Müge İplikçi: "Sessizlik çok şey söyler aslında..."

“Saklamama gerek yok, yazı hayatımı bana geri vermiştir. Benim için kutsaldır. Bu duyguyu sadece Kömür Karası Çocuk’ta değil, hemen hemen bütün kitaplarımda ele almaya çalıştım bugüne kadar. Sanat merhemdir ve bütün yaralara iyi gelir.”

Edebiyat dünyasında kadınlar üzerine yazdığı kitaplarıyla kendi alanını yaratan Müge İplikçi, savaşın ve göçün açtığı yaralar üzerine de arka arkaya yazdığı kitaplarla bu yönde de dikkat çekiyor. Yetişkinlerden sonra çocuk ve gençleri radarına alan İplikçi’nin Kömür Karası Çocuk romanı bu yıl 10. baskısını yaptı. Annesiyle birlikte Türkiye’de bir göçmen evinde yaşayan, başka renkten, başka milletten bir çocuk olan Malili Salif’in öyküsü Kömür Karası Çocuk. Müziğin iyileştirici gücü, çocuk dünyasında göçmenliğin yeri ve yarınsız yaşamlar romanın üç ana temasını özetleyen kelimeler. Kömür Karası Çocuk, çocuk aklıyla göçmenliği zihinlerimize aynalıyor. Müge İplikçi ile çocukları göç gerçeğiyle tanıştıran bu özel romanı ve aynı anda hem yetişkinler hem de yetişkinler için yazmayı konuştuk.

Kömür Karası Çocuk’la ilk olarak 2014 yılında tanıştık. Siz öncesinde ve sonrasında da kitaplar yazdınız. Tamamı sevildi, ilgi gördü. Fakat Kömür Karası Çocuk bu yıl 10. baskısını da tamamladı. Bu konuda neler hissediyorsunuz?

Kömür Karası Çocuk çağımızın çetrefil gerçeklerinden biri olan göçmenlik konusunu gençlerle paylaşmak istediğim bir çıkış noktasıydı. Kitabın 10. baskısını yapmış olması bu köprünün aramızda oluştuğunu gösteriyor. Suriyeli göçmen çocuklarla ilgili bir kitap yazma fikrinden doğmuştu Kömür Karası Çocuk. Sonrasında ise bu gerçeği daha evrensel bir boyuta taşımak istedim. Malili Salif de o sırada doğdu işte... Onun ülkesinden İstanbul’a ve sonra Paris’e uzanacak yolculuğunu da bu sırada kaleme aldım. İstanbul’daki Afrikalıların yaşadıklarından çokça esinlendiğimi de söyleyebilirim.

Kendini annesi ve pek çok mülteciyle birlikte Türkiye’de bulan Salif’in öyküsünü okurken, Salif’in sesini çok az yerde duyuyoruz. Salif’in sessizliği üzerine bir kurgunuz var. Bunun nedeni müziğin de güçlü bir iletişim aracı olduğunu desteklemek mi yoksa mültecilerin sesini duyamadığımız gerçeği mi?

Sessizlik çok şey söyler aslında. Elbette duyabilen kulaklar için! Salif’in özelinde göçmenlerin yaşadığı, yaşamak zorunda kaldığı bu sessizliğin çağımıza dair bir sessizlik olduğunu dillendirmek istemiştim. Bereket Salif diğerlerine göre daha şanslıydı! Müzik onun hayatında çok önemli bir sacayağı olacaktı - anılarının ve yaşamının yanı sıra. Ki oldu da… Kitap bunu anlatıyor, evet!

Salif bir erkek çocuğu. Salif’in hayatını değiştiren müzik öğretmeni Behçet de erkek ve Salif’i kendi çocukluğuyla özdeşleştiriyor. Belki hiç karşılaşmıyoruz ama Salif’in babası Koca Reis de kitapta güçlü bir karakter. Salif’in yanında olamıyor ama onun hayatını müzik vasıtası ile etkileyebiliyor. Tüm bu karakterlere baktığımızda, kitabın örüntüsü erkekler üzerinden ilerliyor. Sizi daha çok kadınların konum ve ilişkileri üzerine yazdığınız öykülerle anarken, Kömür Karası Çocuk’taki erkek kahraman seçimlerinizi nasıl yorumlamak istersiniz?

Göçmenliğin cinslerötesi bir gerçek olduğuna inanıyorum. Sanırım bu yüzden… Salif bir kız çocuğu da olsa, o yaşlarda çok benzer şeyleri yaşayacaktı diye düşünmüş olmalıyım.

