21 Şubat 2023

Depremin maliyeti: 80 milyar dolar nasıl bulunacak?..

On bir ildeki milli gelir kaybı, ihracat kaybı, yıkılan binaların yerine yenilerinin yapılması dahil; depremin toplam maliyeti 80 milyar dolar olarak hesaplanıyor

Bütün statlarda saygı duruşu, Almanya'dan Fransa'ya, İngiltere'den İtalya'ya kadar, hafta sonunda bütün futbol maçlarında seyirciler saygı duruşunda bulunuyor. Bizde TV'lerin üst köşelerinde yer alan "ulusal yas" simgesi "siyah fiyonk" onların statlarında koca panolarda yer alıyor.

Ayrıca, futbolcular kollarına "siyah bant" takıyor.

Sanatçı Karsu Hollanda'da konser veriyor, Neşet Ertaş'tan çaldığı "Neredesin Sen" türküsü büyük beğeni topluyor, o konserden "89 milyon Euro bağış" elde ediliyor.

88 ülke arama / kurtarma ekipleri, doktor, sahra hastanelerine ek olarak gıda, çadır, giyim eşyası ve benzeri her türlü yardımı iletiyor.

Almanya'da Frankfurter Allgemeine gazetesinde yayınlanan bir haberde, "AFAD'ın yurt dışından gönderilen çadırlara kendi logosunu bastığı" öne sürülüyor.

Dünya Bankası 1 milyar 700 milyon dolar gönderiyor.

Kızılay AKP tarafından dışlanıyor. Nasıl oluyorsa, bazı TV'lerde günlerdir "Sensiz Olmaz" başlığı ile övgü dolu Kızılay reklamı dönüyor!..

Bağış kampanyasında toplanan 115 milyar lira, bugünkü kur üzerinden yaklaşık 6 milyar 100 milyon dolar ediyor.

Birbirinden kopuk ve fakat ortak paydası deprem olan bu haberlerin merkezinde ne yatıyor?..

Kopuk ve ideolojik

Örneğin günlerdir TV'lerde yayınlanan Kızılay reklamları... "Kimin ne yaptığı belli değil".

Buna karşılık, kimin ne yaptığının belli olduğu durum... Doğruysa, çok çirkin ve artık başka ülkelerde de, alay konusu... "Yurt dışından gönderilen çadırlara AFAD logosu yapıştırmak!.." Kendini aklama çabası!..

Diğer ülkelerin futbol federasyonlarını kimse "saygı duruşunda bulunun, kolunuza siyah bant takın" diye uyarmıyor, onlar bunu kendiliklerinden uyguluyor, "insani dayanışma adına".

Çünkü, el oğlu hiçbir biçimde bilmiyor, anlamıyor, onların dilinde, felsefesinde, politikasında "kendi vatandaşlarını bölme, kutuplaştırma, hatta deprem felaketinde bile, bu huyunu hala üsteleme" diye bir kavram yok.

Burada gün geçmiyor ki, yeni bir kutuplaştırma örneği ile karşılaşmayalım, akla ilk gelenlerden biri, üniversiteleri kapatmak, uzaktan eğitime geçmek ama, Kur'an kurslarına izin vermek.

"İhmal dizisinin önde gittiği, yüzyılın en büyük felaketinde bile ideolojik saplantılar!.."

İki uluslararası banka

Bu boş uğraşlar yerine, daha yapıcı işlere ihtiyaç var.

"Örneğin, depremde kaybolan gelir ve servet, bunun maliyeti, o maliyetin nasıl karşılanacağının hesabı, yolu yordamı".

Hazine'de, Maliye Bakanlığı'nda, Merkez Bankası'nda ya da Cumhurbaşkanlığı'na bağlı o pek çok sayıdaki ofislerde böyle bir çalışma var mı?..

Anılan kurumların sayfalarına girince, böyle bir çalışma görmek mümkün değil.

"Varsa bile, belki gizli tutuluyor".

Gizlemenin nedeni belli, çünkü seçim yaklaşırken, o maliyetin nasıl karşılanacağı sorusu askıda.

