Tarihler boyunca insanın en derin arzularından biri, faniliğin zincirlerini kırmak ve ölümsüzlüğe ulaşmak olmuştur. Bu arzunun yansımalarına mitolojik hikayelerde ve inanışlarda rastlamak mümkün. Günümüzde ise teknolojik ve bilimsel gelişmeler uzun yaşam konusunda belki de her zamankinden daha büyük bir umut vaat ediyor.

Bilim dünyasında bugün, insan ömrünü ve sağlıklı kalma süresini uzatmaya yönelik pek çok araştırma yapılıyor. Yaşlanmayı yavaşlatan ilaçlardan, DNA onarımı yapan tedavilere kadar pek çok yöntem üzerinde çalışılıyor. Ama en güçlü ve erişilebilir "uzun ömür ilacı" hâlâ sağlıklı yaşam alışkanlıklarında yatıyor.

Günümüzde uzun ömrün ilacı hala sağlıklı yaşam alışkanlıklarında yatıyor yatmasına ama modern dünya düzeni bizi pek de rahat bırakmıyor. Hayatın diğer pek çok alanında olduğu gibi sağlık konusunda da çok fazla doğru/yanlış bilgiye ve uyarana maruz kalıyoruz.

Bugün, eskiye nazaran sağlık meselesine ilgi duyan pek çok insanın anlayabileceği dilde kaleme alınan daha fazla kaynağa ulaşabiliyoruz. Burada değerli olan erişimimiz olan tüm bu bilgi yığınının içinden güvenilir olanları ayrıştırıp sonrasında kendi filtrelerimizden geçirerek hayatımıza adapte etmemiz. Bu filtreleme işleminin de verimini ruhumuz, bedenimiz ve zihnimizle kurduğumuz yakın ilişki belirliyor.

Modern dünyanın bizleri maruz bıraktığı bilgi bombardımanına karşı en değerli silahımız kendimizi tanımamız.

Sağlıklı uzun yaşam yolculuğunda destek kuvvet

Son yıllarda uzun ve sağlıklı yaşam konusunda hayatımıza yeni bir kelime girdi; longevity.

Longevity, sağlık bağlamında, bir bireyin mümkün olan en uzun süre boyunca sağlıklı ve işlevsel bir şekilde yaşaması anlamına geliyor. Sadece yaşam süresinin uzaması değil, aynı zamanda yaşam kalitesinin korunarak bu sürenin uzatılması da longevity'nin temelini oluşturuyor. Bu nedenle, tıbbi anlamda longevity yalnızca kronolojik yaşı değil, biyolojik yaş ve sağlıklı yaşlanma süreci ile de yakından ilişkili.

Longevity'yi etkileyen temel unsurlar arasında; dengeli ve besleyici bir diyet, düzenli fiziksel aktivite, stres yönetimi, genetik faktörler, uyku kalitesi, zararlı alışkanlıklardan (sigara, aşırı alkol vb.) uzak durmak, hastalıkların erken teşhisi ve önlenmesi gibi konular yer alıyor.

Restart tuşuna bas

Bu hafta tam da bu konular üzerine bol bol konuşulan 3 günlük bir buluşmaya katılma fırsatım oldu. Restart; Pınar Özdemir Hotiç ve Dr. Kerem Dündar liderliğinde düzenlenen, gücünü bilimden alan, farkındalık üzerine çalışan ve katılımcıları içten dışa destekleyen bir etkinlik.

Etkinlik; alanında uzman doktorlar ve eğitimcilerin katılımcılarla sağlıklı bir uzun yaşamın nasıl mümkün olabileceği konusunda güncel bilgiler paylaştığı, üzerine titizlikle çalışılmış, yoğun bir program sunuyor.

Programın bir parçası olan uzmanların; bilim ve teknoloji alanındaki tüm gelişmelere rağmen sağlıklı ve uzun bir ömür için asıl olanın insanın kendini tanıması, sağlıklı beslenmesi, düzenli fiziksel egzersiz yapması, sağlıklı yaşama alışkanlıklarına sahip olması gerekliliğinin altını çizdiği buluşmada üzerine konuşulan konu başlıklarını sizlerle de paylaşmak isterim. İlginizi çeken konu başlıkları, uzmanlar ve çalışmaları hakkında kendi araştırmanızı yapabilirsiniz. 

- Fonksiyonel Tıp Doktoru Dr. İrem Ergün’den sağlıklı uzun ömrün formülüne katkı sunan testler ve takviyeler,

- Tarihçi, Davranış Bilimleri Uzmanı, Goddess ve Gent isimli aplikasyonların kurucusu Dr. Nil Keskin Keleş’ten kadın ve erkeğin modern dünya düzeniyle değişen rollerinden öze dönüş yolculuğu,

- Uğur Yıldız’dan iyi uyku ve sağlıklı yaşam arasındaki güçlü ilişki

- Dr. Zeynep Tartan’dan bilimin ışığında longevity hakkında gerçekler, varsayımlar ve tartışmalar

- Oğuz Mülazımoğlu’ndan klinik çalışmalar ışığında açlığı taklit eden beslenme

- Bütünsel Sağlık ve Fonksiyonel Beslenme Uzmanı Aslıhan Gözdem Kaya’dan eliminasyon, hangi besinlerin dost hangilerinin düşman olduğu ve bağırsak sağlığı

- Fizyoterapist Cem Koçak’tan beden farkındalığının ve hareket etmenin iyi yaş almaya olan katkısı

- Yoga eğitmeni ve Yazar Zeyneb Uras’tan nefesin mucizesi

- Yoga Eğitmeni Irmak Irkdaş’tan yüz yogası ve masajı

- Verimlilik Enstitüsü Başkanı, AİP Vakfı Kurucusu ve Yazar Ebru Nurluoğlu’ndan daha mutlu biri olmak için hayata verim ve mutluluk perspektifinden yaklaşmak

- Kerem Dündar’dan zihnin derinlikleri hakkında bilgi aldık.

Bir avuç takviye vitaminle ömür geçer mi?

Beslenme; sağlıklı uzun yaşam meselesinin en çok öne çıkan konusu. Meselenin arkasında büyük kazançların elde edildiği koca bir endüstri çalışıyor.

Araştırmalar sanayileşme, hava kirliliği, toprakların verimsizleşmesi, yanlış tarım uygulamaları, tarım ilaçları, kuraklık, yer altı sularının kirliliği gibi pek çok sebepten tükettiğimiz gıdalardan 30-40 yıl önce aldığımız besini alamadığımızı gösteriyor.

Buna karşılık ilaç endüstrisi yukarıdaki sebepleri öne sürerek insanları pek çok şeyin takviyesini almak üzere bütün kanallardan etkilemeye çalışıyor. Sistem adeta bir avuç takviye vitaminle daha sağlıklı olacağımızı (hatta çok yakında ancak bu şekilde hayatta kalabileceğimizi) empoze etmeye çalışıyor.

Yıllardan beri ilaç şirketlerinin büyük bir coşkuyla piyasaya sürdüğü, kanıtlanamayan sonuçlar üzerine piyasan çektiği, hatta bir süre sonra da karaladığı pek çok takviye vitamin ve ilaç konusunda örnekle karşılaştık.

Açıkçası farkındalıklı ve iyi beslenmeye özen gösteren, fiziksel egzersize de önem veren biri olarak pek çok takviyeye karşı yukarıda da saydığım sebeplerden dolayı güvensizlik duyuyorum ve sorgulayarak yaklaşıyorum.

Longevity hakkında film önerileri

Longevity hakkında biraz daha bilgi edinmek isterseniz konu üzerine yapacağınız araştırmalarınızın yanında longevity konusuyla ilgili bugünlerde çeşitli platformlarda hızla erişebileceğiniz filmleri de şöyle sıralayabilirim; Don’t Die, Blue Zone, Down to Earth, Fasting and The Longevity Revolution.

Anda’nın iz bırakan halleri

Etkinliğin gerçekleştiği, ilk defa tanıştığım ve etkinliğin ruhuna uyduğunu düşündüğüm Anda Barut Collection Didim hakkında da dikkatimi çeken konuları paylaşmak isterim.

Anda Barut yaklaşık 650 odayla hizmet veren büyük bir otel. Didim’in Delice Yarımadası’nda bulunuyor. Berrak bir denize erişimi olan geniş bir alana yayılmış.

Otel sunduğu konfor ve hizmet kalitesinin yanında sürdürülebilir yaşam tercihleri, personelinin eğitimine ve yaşam koşullarına gösterdiği özen, personelin güler yüzü ve yardımcı tavrıyla dikkatimi çekti.

Etkilendiğim ve güzel bir örnek oluşturduğunu düşündüğüm için burayı biraz açmak istiyorum.

Anda Barut Collection

Otel; deniz suyunu dönüştürülerek kendi suyunu üretiyor. Kurumun tüm yöneticilerinin araç kullanımında elektrikli araçlar tercih edilmiş. Peyzajda ise; sahada yapılan biyolojik çeşitlilik araştırması üzerine ortaya çıkan rapora uygun olarak yerel bitkiler tercih edilmiş. Sahilde bölgeye özgü kayalar korunmuş ve doğal kum plajlar tasarlanmış.

Otel, bir zorunluluktan öte bulunduğu çevreyi önemsediği için bir etki raporu hazırlatmış. Bu raporla otelin bulunduğu coğrafya üzerinde yarattığı sosyal, ekonomik ve çevresel etkinin niteliksel ve niceliksel açılardan ölçümlenmesi hedeflenmiş.

İşletme, misafirlerinin memnuniyeti için gösterdiği özeni perde arkasında da sürdürüyor ve iç misafir olarak tanımladığı personel için de gösteriyor. Personel konaklama evleri ve burada sunulan hizmetle de bir devrim yaratmışlar. Hizmet içi eğitimleri arasında aile içi iletişim eğitimi bile bulunuyormuş. Zaten gözlemlediğim kadarıyla personelin memnuniyeti misafirlerle kurdukları ilişkiye de direkt yansıyor.

Üç gün boyunca transfer deneyiminden, program içeriğine ve konaklama tercihine tüm unsurların birbirini sürdürülebilir ve farkındalıklı yaşam konusunda desteklediği bir deneyim yaşadım.

Herkese kendiyle temasta kaldığı ve kendini tanımaya bir adım daha yaklaştığı yeni bir hafta dilerim.