Dalgalar kadar güçlü, renkler kadar parlak

“Viktor Popkov sonbaharda, Nikolai Ulyanov yazı masasında, Valentin Serov bir bankta düşler Puşkin’i. Birçok ressamın canlandırdığı Puşkin ne resimlere sığar ne de heykellere. Ayvazovski denizlerde gördüğü, yeri geldiğinde sert, yeri geldiğinde şefkatli ama her zaman özgür ve sonsuz gücü Puşkin’in satırlarında da görür. Onun dalgaları kelimelerle çarpar ressamın eserlerine.”

24 Kasım 2022 18:46

 

“Hazırlanıyor aşkın hediyeleri;
Düşüyor kıskanç giysileri
Çargrad halılarına…
Duyuyor musun aşk fısıltısını
Ve tatlı sesini buselerin
Ve kesilen mırıltısını
Son çekingenliklerin?”[1] 

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in çağlar ötesi bu “masalsı dizeleri sadece Rus edebiyatının değil, dünya edebiyat tarihinin de başyapıtı olan Ruslan ve Ludmila’nın devrimsel dizelerinden… Ataol Behramoğlu “Rus Edebiyatında Puşkin Gerçekçiliği” isimli doktora tezinde şöyle tanımlar bu olağanüstü eseri:

“Yer yer dönemin tutucularını çileden çıkaracak kadar ‘kaba’ halk sözcükleriyle ve onlarla alay edercesine yapılmış ‘aykırı’ uyaklarla, klasikçiliğin tümüyle yabancı olduğu şakacı, nükteli bir anlatımla örülmüş bu yapıt, klasikçi epike olduğu kadar gizemci Jukovski romantizmine karşı da yeni bir sanat ve yaşam anlayışının manifestosu gibidir.”[2]

Hayatı boyunca kelimelerinden asla ödün vermeyen, devrimci cümlelerin, yenilikçi şiirin hayranlık uyandıran dâhisi Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, 19. yüzyılın en büyük şairi, modern Rus edebiyatının kurucusu ve en etkili ekolüdür. Çok genç yaşta yakaladığı haklı başarı, Çar Köyü Lisesi’ndeki eğitimini tamamladıktan sonra ivmelenerek artar. Ünü edebiyat çevrelerinde konuşulur, dönemine başkaldıran yayınlanması imkânsız şiirleri, siyasal eleştirileri el yazmalarıyla çoğaltılarak yayılır. Ruslan ve Ludmila’nın yayınlanması ile de Rus edebiyat tarihinde yeni bir döneme geçilmiş olur. Rus romantizminin ünlü şairi ve Puşkin’in öğretmeni Vasili Jukovski, Puşkin’e gönderdiği portresinin arkasına şu cümleyi yazar: “Kaybeden öğretmenden, zaferi kazanan öğrencisine...” Bu, klasik akıma karşı Puşkin’in kazandığı zaferin kabulüdür.

Puşkin birçok ressam için sadece bir ilham kaynağı değildir, fazlasıdır… Değişik tarz ve stillerde portreleri, farklı teknik ve yaklaşımlarla canlandırılan resimleri, hayatından kesitleri konu alan kompozisyonlar ressamların tablolarına konu olur. Viktor Popkov sonbaharda, Nikolai Ulyanov yazı masasında, Valentin Serov bir bankta düşler Puşkin’i. Birçok ressamın canlandırdığı Puşkin ne resimlere sığar ne de heykellere.

Eserlerindeki büyülü anlatımı, yaşından çok önde yürüyen renkli hayatı ve ele avuca sığmayan kişiliğiyle öyle bir rüzgâr yaratır ki, onun dünya edebiyatını sarsan satırları, denizler kadar derin ve büyüleyici etkiler bırakır. Denizlerin ressamı İvan Ayvazovski’nin resimlerinde Puşkin’i görmek belki de bu yüzden bir başka güzeldir. Ayvazovski denizlerde gördüğü, yeri geldiğinde sert, yeri geldiğinde şefkatli ama her zaman özgür ve sonsuz gücü Puşkin’in satırlarında da görür. Onun dalgaları kelimelerle çarpar ressamın eserlerine.

