25 Nisan 2025

Akılsız başın cezasını kimler çekecek?

Akılsız başın cezasını fabrikalarda çalışan ve bu ürünlerin ana müşterisi olan orta-alt gelir grupları çekecek. Birçok fabrika, bilinmezliklerden dolayı geçici de olsa kapısına kilit astı; Batı’da ise kaçınılmaz bir enflasyon yolda

Akılsız başın cezasını kimler çekecek?

Çok değil, bundan 10 gün önce ticaret savaşları için yazdığımız yazının artık çok anlamı kalmadı; sadece 10 günde tüm rakamlar değişti. Trump, Çin’in vergi artışlarına karşılık vermesine kızıp “Elini görüyorum ve artırıyorum” dedi. Sonuç olarak Çin ürünlerine olan vergi yüzde 145'e ulaştı. Çin, yüzde 125’ten sonra ABD vergileri artırmaya devam etse de karşılık vermeyeceğini, bunun artık ekonomik bir anlamı olmadığını ve dünya ekonomi tarihine bir şaka olarak geçeceğini söyledi. Haksız da değiller; yüzde 100 ile yüzde 200 arasında çok da bir fark yok. Bu oranlarda iki ülke arasında ticaret imkânsız hâle gelmiş oldu.

Geçtiğimiz yazıyı da “Kişisel olarak, bu vergilerin geçtiğimiz hafta açıklanan oranlarda Çin dışındaki ülkeler için devam ettirilebileceğini düşünmüyorum.” diye bitirmiştik ama yanılmışız. Çin dışındaki ülkelere gelen ek vergileri bırakın sürdürmeyi, vergiler devreye dahi alınamadı; 90 günlük erteleme geldi. Şu an Çin dışındaki ülkeler için elde kalan yüzde 10’luk genel ithalat vergisi oldu.

Benim öngöremediğim bir nokta daha varmış: Amerika bazı ürünlerde Çin’e o kadar bağımlı hâle gelmiş ki — misal elektronik ürünler — bu ürünlerde Çin’e getirdiği “karşılık vergilerini” dahi geri çekti. Çin’in Amerika’ya olan toplam ihracatının yaklaşık yüzde 22’sini oluşturan bu ürünler, genel olarak Çin’de üretilen cep telefonu, laptop gibi ürünleri içeriyor. Bu fabrikaları gece bohçanıza yükleyip başka bir ülkeye kurma şansınız yok; bu süreç yıllar alacak. Halk iPhone’a zam gelince ayaklanır diye korkan hükûmet de geri adım atmak zorunda kaldı. iPhone’a çözüm bulunsa da, Amerika’nın oyuncaklarının yüzde 77’sinin Çin’den geldiğini düşününce, birçok çocuk oyuncaksız kalacak gözüküyor.

Borsalarda düşüş sürüyor…

Tüm bunlar olurken de dünya borsalarındaki erime devam ediyor. Özellikle Çin’e bağımlılığı yüksek olan Apple, Amazon gibi firmaların hisselerindeki kayıplar daha büyük oldu. Tüm gelişmeler, Amerikan tedarik zincirinin Çin’e olan bağımlılığını bir kez daha ortaya çıkardı. Politik olarak da Çin’in Amerika’ya kafa tutabileceğini dünyaya göstermiş oldu. Dünyanın birçok ülkesinde de Amerika’nın üstüncü tutumuna karşı Çin politikaları destek buldu.

Sizin anlayacağınız, Trump Amerika’nın gücünü göstermek isterken işi yüzüne gözüne bulaştırdı.

Bundan sonra ne olacağı ile ilgili artık bir tahmin yazmamayı öğrendim. Daha çok ticaret savaşının doğu tarafındaki durumu ve diğer ülkelerin buna karşılık tutumlarını paylaşıp yorumu size bırakacağım. En azından bu defa ben yanılacağıma sizler yanılın!

