06 Temmuz 2025

Bir sanatçı dokunuşu istiyor bu hava...

Güçlünün güçsüze dayattığı şartların adını; adalet, demokrasi, özgürlük ve barış saydığı karanlık bir cephe aydınlığı yenmek üzere...

serdar gündoğ 6 temmuz yazılar

T24’te yazmaya başlayalı tam üç yıl oluyor. Önceleri okuyucusu ve takipçisi olduğum T24’ün sütunlarında kendi yazılarımı da görüyor olmaktan ilk yazım çıktığı günden beri büyük bir mutluluk duyuyorum.

T24 okurlarının da benim kadar memnun olmasını umduğum geçen bu üç yılda, kendimi mutlu edecek nedenler buluyorum bulmasına ancak ülkenin ve de dünyanın gidişatı konusunda zaman zaman fena bir karamsarlığa kapıldığımı söylemeden de yapamayacağım.

Aslında en yapmayacağım şeylerden birisidir umutsuzluğa kapılmak. Fakat gün geçtikçe dünyanın insan yanı dikiş tutmuyor, bunu görüyorum ve gördükçe; eskisi kadar bonkör olamıyorum umutlu olmak için.

Yıllar önce, fıkra gibi bilmecelerin pek moda olduğu günlerde anneme: Süte su karıştıran sütçünün neyi bozuktur?” demiş ve sütü cevabı yerine bakalım neler söyleyecek diye beklerken ‘mayası bozuktur! yanıtını alınca çok gülmüştüm.

Düşündükçe hala ne kadar da hak veriyorum anneme.

Bu hilekarlığı yapanın sütünden önce mayasının bozuk olduğunu ne de güzel söylemişti.

Ve işte, süte su karıştırıldığı günlerin bile çok masum kaldığı tuhaf bir dünyaya uyanmaya başladık her geçen gün.

Yurtta ve Dünyada’ amansız bir rant döngüsünde ve kendinden olmayan kimseye yaşam şansı tanımayan çıkar iş birlikleri karşısında gittikçe çaresizleşiyoruz.

Olanı anlatabilmek için neler olduğunu tek tek saymak yerine şu cümleyi kestirmeden edeyim:

Güçlünün güçsüze dayattığı şartların adını; adalet, demokrasi, özgürlük ve barış saydığı karanlık bir cephe aydınlığı yenmek üzere...

Bunları düşündükçe, yıllar önce bir gece sessizliğinde kopan fırtınanın gürültüsü içinde; uyur uyanık kapıldığım bir karabasanı tekrar iliklerime kadar duyumsuyorum.

O zamanlar yazdığım bir şiirle tekrar nefes almış ve korkularımla baş edebilecek gücü bulmuştum.

Belki bugün yine öyle olur:

Bir sanatçı dokunuşu istiyor bu hava...
Bir ressamın fırçası
Bir müzisyenin parmakları
Bir şairin dizeleri
Bir ozanın sesi
Dindirecek
Sanki bu fırtınayı...

Bir his
Bir bakış
Ve güzel bir gülüş
Belki de
İyi edecek
Bu karanlık uğultulu geceyi... 

Eyvallah

Serdar Gündoğ kimdir?

Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi.

Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında, Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı.

2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı.

Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Bir ağıt, bir dünya ah!

‘Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak...'

Bir kuş bir balığı sevebilir, ama nerede yuva kuracaklar?

İstikrarlı ve kalıcı bir barış için yanlış giden şeyleri ifade etmek, hele ki; anti demokratik alışkanlıkları gün geçtikçe artan siyasi iradenin bir iyilik elçisi gibi refere edilmesine rıza göstermemek, neden anlaşılır bir şey olarak okunmaz?

Yetmez ama ‘Sanata Evet’

“Üç devle savaşıyoruz Sancho: Adaletsizlik, Korku ve Cehalet!”

"
"