TARİH
03 Aralık 2023
Herkes kendi derinliğini kendi doldurur, kendiyle doldurur tabii ama Sami Baydar'ın çocukluğu da ilk gençliği de ve son günleri de yoksullukla doludur. Onun derinliğini yaratan da dolduran da bizim bilmediğimiz, bildiklerimizin yetersiz kalacağı derece ciddi bir yoksulluk ve onun getirdiği bir yalnızlıkla doludur. Hakkında yazılmış hiçbir makalede buna değinilmemiştir
Devamını OkuTARİH
26 Kasım 2023
Kelimelerin de elbette bir ruhu var, dizelerin içinden bazen fışkıran bu sesler gaipten gelen sesler değiller. Yaşamışız, insanız ve o sesleri yaşatan geçmişe dayanır insanlığımız. Burası, yaza okuya sonunda insanın varacağı yer. Aşk acısı gibi değildir, o da deler ama geçer gider. Retoriğe sığmayan dünya sancısının bir formudur şiir
Devamını OkuTARİH
19 Kasım 2023
Hiçbir şeyi, şiirin teknik hiçbir dayanağının olmadığını, içimize yerleşmiş bir konuşma ihtiyacının ürünü olduğunu öğrendiğim kadar hızlı öğrenmedim
Devamını OkuTARİH
05 Kasım 2023
Yeryüzünde birçok coğrafyayı talan etmenin mazeretleri değişir sadece. Bu mazeretlerin kimlere hizmet ettiği gerçeği değişmez. Savaşların biçimi ve şiddeti gibi…
Devamını OkuTARİH
22 Ekim 2023
Mevsim Yas sadece Doğu'da bir kentte hapsolmaktan sözler eden satırlardan ibaret değil. Böyle bir romanın yaratmaya çalıştığı şey okuru etkileyecek edebi üslubun ustalık gösterisi de değil. Öyleyse bile anlatışa sindirilmiş iyi bir şiirin sesini taşıyan bir şairin parçalandıkça tesir eden insani haykırışlarını da içermekte. Toplumun canı acımadıkça anlamadığı etnisiteye dayalı inanç unsurlarına kurban edilmiş bir gençlik çıktısı da aynı zamanda
Devamını OkuTARİH
01 Ekim 2023
Bilim insanı olmak güzel şey, faydası var zararı yok diyemesem de, ama şairler de sadece şiir yazmazlar. Evreni anlamaya çalışmaktan önce belki insanı anlamak gerek diye yaratılmış da olabilir şiir
Devamını OkuTARİH
24 Eylül 2023
Ne kadar bağırırsan bağır, seni kimsenin duymadığı yermiş dünya. Anladım. Yoktu artık yeniliğin yeni bir anlamı, ölüm ve yıkımdan başka
Devamını OkuTARİH
17 Eylül 2023
Evden birini erken yitirmenin insana verdiği korku, doğduğu yerden daha uzağa gitmesine izin vermeyen gizil bir duygudur. Bekiroğlu, bana hep bu duygunun koruyup kolladığı yazarlardan biri gibi gelmiştir. Ayrılamadığı yerden dünyanın başka yerlerine kelimelerini bir ulak gibi sağ salim iletebilenlerden
Devamını OkuTARİH
10 Eylül 2023
O kadar susmuş ki, bir insanın söylediğinde dünyanın omurgasını kıracak sözcükleri dünyayı değiştirecek, insanı iyileştirecek çocuklar gibi doğurmuştur
Devamını OkuTARİH
03 Eylül 2023
Otuz üç öykü, otuz üç kurşun gibi yaralayıcı
Devamını OkuTARİH
13 Ağustos 2023
Ne yaparsan yap başkaları için bir anlığına var olacaksın. Sonra o sonsuz boşlukta hep havada bir şey gibi çırpınmaya devam edeceksin. Gerçek bu. Karşıdakini etkiledikçe yazanı tatminsiz yapan da budur. "Ölüyorum" dedikçe ölememek, öldürdükçe bundan sorumluluk duymamak. Hayatı boyunca geceleri karanlık bir sokakta oradan oraya koşturan sıçanlar gibi muamele gören yazanlardan biri oldu o da
Devamını OkuTARİH
16 Temmuz 2023
"Ben Pembe Marmara, annesinin üçüncü çocuğu, babasının yedinci çocuğu ve üçüncü kızı olarak dünyaya geldiğim zaman, herkes suspus olmuş. Benden önceki kardeşim yedi aylık ölünce, beni yerine koymak için erkek beklemişler. Kız oluşuma o kadar suspus olmuşlar ki, kaydımı bile yaptırmamışlar"
Devamını OkuDaha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.