DİĞER
Sırma Köksal, Birgül Oğuz ve Çimen Günay-Erkol, İlhami Algör'ün kadın karakterlerine dair Mesut Varlık'ın sorduğu soruları cevaplıyorlar.
“Sanat dünyasında koku ve sanatsal çıktı olarak koku örnekleri var. Ama kokuyu münazaradaki gibi kullanan, ona bir yöntem, bir dil muamelesi yapan bir iş yok. Mantıklı olmaması, kuralları ve tanımları zorlaması, zihnimizdeki sıkış tıkış odacıkları genişletmeye çalışması böyle uçucu bir işin bizi en çok heyecanlandıran kısmıydı.”
"Dilde sadeleşme bu kitap için bir tercihti. Öte yandan her türlü sanatta, kuvvetini ve derinliğini kaybetmeden sadeleşmeyi önemli ve kıymetli buluyorum. Yaşama biçimim itibariyle de giderek sadeleşiyorum. Süs püs, ağdalı ifadeler, kelime oyunları yazarlık serüveninin başında, acemilik evresinde, o telaşla tutunulan dallar."
"Sorun şu ki, okuma kültürü gelişmiş ülkelerden farklı olarak Türkiye’de uzmanlaşmış kitapçıların sayısı bir türlü artamadı. İstanbul’dan Denizler Kitabevi benzeri, o alanda aradığınız eseri veya o eserle ilgili malumatı bulabileceğiniz kitapçı sayısı o kadar azalmış durumda ki, kültürel hayatımızda uzmanlıklar şaibeli hale gelecekler."
“Polemik başlatmak, sansasyon yaratacak bir şeyleri gündeme getirmek gibi bir derdim olmadı. Kitap öyle bir kitap değil. Metni baştan sona okuyanlar bunu zaten anlayacaktır. Ben bir insanın hayatının peşine düştüm, bu yolculukta bana neler olduğunu da yazdım. Mehmet’i yazmak zordu, onun peşine düşen biri olmak da zordu.”
"Kişisel ihtiyaçlarla ortaya çıkan yayın, kolektif imalat sayesinde Türkçe yayıncılıkta bizim farkında olmadığımız bir ihtiyaca yanıt verdi. Manifold’da konular, yazarlar, türler arasında bir hiyerarşi olmaması bu bağlamda belki rol oynamıştır."
"100 yıl önceki bir metni bugünün –ve o günün– müstakbel edebiyatçısı okuyamıyorsa, ona erişimi yoksa; orada henüz oluşmuş bir gelenekten, yazılı bir kültürel aktarımdan, hasılı bir kanondan bahsedilmesi nasıl mümkün olabilir?"
"Üniversiteler bilim alanı olarak uzmanlığı tercih etmekte ve rizikoyu tercih etmemektedir. Halbuki bizim insan olarak merak ettiğimiz o kadar konu vardır ki, bu uzmanlık alanının dışına çıkmaya başlar."
"Yayıncı, editör, denemeci, akademisyen, çevirmen Tanıl Bora’dan bu kez de bir biyografi çıkageldi. Kuruluş yıllarının en tartışmalı işlerine imza atan, “Kültür Adamı” Hasan Âli Yücel’in biyografisini Tanıl Bora’nın şefkatli ve analitik kaleminden okumak, bundan sonraki biyografi çalışmaları için iştahlandırıcı bir etki yaratıyor."
“Türkiye Kant Topluluğu'nu biraz daha yakından tanımak için ekiple anonim bir söyleşide online yolla buluştuk. Bildiğimiz dünyanın giderek tanınmaz hale geldiği bu dönemde akıl ve Aydınlanma üzerine yeniden düşünmenin, tartışmanın, konuşmanın, kafa yormanın tam zamanı..."
“İyimserler ve kötümserler, geleceğin onlara ne getireceğinden her nasılsa çok emin oldukları için iyimser ve kötümserler. Oysa geleceğin bize ne getireceğini bilemeyiz. Bu bilememek hâli de iki ruh durumunu tetikliyor: Kaygı ve umudu.”
"1920’lerin koşullarında farklı uygulamalar gerekmiş olabilir ancak günümüzde tarikat ve benzeri yapıların yasaklı olmasının bir anlamı yok; zaten mevcutlar. Bu tür yapıların hukuken denetlenebilir / hesap verebilir bir statüde olması, şeffaflığı çok daha önemli."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık