10 Haziran 2025

Trafik cezalarında gözden kaçan husus

EDS kurulumu nedeniyle kesilecek trafik para cezalarının yatırım maliyetini karşılayacak düzeye kadar yüzde 30’u, sonrasında yüzde 15’i hizmet bedeli adı altında belediye ve dolayısıyla da şirketlere aktarılması bazı sorulara gebedir

Dört günlük bayram tatili bitti. Birçok kişi bu tatili ya memleketine ya da tatil bölgelerine giderek değerlendirdi. Dönüşler de bayramın üçüncü günü itibariyle başladı. Kendi araçlarıyla yola çıkan tatilciler, dönüş yolunda muhtemelen radar sürprizleriyle karşılaşacaklar. Cezalar için iyi günlerimiz bunlar…

Çünkü trafik cezalarını düzenleyen Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi  henüz yasalaşmadı. Ancak şu aralar Mecliste görüşülmekte.

Bu düzenleme ile cezalar bayağı bir artacak. Ancak Kanun Teklifinin 14. Maddesiyle Karayolları Trafik Kanunu’nun 51. Maddesi yeniden düzenlenecek ve 2 bin liradan 30 bin liraya kadar nur topu gibi yeni cezalarımız olacak.

Bu madde şöyle bir sürprize gebe; bu maddenin yürürlük tarihi 31.12.2025’tir. Bunun anlamı ise 2025 yılı bitmeden yürürlüğe girecek ve bu yüksek tutarlar bir gün sonra yani 1 Ocak 2026 itibariyle yeniden değerleme oranı kadar artırılarak uygulanacak.

Daha basit bir ifadeyle 30 Aralık’ta hız sınırını yüzde 26 aşarsanız 2.168 lira; 31 Aralık’ta yüzde 26 aşarsanız 12 bin lira; 1 Ocak 2026’da aşarsanız -örneğin YDO yüzde 50 olursa-; 18 bin lira ceza ödeyeceksiniz. Anlayacağınız üç ayrı günde üç ayrı cezayla karşılaşabileceğiz. Yani yürürlük tarihini 1 Ocak 2026 yapmak yerine bir gün öncesi (31 Aralık 2025) yaparak yeniden değerleme artışından da yararlanmak istenmekte…

Buna fıkra diyeceğim ama komik hiçbir yönü yok. O nedenle nitelendirmeyi size bırakacağım.

* * *

Gelelim daha vahim bir hususa; hız sınırı kontrolünü Emniyet Genel Müdürlüğü Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) denilen bir sistemle yapmaktadır.

Karayollarında, trafik düzeninin sağlanması ve trafik ihlallerinin tespit edilmesi sırasında denetim ve idari yaptırım uygulama faaliyetlerinde kullanılan sistemlere elektronik denetleme sistemleri (EDS) adı verilmektedir. Elektronik denetleme sistemleriyle, kamera kullanılarak hız sınırını aşan, yanlış park eden, ters yola giren vs. araçların görüntüleri alınarak bir tespit yapılıp para cezası kesilmesi için de Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gönderilmektedir.

Buraya kadar bir sorun yok ancak turpun büyüğü geliyor…

EDS’leri belediyeler kurup cezadan pay alıyor

6745 sayılı Kanun ile Karayolları Trafik Kanunu Ek m.16’da yapılan düzenleme uyarınca 7 Eylül 2016’dan itibaren Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) kanalıyla kesilecek trafik para cezaları Emniyet ve belediyelerce paylaşılmaktadır. Evet, doğru duydunuz.

Şöyle ki EDS yoluyla kesilecek para cezalarının elektronik sistemlerin yatırım maliyetine ulaşıncaya kadar yüzde 30, sonrasında ise yüzde 15’i belediyelere/şirketlere aktarılacaktır.

Özetle 2016 yılında Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle trafik cezası gelirlerinin nasıl paylaşılacağı belirlenmiş özel hukuk tüzel kişilerinin de EDS kurma yolu açılmıştır.

Örneğin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği 25 Şubat 2024 tarihli Resmi Gazete’deki ilanında, Niğde Belediyesinin 5 Mayıs 2021 tarihli ilanında, Polatlı Belediyesi’nin 8 Ocak 2025 tarihli meclis kararında özetle şöyle yazmaktadır; hız sınırını aşan araçlardan kurduğunuz EDS sistemiyle cezayı kesin, sonrasında hasılat/gelir paylaşımı modeliyle cezanın yüzde 30’u belediye olarak siz alın, kalanını da Emniyet alsın.

