzlü bir adam..." Sözü edilen muharrir, Sait Faik'tir.
"Yazarımız, erkeklerin telli duvaklı gelin olduğu düğünlere katılıyor, kadınlarla erkeklerin birlikte yıkandıkları hamamlara gidiyor, misafirlerine kadınlarını ikram eden yerlilerin köylerine uğruyor, ‘vahşi dünya’ya yerleşip orada harem hayatı yaşayan beyaz erkeklerle karşılaşıyor, Japonya’da geyşaların arasında kalıyor, geleneksel ve coşkulu bir tür orji olan ‘kanana ayini’ni izliyor..."
1900'lerin başında çok satan romanı Zavallı Necdet ile ünlenmiş yazar Saffet Nezihi'nin romanını andıran acıklı sonu ve düşkünlüğü ile ölümünün gazete sütunlarında dramatize edilişi...
“Yerli ve yabancı birçok göz, bu kulenin 130 metro irtifaa yaslanan tepesinden güzel İstanbul’u, şuh Boğazı temaşa edip durmaktadır. Fakat kaç kişi o irtifaın önünde serilen muhteşem manzaradan dikkatini çekip de kulenin sessiz bir belâgatle takrir ettiği heyecanlı tarihe kulağını verir? Bizce zevk, bu kuleden on beş asrı ve o asırları dolduran inkılâbları seyretmektedir!..”
"Bin beş yüz yılı aşkın bir süredir Megali Ekklesia, Cami-i Ayasofya-i Kebir, Ayasofya Müzesi ve yeniden Ayasofya Cami olarak hizmet veren bu muazzam yapı hakkında yüzlerce kitapta binlerce sayfa yazılmış. Bunlardan sadece birkaç tanesine değinmekle yetineceğiz bu yazıda..."
"Kaptanzade Ali Rıza Bey, Osmanlı Devleti’nin yıkıldığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulduğu süreçte büyük değişimler, dönüşümler yaşayan bir toplumun kendisine bir kimlik, bir ses arayan müziğini tanımak, anlamak için kulak vermemiz gereken bir isim."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık