Norton yaprakları kadar şeffaf mı?

Norty’ler söz konusu olduğunda sorulabilecek diğer bir soru da antolojilerin neye göre değiştiği: Norton mu sınıfın zevkini, sınıfın değişen zevki mi Norton antolojilerini belirliyor?

03 Aralık 2015 15:00

“Kitaplar, düşünce savaşlarının silahlarıdır” diyen ve bugün de kullandığımız silah ve kitap analojisini borçlu olduğumuz William Warder Norton, oturma odasında eşi ile birlikte Norton Yayınları’nı kurarken yayınevinin kanon belirleyici olacağını hayal etmiş miydi, bilmiyoruz. Amacını “çağın bilgisini kamuya sunmak” olarak ifade eden Norton’ın ölümünden sonra eşi Mary’nin yayınevinin büyük bölümünü editör ve yöneticilere devrettiği biliniyor. Pek çok alanda yayın yapmış ve yapıyor yayınevi, ancak Norton denildiğinde akla gelen edebiyat kanonunun belirlenmesinde etkili olan, tüm dünyada lise ve üniversite düzeyinde İngilizce eğitim veren eğitim kuruluşlarında temel kitap olarak okutulan akademik antolojiler ya da öğrencilerin deyişiyle Nortyler.

Bu antolojilerin sadece akademik bir okur kitlesi olduğunu düşünmek belki hata olur, Norton’ın özellikle İngiliz ve Amerikan edebiyatı antolojileri kişisel kütüphanelerde de yer buluyor dünyada. Ülkemizde de İngilizce eğitim veren liselerde ders kitabı olarak kullanıldığı, üniversitelerin ilgili bölümlerinde referans kitap olarak gösterildiği biliniyor. Çevrilmeye korkulan ince sayfaları, (Marjorie Perloff’un ifadesiyle sayfaların arkasındaki yazılar yer yer belirdiğinden bazen palimpsest hissi veren) ve ağırlıklarıyla rahatsız bir okurluk halini anımsatan Norton antolojilerinin geçirdiği dönüşümü, yeni antolojiler etrafındaki tartışmaları, eleştirileri, övgüleri izlersek edebiyat tarihine ve antoloji türünün neliğine ilişkin de geniş bir resim görürüz.

Norton Antolojileri başladığı günkü (1962) gibi basılı kitap kültürüyle büyüyen bir nesle hitap etmiyor artık. Bugün Norton yeni neslin talebine cevap vermek zorunda ama hâlâ son derece sofistike ve ağır kalmakla eleştirildiği de oluyor. Öte yandan yayınevi, çantalarda kalın kapaklarıyla başka bir kitaba yer bırakmayan antolojilerini şimdi ince kapaklarla ve ciltlere bölerek basıyor. Bu antolojileri okurken öğrenciyi, öğretmeni, okuru yönlendirecek internet araçlarını da kullanıma sokuyor, antolojilerden sesli metinler bu özelliklerden biri.

World Literature, The Norton AnthologyNorton’un antoloji türünde yüze yakın yayını var. Bunlardan Dünya Edebiyatı Antolojisi de son dönemde İngiliz Edebiyatı ve Amerikan Edebiyatı Antolojileri kadar popüler olma yolunda. K24’e bir antolojinin nasıl yapıldığı hakkında bilgi veren yayınevi süreci şöyle özetliyor: “Önce söz konusu antolojiye bir baş editör bulunmasıyla başlıyor her şey. Bu çoğunlukla alanında saygın bir akademisyen oluyor. İyi bir yazar olması, incelikli ve anlaşılır yazıyor olması da aranan diğer özellikler.” Editörün ve yardımcı editörlerin iyi yazması gerekiyor, çünkü pek çok antolojide olduğu gibi metinlerin sunumu editörlerin metinleriyle yapılıyor, bu kimi antolojilerde kısa bir metin ya da gerekçelendirme olsa da Norton’ın okur kitlesi düşünüldüğünde özeti de içeriyor. En çok tartışmanın doğduğu yer de tam bu sunumlar ya da özetler. Özetlerin ideolojik olduğu, hangi biyografik tarihî bilginin okur (ya da Norton özelinde çoğunlukla öğrenci) için gerekli olduğu sorusu, özetlerin anonimliği gibi tartışmalar sürüyor antolojiler etrafında.