Burada da yorumu size bırakıyorum…

Hız sınırını hasılata ortak olan belediye mi belirleyecek?

Eminim benim aklıma gelen sizin de şu an aklınıza gelmiştir; belediyeler, hız sınırını muhtelif yerlerde düşürebilir mi? kötü düşünmemek lazım elbette. Çünkü hız sınırının düşürülmesi ve diğer kurallar, can güvenliği için var ama acaba demekten de kendimi alamıyorum. Çünkü bazı yerlerde çok düşük hızla geçilmesine rağmen hız aşımından ceza kesilebilmektedir. Örneğin Kırıkkale çıkışında (Samsun’a doğru) tüm araçlar kağnı hızında ilerlemekte hatta Samsun yolunda bazı yerlerde hız sınırı çok daha fazla düşürülmüş durumdadır. Hatta ve hatta bu hız sınırı yolun çok kısa bir mesafesi için getirilmiş de olabilir; 200 metresi için vs… Örneğin Çorum’dan geçip de ceza yemeyen neredeyse yoktur herhalde.

Sorulması gereken soruyu ben sorayım; iyi de belediyeler hız sınırını belirleyebilir mi?

Bunun için Karayolları Trafik Kanunu m.50’ye bakmak lazım. 50’inci maddede “Motorlu araçların cins ve kullanma amaçlarına göre sürülebileceği en çok ve en az hız sınırları, şehirlerarası çift yönlü karayollarında 90 km/s, bölünmüş yollarda 110 km/s, otoyollarda 120 km/s hızı geçmemek üzere yönetmelikte belirlenir.” denilmektedir. Ancak 50’nci maddenin son fıkrası “yetki verilen kuruluşlar tarafından yönetmelikte belirtilen hız sınırları yol ve trafik durumuna göre azaltılabilir veya çoğaltılabilir.” şeklindedir. Madde hükmünde bahsedilen yönetmelik, Karayolları Trafik Yönetmeliğidir.

Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 100’üncü maddesinde yerleşim yeri içinde ve dışında hız sınırlarına ilişkin düzenlemeler yapılmış durumdadır. Bu durumda ilgili kurumlar hız sınırlarını muhtelif yerlerde düşürebilmektedir. Daha da önemlisi belediyeler, bu hız sınırlarını belirleyebilmektedirler. Hal vaziyet böyle iken aynı standartlara sahip yollardan azami geçme hızları farklılaşabilmektedir. 

İşte şu an aklınıza gelen benim de aklıma gelmiş durumda. Acaba mı?

Ezcümle

EDS kurulumu nedeniyle kesilecek trafik para cezalarının yatırım maliyetini karşılayacak düzeye kadar yüzde 30’u, sonrasında yüzde 15’i hizmet bedeli adı altında belediye ve dolayısıyla da şirketlere aktarılması bazı sorulara gebedir. Belediyelerin bunu bir kazanç kapısı olarak görme ihtimalini doğurmakta ve sistemin amacını sorgulamamıza neden olmaktadır. Şu an Meclis'te görüşülen trafik düzenlemesini içeren kanun teklifi de yürürlüğe girerse varın gerisini siz düşünün….

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Vergi affına Maliye kapıları kapadı

Vergi aflarına her zaman vergi mağdurları başvurmamaktadır. Af yasalarını alışkanlık haline getiren iktidarlar yükümlüler arasında “af kanunu kollayan/bekleyen” bir güruh yaratmaktadır. Böylece iyi niyetli ve vergiye uyumlu mükellefler yükümlüklerini zamanında tam ve eksiksiz yerine getirdikleri için cezalandırılmış olmaktadırlar

Otomobillerde yeni ÖTV düzenlemesi…

Kuvvetle muhtemel oranlarla alakalı ÖTV Kanunu m.12/2-c uyarınca Cumhurbaşkanı'na verilen artırma yetkisi kullanılacak gibi görülmektedir. Yani Cumhurbaşkanı siyasi atmosfer izin verdiği bir dönemde bu oranları yükseltip yine eskisi gibi farklı basamaklara sahip bir tarife yaratacak

Kalem kalem ocak-mayıs dönemi bütçe verileri…

2025 ocak-mayıs döneminde geçen yıl aynı döneme nazaran tahsilat oranı en fazla olan gelir kalemi yüzde 97,4 artışla gelir vergisi olmuştur. Bunun ardından BSMV yüzde 79,1 ile; kolalı gazozlardan alınan ÖTV yüzde 75,80 ile; yüzde 67,9 ile özel iletişim vergisi gelmektedir

"
"