İvan Ayvazovski, 1887 yılında yaptığı Karadeniz’e Veda Eden Puşkin resminde hırçın dalgaların dövdüğü kayalıklarda karşılar ilham kaynağını. Puşkin’i anlatan unutulmaz eserlerden biri olan bu resimde ressam, İlya Repin ile birlikte çalışır. Ayvazovski portre ressamı değildir, kusursuz ve büyülü dalgalarıyla bilinir. Ressam, dalgaları gibi güçlü bir estetik yakalamak için Repin’e figürü emanet eder. İlya Repin dalgaları coşturan rüzgârı Puşkin’in üzerinde estirerek resmi tamamlar.

İvan Ayvazovski, 1887, Karadeniz’e Veda Eden Puşkin 

İstanbul’a ve Karadeniz’in dalgalarına âşık olan İvan Ayvazovski, Puşkin’e bağlılığını her defasında ölümsüz denizin renkleriyle birlikte sunar. Birçok resminde Puşkin’i en sevdiği dalgaların vurduğu kıyılara davet ederek denizlere onunla birlikte bakar. Rus donanmasının ünlü ressamını denizler, gökyüzünün renkleri, büyük gemiler kadar etkiler Puşkin’in dizeleri, satırları.

İvan Ayvazovski, 1900, Puşkin ve Raevskaya Gurzuf’ta

“Elveda, ey özgür yaradılış!
Son kez karşımdasın işte;
Yuvarlayarak mavi dalgalarını
Parıldıyorsun gurur dolu bir güzellikle.”[3]

Puşkin’in özgürlüğü bağladığı denizlerde dalgalar yaratanlar da İvan Ayvazovski’nin konuğu olur. Ressamın Puşkin ve Raevskaya Gurzuf’ta isimli eserinde dalgaların eteklerine vurduğu ve Puşkin’i derinden etkileyen güzel bukleli Maria Raevskaya dalgalarla birlikte parlar. Puşkin ve Maria’nın bu sahil yürüyüşüne ise dağların puslu görkemi eşlik eder. İvan Ayvazovski, Puşkin’i şiirsel bir anlatımla en sevdiği manzaraya yerleştirirken şairin kıskandığı dalgaları Maria’nın ayaklarına değdirir.

Puşkin çağlar boyunca sanatın her dalında ilham kaynağı olur. Baleden operaya, resimden sinemaya kadar tüm yaratım sahnelerinde izini görmek mümkündür. Puşkin’e ve edebiyatındaki estetiğe renkler çok yakışır. Bunun en güzide örneklerinden biri de Paleh vernikli minyatür sanatına onun eserlerinin büyülü yansımasıdır.

Paleh köyünde 17. yüzyılda ustalıkla gelişen, kutsal sayılan dinî figürlerin ahşap, duvar ve mozaik üzerine resmedilmeleri olan ikona sanatı, 20. yüzyıl dünya tarihini etkileyecek en önemli olaylardan biri olan Vladimir Lenin önderliğinde başlayan devrimden ve getirdiği sistem değişikliğinden olumsuz etkilenir. Din ve kutsal motifleri artık tercih edilmez olunca, ikona sanatçıları matruşka, kaşık gibi nesneler üretmeye başlarlar, fakat bu yörenin geleneksel ustaları için ne sanatsal olarak ne de maddi olarak tatmin edici olmaz. Usta sanatçılar yeni yollar aramaya çalıştıkları dönemde İvan Golikov’un eşsiz yeteneği yolu aydınlatacak ilk ışık olur.

İvan Golikov vernikli minyatür deneyimini ve eski Rus resim sanatının geleneksel yaklaşımlarını kullanarak yarattığı büyüleyici ve özgün çalışmalarla dönemine damga vurur. İkona sanatçıları aradıkları yolu bulurken, İvan Golikov, Paris ve Venedik sergilerinde adeta sansasyon yaratarak sanat camiasında adından söz ettirir. Böylece Paleh vernikli minyatür sanatı Golikov’un ellerinde doğar.

Golikov, Puşkin’in Boris Godunov ve Çar Saltan Masalı eserlerini canlandırır. Bu iki çalışma Golikov’un sanatının en değerli örnekleri olarak sanat tarihinde yerini alır. 1930 yılında Boris Godunov için resmettiği Boris Godunov. Aziz Vasili Kilisesi’nin Yanında Bir Sahne isimli çalışmasında, siyah levha zemin üzerinde Çar, parlayan altın varaklı kıyafetiyle dikkat çeker. Ressam anlatımına yerleştiği etkileyici zıtlıkla dinamik bir ritmi işler.