Yayınevinin K24’e verdiği bilgiye göre baş editörün ardından seçilen uzman editörlerin görevi antolojinin belirli, spesifik boyutlarına odaklanıyor. Örneğin Dünya Edebiyatı Antolojisi için Suzanne Akbari tüm Orta Çağ metinlerinin özetlerini ve açıklayıcı notlarını yazmış. Nihayet tüm editörler bir araya gelip malzemeleri birleştiriyor, içindekiler bölümünü yazıyorlar ve böylece antolojinin ilk baskısı doğuyor. Alanında uzman isimlerin editörlüğü de okur için yayınevinin adı kadar önemli referanslar elbette. Norton İngiliz Edebiyatı Antolojisi’nin ve Norton Shakespeare’in genel yayın editörlüğünü Harvard Üniversitesi profesörlerinden (yeni tarihselciliğin de kurucusu olarak gösterilen) Stephen Greenblatt yapıyor. Öte yandan uzman on dört akademisyen bu antoloji için yine editör konumunda Greenblatt ile birlikte çalışmış. Norton’un editörlerini her zaman akademisyenler değil, dünyaca ünlü yazarlardan da seçtiği oluyor. Örneğin Çağdaş Edebiyat Antolojisi’nin editörlerinden biri yazar Joyce Carol Oates.

El altındalık

Türkiye’de de Norton Antolojilerinin üniversitelerin ilgili bölümlerinde referans kitap olarak önerildiği ve bazı derslerde ana kitap (ya da öğrencilere sorarsanız fotokopi kaynağı) olduğu biliniyor. Türkiyeli akademisyenlerin verdiği bilgiler bu seçimin doğru ve güvenilir metinlerin bir arada olmasından kaynaklandığı yönünde. Bu konuda yazıştığım değerli bir akademisyenin kullandığı kelime aslında belki de sadece Norton’ın değil, genel olarak antolojilerin en önemli işlevini özetliyor: Temel metinlerin “el altında” olması. Norton’ın Kuram ve Eleştiri Antolojisi’nin editörlerinden Barbara Johnson benzer bir şeye dikkat çekiyor: “Temel metinleri fotokopi çekmekten son derece bunalmıştım, elimin altında bir bütün olacağını düşünerek bu projenin bir parçası olmayı kabul ettim.”[i] İnternet çağında metinlerin el altındalığının artık bir kaygı olmaması gerek diye düşünebilirsiniz, öte yandan henüz kamu malı olmamış metinler internet ortamında bulunmuyor. Bununla birlikte dijital kütüphaneler, internet arşivinde sunulan metinler araştırmacılara ve okura belki de güven duygusu ya da el altında olma hissi vermiyor. (Dijital beşeri bilimler araştırmacıları bu konu üzerinde düşünüyor olmalı.) Bu da antolojileri bugün de işlevsel kılıyor.  

Ortalama altı yılda bir yenileniyor Norton’ın büyük antolojileri. Bu yenilenme sırasında eklemeler ve daha az olsa da çıkartmalar yapılıyor. Örneğin Çağdaş Edebiyat Antolojisi’ne son baskıda eklenen yazarlar arasında Margaret Atwood, Ian McEwan, Hanif Kureishi, Zadie Smith ve Kiran Desai var. Yapılan araştırmalar kadın editörler arttıkça kadın yazarların “kanona” daha çok dahil edilmeye başlandığını gösteriyor.[ii] İngiliz Edebiyatı Antolojisi için bu yeniden basım sürecinde akademisyenlere, öğretmenlere gönderilen anketlerden de faydalanılmış.

