Ayvalık’ta festival mevsimi

Ayvalık Film Festivali ekibinin geçen yıl en çok vurguladığı şeylerden biri bu festivali “sürdürülebilir” kılmaktı. Festivalin ikinci yılında bizi bekleyen seçki ve etkinlikler bunun başarılacağının kanıtı gibi...

04 Ekim 2019 09:00

Başka Sinema Ayvalık Film Festivali bugün başlıyor. 9 Ekim'e kadar sürecek festivalin izleyicilerini 58 filmlik bir maraton bekliyor. Bütün yıl sinema dünyasının gündeminde olmaya devam edecek Cannes, Venedik, Berlin gibi prestijli festivallerden ödülle dönen yapımlar izleyici karşısına çıkarken, çocuklara özel atölyeler, konuşmalar ve daha fazlası da festival programında yerini buluyor. 

Festivali düzenleyen, altı yıldır gösterime giremeyeceğini düşündüğümüz, çok istesek de Türkiye sinemalarında kendine yer bulamayacak filmleri “bize her gün festival” diyerek izleyiciyle buluşturan Başka Sinema olunca Ayvalık'ın daha ilk yılından sinemaseverlerin kalbinde “başka” bir yer edindiğini söylemek yanlış olmaz. Kariyo & Ababay Vakfı ana sponsorluğunda hayata geçirilen festival Ayvalık’ta bir festival kültürü oluşturma amacıyla ikinci yılına daha da büyüyerek heyecan verici bir seçki ve etkinliklerle merhaba diyor.

Ayvalık’ın akşam soğuğunu hesaba katmadığımızdan üşüyerek de olsa açılış filmi The Favorite’ı Amfi Tiyatro’da izlemek, Ayvalık sokaklarında heyecanla bir o filme bir bu filme koşturan tanıdık-tanımadık yüzlerle karşılaşmak, şöyle bir soluklanmak için Ma’adra Binası etrafında oturup günün değerlendirmesini yapmak, “sen hangi filme gideceksin” diye karşılıklı program paylaşmak Ayvalık Film Festivali’nin ilk yılından aklımda kalanlar. İkinci yıl için emin olduğumuz bir şey varsa o da Ayvalık’ın festivali aynı heyecanla karşılayacak olduğu.

Ayvalık Film Festivali ekibinin geçen yıl en çok vurguladığı şeylerden biri bu festivali “sürdürülebilir” kılmaktaki kararlılıklarıydı. Ekibin bu sürdürülebilirlikten kastı sadece festivalin devamlılığı da değildi üstelik. İlk yıl festival çantaları kullanılmayan kumaşları dönüştürerek değerlendiren Ayvalıklı sosyal girişim Çöp(m)adam tarafından yine Ayvalık’ta yaşayan insanlar tarafından yapılmıştı. Bu yıl festivalin çantaları geçen yıl kullanılan flamalardan hazırlanmış. Üstelik geçen sene kullanılan tanıtım malzemeleri de Kika Handmade Notebooks tarafından tamamı elde dikilmiş defterlere dönüştürülmüş. Tüm dünyanın iklim krizini konuştuğu bu günlerde geri dönüşümle yapılan çantalar, defterler bir yana festivalin sürdürülebilirlik iddiası en temelinde Ayvalıklıları ve üniversite öğrencilerini de festivalin bir parçası yapmayı kapsıyordu. Başka Sinema yine çerçevesini genişletiyor ve bu yıl Ayvalık’ta sadece İzmir’den değil Gaziantep, Diyarbakır ve İstanbul’dan üniversite öğrencilerini de festivale dâhil ediyor. Genç sinemacıların tecrübeli sinemacılarla yönetmen-oyuncu ilişkisi, yapım, kurgu, senaryo, görüntü yönetimi, proje hazırlama gibi başlıklar altında düzenlenen atölye çalışmalarına katılmanın yanı sıra festival organizasyonunun da parçası olması bekleniyor.

Hâlâ Almodóvar

Ayvalık Film Festivali, Pedro Almodóvar’ın Acı ve Zafer (Dolor y Gloria) filmiyle açılışı yapacak. Almodóvar’a Venedik’te Yaşam Boyu Başarı Ödülü kazandıran film, başrol oyuncularından Antonio Banderas’ın ise Cannes Film Festivali En İyi Erkek Oyuncu Ödülü sahibi olmasını sağladı. İlk Almodóvar filmimi (Annem Hakkında Her Şey) izlememin üzerinden tam yirmi sene geçmiş. Yakın zamanda Annem Hakkında Her Şey’i tekrar izlemek Almodóvar sinemasının benim gibi bir sürü insan için neden bu kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlamama vesile oldu. Onun filmleri sıradan karakterlerin sıradan olmayan hikâyelerini anlatmak gibi bir klişeyle tarif edilemez. Almodóvar’ın alametifarikası aslında “sıradan” diye bir karakterin olmadığını göstermektir. Almodóvar’ın 70 yaşına geldiğine inanmak güç olsa da hâlâ üretmesi, heteronormatif kalıplarla sarmalanmış herkesi hâlâ -neyse ki- şoke eden hikâyeler anlatması büyük şans. Bu filmi Ayvalık'ta Amfi Tiyatro'da büyük bir kalabalıkla izleyecek olmak da.

Kuir Palmiye’den Ayvalık'a

Acı ve Zafer’in ardından beni en çok heyecanlandıran filmse Ve Sonra Dans Ettik. Festivalin “Ne içeride ne dışarıda” seçkisi kapsamında gösterilecek film Gürcistan-İsveç ortak yapımı. Konusunu Tiflis’te yaşayan bir gencin kendisini keşfetme serüveninden alıyor. 