İvan Golikov, Boris Godunov. Aziz Vasili Kilisesi’nin Yanında Bir Sahne, 1930, Russia Pushkin Museum

Golikov 1933 yılında ise Çar Saltan Masalı’ndan sahnelerle kendinden söz ettirir. Renkli bir şölen olan bu çalışmalarda, incelikli süslemeler masalın efsanesini coşkuyla yüklenir. Golikov’un ayrı ayrı levhaların üzerine taşıdığı eser, eşsiz form ve renklerin diliyle bizi o büyülü dünyaya tekrar tekrar taşır.

 İvan Golikov, Çar Saltan Filosu, Pencerenin Altında Üç Kız, 1933, Paleh Sanat Müzesi

Nejla Yıldırım, “Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in Poemalarının Paleh Sanatına Yansıması” isimli tezinde Puşkin’in yapıtlarının sadece Paleh sanatını beslemediğini, ayrıca sanatçıların gelişimine katkı sağladığını belirtir ve ekler: “Şairin yapıtları üzerinde çalışmak sanatçıların sanatsal bilincini yeniden düzenlemesine, herhangi bir düşünceden uzak olarak resmedilen resimden uzaklaşmasına ve resimde mükemmel kompozisyonu yaratmasına yardımcı olmuştur.”[4] Paleh sanatçıları Puşkin’in folklorik öğeler, halk masallarıyla ördüğü eserlerini parlak renklere emanet ederek birbirlerinden değerli kompozisyonlar yaratırlar. Parlayan figürler, güçlü ifadeler siyah fonun üzerine uzanırken, Puşkin’in büyülü masal dünyası renklerin diliyle hayranlık uyandırır.

İvan Golikov’un başlattığı ve günümüze kadar ulaşan Paleh sanatının güncel eserleri hâlâ Puşkin’in büyülü masalları ile süslenmeye devam ediyor. The Hyde Collection’ın yayınladığı dijital sergide yer alan Nikolai Pavlovich Lopatin’in Ruslan ve Ludmila isimli eseri bu masal dünyasına bizi aynı heyecanla davet ediyor.

Nikolai Pavlovich Lopatin, 1992, Ruslan and Ludmila

İvan Ayvazovski’nin resimlerindeki deniz, Paleh sanatçılarının siyahını söndüren renkler Puşkin’in incelikli satırlarıyla süslüdür. Puşkin’in olağanüstü dünyasında kelimler, heceler, harfler başkalaşır ve adeta büyülü bir masalın sırrını taşırlar. Her kim o masalı bir kere duyacak olsa söyleyeceği şey aynıdır: “Puşkin dalgalar kadar güçlü, renkler kadar parlaktır.”

 

 

NOTLAR:


[1] Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, Ruslan ve Ludmila, çev. Kayhan Yükselir, Yapı Kredi Yayınları, s. 15.

[2] Ataol Behramoğlu, “Rus Edebiyatında Puşkin Gerçekçiliği”, doktora tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Batı Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Rus Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı, 2000.

[3] Aleksandr Puşkin, Seviyordum Sizi-Seçme Şiirler, çev. Ataol Behramoğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2006.

[4] Nejla Yıldırım, “Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in Poemalarının Paleh Sanatına Yansıması”, yüksek lisans tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Slav Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Rus Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı, 2016.

 

MERAKLISINA NOTLAR:


Nejla Yıldırım’ın konu üzerine makale ve tez çalışmaları Paleh sanatını merak edenler için harika kaynaklar.

Hyde Collection dijital sergisine buradan ulaşabilirsiniz.

Yazarken çalan: Barclay Brass plays Glinka - Overture to Ruslan and Ludmila

 

KAYNAKLAR:


Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, Ruslan ve Ludmila, çev. Kayhan Yükselir, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2010.

Aleksandr Puşkin, Seviyordum Sizi-Seçme Şiirler, çev. Ataol Behramoğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2006.

Ataol Behramoğlu, “Rus Edebiyatında Puşkin Gerçekçiliği”, doktora tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Batı Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Rus Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı, 2000.

Nejla Yıldırım, “Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in Poemalarının Paleh Sanatına Yansıması”, yüksek lisans tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Slav Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Rus Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı, 2016.

Nejla Yıldırım, “Paleh Köyünün Kaderini Değiştiren Bir Sanatçı: İvan İvanoviç Golikov”, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019.