Belki şu da söylenebilir: Kitabın örüntüsü erkekler üzerinden ilerliyor, çünkü dünyayı batıran birçok unsurda olduğu gibi erkek egemen sistem bu işin temel sorumlusudur. Kitabın sonuna doğru baktığımızda Salif’in yeni dünyasında annesiyle, annesinin son derece ön plana çıktığı bir yaşam bulvarında olduğunu görüyoruz. Bu son ise bir tesadüf değildi benim için.

Hem çocuklar hem de yetişkinler için yazıyorsunuz. Bu konuda bir döngünüz var mı? Yoksa yakaladığınız konu mu sizi yönlendiriyor?

Göç konusunu çocuklarla paylaşmak istemiştim, çünkü onların yakın gelecekte biz büyüklerden daha işlevsel çözümler bulacaklarına inanıyordum. Bu anlamda çocuklara ve gençlere çok özel bir inancım var. Öte yandan taş atan çocukların gerçeğini de Yalancı Şahit ile sırf onlara anlatmak istedim. Bu tip gerçekleri büyüklere anlatmaktan yorulmuş olabilirim.

Kömür Karası Çocuk’u Berkin Elvan’a ithaf ettiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Bu konuda beni çok siyasi bulan veliler oldu. Canları sağ olsun. Bereket çocuklar bunu anladı. “Niçin?” diye sorduklarında, “Bu ülkede çocukların öldürülmesini istemiyorum” dediğimde o güzel gözlerindeki hüzünlü ışığı görmek bana yetmiştir.

Kitap boyunca sizin cümlelerinize Huban Korman’ın çizimleri eşlik ediyor. Bu birlikteliği nasıl yorumluyorsunuz?

Huban Korman çok yetenekli bir illüstratör. Onunla çalışmaktan hep keyif aldım. Onun desenleriyle Kömür Karası Çocuk’u bir kez daha yazmış olduk. O çizerek bir kez daha yazdı kitabı yani. Belli bir yaş grubu için resimli kitapları önemsiyor ve çok seviyorum. Belki yakın gelecekte onunla bir projeyi daha hayata geçiririz!

Kitabın bir yerinde, Koca Reis’in ağzından “Müzik yaşamdır oğlum. Bütün sanatlar insana yaşamı anlatır. Sınırları hoop kaldırır, insanı hoop ferahlatır” diyorsunuz. Göçmenliğin bilinmezliğinde umuda giden yolu müzikten geçiriyorsunuz. Bunun sebebi çocukların duygu dünyalarına gösterdiğiniz hassasiyet olabilir mi? Yoksa göç ve göçmenlik içerisinde umuttan çok dramı barındırıyor.

Müziğe ve sanata duyduğum inanç bu. Hayatımda birçok şeyi denedim, ancak sanat kadar insana iyi gelenini deneyimlemedim diyebilirim. Saklamama gerek yok, hayatımı bana yazı geri vermiştir. Benim için kutsaldır. Bu duyguyu sadece Kömür Karası Çocuk’ta değil, hemen hemen bütün kitaplarımda ele almaya çalıştım bugüne kadar. Sanat merhemdir ve bütün yaralara iyi gelir. Kömür Karası Çocuk’ta da Salif özelinde bunu görüyoruz zaten. Üstelik öğretmeni Behçet için de aynısı geçerli. Kısaca, koşullar ne olursa olsun, sanat bir biçimde çözer demek istiyorum.

Kömür Karası Çocuk’u yazarken çocuk okuyucusunda neleri uyandırmayı hayal ettiniz? Kitap üzerinden çocuklarla bir araya geldiğiniz etkinlikleriniz oldu. Nasıl yorumlar aldınız? Bu yorumlar hayallerinizle örtüşüyor muydu?

Bu kitap için gelen yorumlar gerçekten çok özeldi. Sayısız buluşma gerçekleştirdik çocuklarla. Hemen hepsinden çok mutlu ve umutlu ayrıldım. Onlara inanıyorum! Onlara inanmaksa kimi katlanılamaz gibi görünen şeylere göğüs germeme olanak sağlıyor. Bu da bizim gibi bir ülkede devam edebilmek için neredeyse her şey demek.

Kömür Karası Çocuk’a verdiğiniz bu özel değer için size de teşekkür ederim Ayşegül Hanım.