27 Nisan 2025

Bu özgün kuşağın ilkeleri var

Gençler sokaktaysa, iktidarı ve muhalefeti ayırmadan; fırsatçı ve faydacı bir egemenliğe, toplumsal ve yaşamsal bir haksızlığa isyan ediyorsa bugün; temelinde toplumsal bir eşitsizliğin kader gibi peşlerinden gelme ihtimaline karşı gerçekte bu isyan

Sesini duymaktan her zaman pek mutlu olduğum sevgili bir dostum aradı, üşütmüş olduğu keyifsiz sesinden belliydi, bir süre sonra nasıl olduğuna merakla ben aradım.

İlk görüşmemizin üzerinden bir haftayı aşkın bir süre geçmişti ama durumunun iyi olmadığı ortadaydı.

Bitkin, yorgun sesine rağmen acar bir muhabir gibi son dakika haberleri geçiyordu bana; üst üste artçı depremler gibi bitmeyen ve şiddeti meydanların nabzına göre artan ya da azalan hukuksal bir kargaşanın atmosferinde iyileşmek için bir neden bulamıyordu sanki.

Ülkenin bir türlü başını kaldıramadığı siyasanın tuhaf ve yobaz havasından nem kaptığı belliydi, e havadan nem kapınca insan hasta mı olur demeyin, oluyor efendim!

Geçen sabah yine konuştuk, ne yaptığımı sordu ve yanıtımı beklemeden bir çırpıda kendini de ek yaparak bu güzel ülkenin ‘hali pürmelali’ üzerine tanıyı koydu:

Lanetlenmiş gibiyiz’

Aynı gün içinde, o arayana kadar bir tekerleme gibi bu ülkenin vicdan sahibi, iyi insanlarına ne çok şey borçlu olduğunu düşünüyordum ben de.

Gerçekten bir lanet varsa üzerimizde onlar ayakta tutuyor olmalıydı koca yurdu.

Kendini düşünse de başkasının hakkında gözü olmayan, empati duygusu gelişmiş, hakikate bağlı, sorumluluk sahibi, iyiyle kötünün farkında ve doğruyla yanlışı ayırabilen vicdanlı insanlarına...

Kime göre, neye göre diye düşünmeyin sakın, herkes bilir aslında; iyi ne, kötü kim ya da doğru ve yanlış nedir!  

Yaklaşık bir aydır, meydanlar bu ayırımı yapabilen sıradan yurdum insanlarıyla dolu.

Ve mesela gençler sokaktaysa, iktidarı ve muhalefeti ayırmadan; fırsatçı ve faydacı bir egemenliğe, toplumsal ve yaşamsal bir haksızlığa isyan ediyorsa bugün; temelinde toplumsal bir eşitsizliğin kader gibi peşlerinden gelme ihtimaline karşı gerçekte bu isyan.

Bu özgün kuşağın ilkeleri var

Kendileri için endişe etmekle birlikte; haklıyla haksız, liyakatliyle liyakatsiz, edepliyle edepsiz hiç bir olabilir miydi?

Kurum ve kuralları tanımayan, varmış gibi olsa da kişiye ve duruma göre değiştirilebilen yasalardan mütevellit bir toplum düzeninin içinde geleceğini göremeyen bir nesil meydanlara çıkmakta tereddüt etmiyor, etmedi.

Ortada bir hile olduğunu ve bu hilenin, cebren olduğu aşikar bir dayatmayla normalleştirilemeye çalışılmasını kabul etmiyorlar, dahası etmeyecekler.

Yani size karşı dört sefer seçim kazanmış muhtemel rakibinizi tutuklayıp onu saf dışı etmek üstüne kurulacak bir iddianame vicdanlarında asla kabul görmeyecek.

Ve bir de öğretmenlerini proje okul bahaneleriyle elden gelse kutuplara gönderecek kadar maksatlı kararlarınız gibi bir de şu diploma meselesini hiçbiri içine sindiremedi.

Anayasal haklarına sıkı sıkıya sarılmış, barışçıl bir eylemin sonucunda tutukluluk hallerine devam ettirdikleriniz de dahil, hangi harfle adlandırılırsa adlandırılsın bu kuşak, yaratılan haksız hukuksuz fiili durumlara boyun eğdiğinde, bunun kendilerinin de yazgıları olacağını öngörüyor ve bunu hiç istemiyorlar.

Yani sadece itiraz etmiyor, adaletsizliğe boyun eğmeyerek bir anlamda geleceklerini savunuyorlar.

Cumhurbaşkanı, ilgili bakanlarına bu çocuklar ne istiyor, hele bir araştırın demiş ya!

Bu kuşağın ortalama yaşlarında, hem büyüğü hem de küçüğü sayılabilecek iki oğlum var, onlarla bir ezberin devamı gibi konuşmayı bırakıp, sadece dinlemeye başladığımdan beridir, şu yaşımda; onlardan çok şey öğrenerek büyümeye devam ettiğimi söyleyebilirim.

Bu nedenle önden kendi tespitlerimi bakanlarından önce Cumhurbaşkanına tüyo olarak vermek istedim.

Anlıyorum ki, bu ilkeli kuşak, onu da yakından etkilemiş.

Eyvallah.

Serdar Gündoğ kimdir?

Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi.

Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında, Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı.

2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı.

Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Bir babalar günü öyküsü; Muhtar İsmail...

43 yıl önce, yani bugün... Muhtar İsmail, göçüp gitmiş bu dünyadan... Ölümün en sessiziyle, derin uykudayken, belki oğlu Salim'i belki de bizi, doyamadığı torunlarını düşlerken…

Bodrum yeşili: Mandalin Çiçeği Sanat Günleri

Sazlıklardan süzülüp gölün derinliklerine (karanlık sularına) dalamazsın. Sen mandalina çiçeğisin... 

Kuzeyin tanrıçası, yüzen bir anıt; Hulda

Evliyanın gemisi, kuzeyin tanrıçasının yolu en son Bodrum’a düşüyor. Sıcak denizlerde akranlarını arıyor; günlerce, hatta aylarca dört dönüyor mavi sularda ve sonra sessizce ebedi istirahati Haliç’e doğru dümen kırıyor; bağrına bastıklarının bağrına belki...

"
"