“Geleneksel ilgileri gelişen eleştirel kaygılarla birleştirmek”

Stephen Greenblatt’ın İngiliz Edebiyatı Antolojisi’nin editörlüğünü devralırken yaşadıkları da antoloji hazırlarken karar sürecinin zorluğu konusunda bir fikir verebilir. Bu antolojinin kurucusu ve ilk editörü aynı zamanda Cornell Üniversitesi’nde profesör olan M. H. Abrams. (Bu noktada kanonun izini sürerken Abrams’ın öğrencileri arasında Batı Kanonu’nun yazarı Harold Bloom’un da olduğuna dikkati çekmek gerekiyor.) Greenblatt görevi 40 yıldan beri sürdüren Abrams’tan devraldıktan sonra yeni basımda bir yandan son derece kanoncu olmakla aynı zamanda gereksiz metinler eklemekle eleştirilmiş. Editörlerden Nina Baym, Norton antolojileri özelinde “geleneksel ilgileri gelişen eleştirel kaygılarla birleştirmek” gibi bir amaçtan söz ediyor, Norton’ın büyük antolojilerinin aldığı eleştiriler de genel olarak bu iki uçta yer alıyor. Bu noktada M. H. Abrams’ın antoloji hakkındaki şu sözleri belki en çok atıf yapılan savunma: “Önemli olan antolojinin kurumsallaşmaması, anıtlaşmaması, yaşayan bir şey olarak kalması” yani yenilenmesi ve nihai olmaması.

English Literature, The Norton AnthologyAbrams ve Greenblatt’ın birlikte çalışırken yaşadıkları çatışmalar daha çok eklenecek ve çıkartılacak metinler konusunda olmuş. Rachel Donadio’nun aktardığına göre Greenblatt’ın bazı klasikleri antolojiden çıkarma önerisine Abrams hiç de sıcak bakmamış.[iii] Nihayet son basımda modernist şairlere ve Gotik edebiyata daha çok yer ayırmak için Romantiklerden ödün vermek gerekmiş. 1962’den bu yana yirmi milyonun üzerinde kişinin İngiliz Edebiyatı Antolojisi’nin sayfalarını karıştırdığı tahmin ediliyor.

Norton editörlerinin bu göreve ilişkin yorumlarında iki temel ortaklık beliriyor: Görevi üstlenmeden önceki tereddüt ve bu işin para için yapılamayacağı. Norton Çağdaş ve Modern Şiir Antolojisi’nin editörlüğünü yapan Jahaan Ramazani şu soruyu kendine sorduğunu itiraf etmiş: “Yeterince şiir okudum mu acaba?” Ramazani sonra bu görevi çağdaş şiiri yeniden haritalandırma fırsatı olarak gördüğünü ve daha küresel isimleri de ekleme şansı bulduğunu ekliyor.[iv]

Norton’ın dört temel antolojisinden biri olan ve altı yılda hazırlanan Kuram ve Eleştiri Antolojisi’nin editörü Vincent Leitch de benzer bir zorlu süreç yaşamış. Öncelikle 2900 sayfa olarak planlanmış ve hazırlanmış antoloji, ancak bu sayfa sayısının beklentilerin üzerinde olduğu söylenmiş editörlere. Sonuçta her editörün bir yazarı antolojiden çıkarmasını istemek zorunda kalmış Leitch. Editörler buna direnmiş ve antolojinin basımı uzamış.

Norton masum değil diyenler

Norton’ın büyüyen kütüphanesinde Çağdaş Siyahi Şairler Antolojisi,[v] etrafında en çok gürültü kopan yayınlardan biri oldu. Geçtiğimiz yıl ölen siyahi yazar ve şair Amiri Baraka, Poetry dergisinde bu antolojiyi ve editörü Charles Henry Rowell’ı adeta yerden yere vurmuştu.[vi] Antolojide öncüler olarak nitelenen siyahi şairlerin tamamen hatalı bir seçim olduğunu, ölçütlerin tartışmalı olduğunu, örneğin siyahi şiir için mihenk taşı sayılan Black Arts Movement’ı (Siyahi Sanat Akımı) ve etkisini editörlerin hiç dikkate almadıklarını yazdı. Baraka’ya göre editörlerin seçtiği siyahi şairler ya yaratıcı yazarlık programlarından ya da akademidendi ve Norton editörleri bunun dışındaki şairlerin varlığına gözlerini kapamıştı. Baraka editör seçimini ve bilgisini de sorgulamaktan geri kalmıyordu.