Buna karşılık, iki uluslararası banka J.P. Morgan ile bu gruptan ayrılan Morgan Stanley depremin maliyetine dönük çok ayrıntılı iki çalışma yapıyor.

J. P. Morgan'ın 16 Şubat 2023, Morgan Stanley'in 17 Şubat 2023 tarihli çalışmaları konuya yeteri kadar açıklık getiriyor.

İki çalışma benzer sonuçlara varıyor.

On bir il ayrı ayrı

Anılan iki banka dünyanın en büyük bankaları arasında önde geliyor.

İki bankanın çalışmasında on bir ili tek tek sektörler itibariyle tarım, sanayi, ticaret, ihracat, ithalat, istihdam açısından inceleniyor. İkisinde de, ayrıntılı tablolar var.

On bir ildeki milli gelir kaybı, ihracat kaybı, yıkılan binaların yerine yenilerinin yapılması dahil:

"- Depremin toplam maliyeti 80 milyar dolar olarak hesaplanıyor".

80 milyar dolara servet kaybı dahil.

Çok ağır bir fatura. Kısa dönemde karşılanması mümkün olmayan bir maliyet.

Bina maliyeti

80 milyar doların içinde ayrı bir hesap var:

- 400 bin bina yıkılıyor.

- O binaların yeniden yapılmasının maliyeti 25 milyar dolar olarak hesaplanıyor".

 Yeni yapılacak binalarda kullanılacak malzemede artık çalma, çırpma olmaz, ayrıca inşaat denetimi eksiksiz yerine getirilir herhalde.

Malzemenin ötesinde, "yer seçimi, yeni binalar nerelere yapılacak" sorusu. Ondan da ders alınmıştır, diye umut edelim.

18 milyar açık

Sadece binaların yeniden yapılması 25 milyar dolar ise...

Şu ana kadar bağışlardan ve yardımlardan gelen para toplam 7 milyar doları biraz aşıyor.

O halde:

"Binaların yapılması için bulunması gereken para yaklaşık 18 milyar dolar".

Bu para nerede?..

Bütçenin farklı kalemlerinden aktarılabilir.

Her türlü israfa son vererek, başka harcamaralardan kısarak, buraya aktarılabilir.

Vergi ve zam

Ama, kalan 80 - 25 = 55 milyar dolar nerede?..

Bunun için yeni bir bütçe yapmak gerekiyor.

Ne demek bu?..

"Yeni vergiler, yeni zamlar demek".

Önümüz seçim. AKP seçime giderken, yeni zamlar ve yeni vergiler getirebilir mi?..

Epey zor.

Belli ki, bu maliyetin karşılanması uzun döneme yayılacak bir politikaya ihtiyaç gösteriyor.

Mutlaka vurgulanması gereken şu:

"Dolaylı vergiler yerine, doğrudan vergiler, örneğin servet vergisi konulmalı, vergi politikası yeniden ele alınmalı".

Canlı yayında, ilkokul çocukları gibi, birilerini iterek, ön planda görünmeye çaba harcayan Nureddin Nebati bu tür çalışmalar için de, çaba harcıyor mu acaba?..

Hiç sesi çıkmıyor da!..

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Cumhuriyetçisi olmayan Cumhuriyet

AKP'nin imam hatiplerle, vakıf ve derneklerle, kendine bağlı sermaye ile oluşturduğu taban karşısında duranların ortak söylemi var. Hangi siyasi kanatta olurlarsa olsunlar... Ortak söylem Cumhuriyet!..

Piyasa Erdoğan'a, Erdoğan Murat Kurum'a güvenmiyor

Erdoğan ve bakanların İstanbul'da her oy avcılığı Kurum'u biraz daha değersiz kılıyor

Promosyon aldatmacası, İstanbul kâbusu

Başta Erdoğan, hükümetin tekmil bakanları İstanbul’da, hepsi birden Ekrem İmamoğlu’na karşı oy devşirme yarışında. 1946’dan bu yana hiçbir genel ve belediye seçiminde görülmeyen manzaralar!..