Filmde eşcinsel bir aşk hikâyesi de olması sebebiyle “sakıncalı” bulunup ülkesi Gürcistan yerine ortak yapımıcısı İsveç’in bu yılki Oscar adayı olan film Cannes’da Kuir Palmiye için de yarışan filmler arasındaydı. Dünyanın her yerindeki gelenekler ve özgürlük arasında sıkışan nesillerden Tiflis’te yapanlar neler yapıyor görmek için sabırsızlanıyorum.

Listemdeki bir diğer film ise Cannes Film Festivali’nde aday olmakla kalmamış En İyi Senaryo ve Kuir Palmiye ödüllerini de almış Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi. Filmin yönetmeni 2011 yapımı Tomboy’un da yönetmenliğini yapmış olan Céline Sciamma. İlhamını tarih boyunca yok sayılan kadın ressamlardan alan film 18. yüzyılda bir ressam ve modeli arasındaki aşkı merkezine alıyor. Fransa’nın kuzeyinde bir adada kontes annesi ve hizmetçileriyle yaşayan Héloïse evlenmek üzere olduğu kişiye gönderilmek üzere resmini yapmak için adaya gelen , Marianne’in hikâyesi “sonra adaya bir yabancı gelir” diye başlayan etkileyici filmler arasında şimdiden yerini almış gibi görünüyor.

Hayatının iplerini başkasının eline bırakmayanlar

İzlanda yapımı Woman at War geçen yıl yine Ayvalık’ta izlediğim filmlerden biriydi. Bu senenin “kadınlar” etrafında dönen filmleri listemin başında ise Onun Adı Petrunya var. Kuzey Makedonya’nın küçük bir kasabasında Teofanya bayramında (hani şu erkeklerin pederin denize attığı  haçı yakalamak için soğuk sulara daldığı etkinlik) bir kadının, Petrunya’nın, denize atlaması ve haçı yakalayan kişi olmasıyla olaylar gelişir. Haçı almak için bekleyen erkekler, bunu yapanın bir kadın olmasına o kadar sinirlenmiştir ki, haçın Petrunya’dan alınması için işin içine polis bile giriyor. Petrunya’nın haça dolayısıyla inanışa göre mutluluğa da sahip olma inadını izleyeceğiz gibi görünüyor.

Bir diğer film Uzun Kız. 2017 yılında Tesnota filmiyle Cannes Film Festivali'nde FIPRESCI Ödülü’nün sahibi olan Kantemir Balagov’un (genç derken şaka değil 26 yaşında almıştı yönetmen bu ödülü) ikinci filmi Uzun Kız. İkinci Dünya Savaşı, Leningrad kuşatması henüz bitmiştir ama bölge halkı hâlâ yaşam savaşı vermektedir. İşte bu şartlar altında Iya ve Maşa adlı iki kadının yaşam mücadelesine odaklanan filmden ağlamadan çıkamayacağımız garanti gibi görünse de en azından güçlendiren de bir hikâye olmasını umuyorum.

Emin Alper’in Saraybosna Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’yle dönmesini sağlayan Kız Kardeşler, köyde babalarıyla yaşayan üç kız kardeşin hayatlarının iplerini karar alıcılara öyle kolay kolay vermemesini konu alıyor. Üç kız kardeşi canlandıran Cemre Ebuzziya, Ece Yüksel ve Helin Kandemir’in övgü alan oyunculuklarını görmeyi de merakla beklediğimi söylemem gerek.

Son olarak Atinalı bir yönetmenin ilk uzun metrajı Nikos Labôt’un Kadın İşi filminde kriz ortamında kocası işsiz kaldığı için hayatında ilk kez çalışmak durumunda kalan bir kadının hikâyesini izleyeceğiz. Neo-kapitalist zamanlarda özellikle kadınlar için evin dışının da kimi zaman evin içi kadar hayatta kalması zor bir alan olduğu, kadın çalışanın nasılsa erkek iş arkadaşından daha hızlı bir şekilde kendini emeği sömürülürken bulduğu düşünülünce, Labôt’un bu tuzağa düşmediğini düşünmek istiyor insan.

***

Hazır söz sınıftan, sömürüden açılmışken anmadan geçmek olmaz. Yılın Altın Palmiye sahibi filmi Parazit de Ayvalık’a konuk olanlar arasında. Filmin yönetmeni Bong Joon-ho’nun gençliğinde para kazanmak için ders verdiği zengin evinden ilhamla çektiği Parazit aralarındaki maddi uçurumun kapanması mümkün olmayan iki aileyi bir araya getiriyor. Film Altın Palmiye alan ilk Kore filmi olarak da sinema tarihine adını yazdırdı.

Ayvalıklılara ya da festivale yolu düşeceklere şehrin pek çok farklı mekânına yayılan festivalin mahallelerine yayılan açıkhava gösterimlerini yakalamaya gayret etmelerini öneririm. Festival süresince her akşam Ayvalık’ın bir mahallesinde açıkhava gösterimi olacak. Bu gösterimler kapsamında Armutçuk Düğün Alanı, Eski Kız Meslek Lisesi Bahçesi, Yeni Mahalle Düğün Alanı ve Eski Köyü Pazarı Meydanı’ndaki filmler ücretsiz izlenebilecek. Festivalin kapanış filmi Bizim İçin Şampiyon ise Cunda Pazar Meydanı’nda film ekibinin katılımıyla gösterilecek.

Festivalle ilgili daha fazla bilgiye ihtiyaç duyarsanız festivalin internet sitesinde tüm detaylar sizi bekliyor.