Benzer bir tartışma Kadın Yazarlar Antolojisi için de yaşandı. Aldığı övgüler kadar eleştirilere de maruz kaldı bu antoloji. Özellikle yazar Gail Godwin’in seçme ölçütlerinin estetik değil feminist ölçütler olduğu yönündeki eleştirisi öne çıktı. Antolojinin editörleri ise bu eleştiriyi reddederek seçimlerini şöyle gerekçelendirdi: “Kadınların yazdıklarının dünyayla erkeklerin yazdıklarından daha farklı bir ilişkiyi ortaya çıkardığı inancıyla” yapılmıştı seçimler. Bu ifade de çok tartışıldı ve bunun kadın yazarların gettolaştırılması anlamına geleceği savunuldu. Doris Lessing ve Joan Didion gibi yazarlar yazdıklarının kadın meselelerini değil insan meselelerini yansıttığını vurgulayarak “kadın yazar” tabirine karşı çıktılar.

Norton antolojilerinin öncelikli hedef okurunun öğretmenler ve öğrenciler olduğu düşünülürse, pedagojik tartışmalar da elbette antolojilerin etrafındaki eleştirilerin temel konularından biriydi. Öte yandan Norton özelinde eleştiriler seçimlerin yanı sıra daha genel bir tartışmaya da eklemleniyor elbette, kanon tartışmalarına.

“Madem tüm antolojiler faşist ve inceliksiz...”

Norton editörlerinden Jeffrey J. Williams bu tartışmalara antolojilerin kolay eleştiri hedefleri olduğuna dikkati çekerek yaklaşıyor ve soruyor: Madem tüm antolojiler faşist, sadist, kronoloji tuzağına düşmeye hazır, inceliksiz, o halde neden alıyor, okutuyor, kütüphanenizin en güzide yerine yerleştiriyorsunuz?[vii] Kütüphanesinde Norton antolojileri bulunan ve bu antolojilerden oluşturduğu fotokopileri zaman zaman öğrencilere dağıtan biri olarak ben de kendimi bu soruya muhatap hissedenlerdenim.

Öte yandan şunu belirtmek gerekiyor: bugün artık Norton’ın tekelliği tartışılıyor. Rekabetin arttığı açık ama otuz kırk yıl önce Norton’ın kütüphanelerdeki yerinin tartışmasız olduğu söylenebilirdi. Örneğin editörleri arasında Harold Bloom’un da bulunduğu Oxford İngiliz Edebiyatı Antolojisi bile Norton’ı geride bırakmayı başaramamış 1970’lerde. Ama bugün Amerikan edebiyatı özelinde, Heath Anthology of American Literature’ın Norton’ın yerini sarsmaya aday olduğu söyleniyor.

Norton ya da onun gibi antolojiler tam olarak işlevini yitirmiş olmasa da bir yandan “Kanon daha ne kadar büyüyebilir?”, “Norton daha ne kadar ağırlaşabilir ya da kaç cilde bölünebilir?”, “Bu hızlı artış kanonun tanımıyla çelişmez mi?” gibi sorular daha yüksek sesle sorulmaya başlandı. Nihayet Norty’ler söz konusu olduğunda sorulabilecek diğer bir soru da antolojilerin neye göre değiştiği: Norton mu sınıfın zevkini, sınıfın değişen zevki mi Norton antolojilerini belirliyor? Galiba bu sorunun doğru yanıtını bulmak çok da kolay değil.

 
[i] Barbara Johnson; Finke, Laurie; Leitch, Vincent B.; Mcgowan, John; Williams, Jeffrey J. Symposium: Editing a Norton Anthology, College English. 2003. 66 (2), ss.172-206.
[ii] Gillian Gualtieri. Canonized Women and Women Canonizers: Gender Dynamics in The Norton Anthology of English Literature’s Eight Editions. Gender Issues, 2011, 28 (1), ss. 94-109
[iii] Rachel Donadio. Keeper of the Canon. The New York Times Book Review, Jan 8, 2006, s.27
[iv] Weekend All Things Considered’ın 31 Ağustos 2003 tarihli programında kullanıyor bu ifadeleri.
[v] Orijinal adı Angles of Ascent: Norton Anthology of Contemporary African American Poetry.
[vi] Amiri Baraka. A post-racial anthology? Poetry, May, 2013, 202 (2), s.166.
[vii] Cain, William E ; Finke, Laurie ; Johnson, Barbara ; Leitch, Vincent B ; Mcgowan, John ; Williams, Jeffrey (Jeffrey J.) Responses from the Editors of The Norton Anthology of Theory and Criticism. Pedagogy, 2003. 3 (3), ss. 468-477