Çin safları sıklaştırıyor…

Çin, Amerika’nın agresif dış politikasını bir fırsata çevirmek istiyor. Geçtiğimiz haftalarda Kore ve Japonya dışişleri bakanları ile yapılan zirvelerden sonra, bu haftalarda da rotayı Güneydoğu Asya’ya çevirdi. Başkan Xi Jinping, bir haftalık program çerçevesinde Malezya, Kamboçya ve Vietnam’ı ziyaret etti.

Vietnam ve Çin devlet başkanlarının buluşması

Güneydoğu Asya’da Çin’in devam eden yükselişi

Güneydoğu Asya ülkeleri, yeni gelen tarifelerden Çin’den sonra en çok etkilenen ülkeler olmuştu. Şapkadan Kamboçya’ya yüzde 49, Vietnam’a ise yüzde 46’lık vergiler çıkmıştı. Xi, ziyareti sırasında bölge ülkelerine Amerika’nın tek taraflı “zorbalığına” karşı birlik olma çağrısında bulundu ve Çin’in yeni dönemde dengeleyici güç olacağı sözünü verdi.

Çin, artan politik ve ekonomik gücü ile son dönemde bölgede ana oyuncu olma görevini üstlendi. Bunu yaparken bölge ülkelerdeki güçlü diasporasından da faydalandı. Jakarta, Bangkok gibi şehirlerde sadece Çince’nin konuşulduğu, tüm tabelaların Çince olduğu semtleri bulmak mümkün. Ayrıca Çin diasporası ciddi bir sermaye birikimine sahip.

ASEAN Çalışma Merkezi’nin bölgede yaptığı son çalışmaya göre, Çin, ASEAN bölgesinde ABD-Çin rekabetinde taraf olmak zorunda kalınması durumunda tercih edilen ülke oldu.

Amerika veya Çin’den birini seçmek durumunda kalsanız, tercihiniz hangisi olur?

Bölge ülkeleri ticaret savaşlarında polarize olmaktansa, her iki tarafı dengeleyen bir politika izlemek istiyor. Çin, kapı komşuları ve bölgedeki en büyük ekonomik güç; Amerika ise birçoğu için en büyük ihracat pazarı olmayı sürdürüyor. Ayrıca Trump’ın ilk döneminde başlayan ticaret savaşları ile bölge ciddi bir yatırım çekti. Çinli ve global firmalar da üretim tesislerini bölgeye kaydırdı. Bu tesislerden çıkan ürünlerin ilk adresi de ABD olacaktı. Çin’in aksine, bölge ülkeleri heyetlerini ABD’ye yollayarak pazarlık masasına oturdu. Bölge ülkelerinin ticaret açığının azaltılması için Amerika’dan alınabilecek yegâne ürünler olan enerji, uçak, savunma sanayi ve tarım ürünlerinin alımının artırılması yönünde taahhütler vermeye hazırlanıyorlar.

Bölge ülkelerinin Çin ve Amerika’ya olan ihracatlarının, toplam ihracatları içindeki oranı

Çin’in uzun soluklu koşusu devam ediyor…

Çin cephesinde ise şu ana kadar işler yolunda gidiyor. Tabiri caizse, Çin dersine iyi çalışmış gözüküyor. Ders çalışmaya da benim ODTÜ günlerinde sınavdan bir gece önce soğuk çalışma salonunda kitabın kapağını ilk defa açmam gibi değil de, dönemin başında sabah erkenden kalkıp derslerine giderek yapmış. Bu tip öğrencilere hayatım boyunca çok imrenmişimdir; olmadı, olamadı, yapamadım.

Çin için dönem 2008 krizi sonrası başladı diyebiliriz ama 2010’ların ikinci yarısıyla vites artırıldı. 2015 yılında dönemin başbakanı Li Keqiang tarafından imzalanan “Made in China 2025” planı, o dönem herkese hayal gelmişti. Plan içerisinde ürün gruplarına göre yerlilik oranları teker teker belirtilmişti. Bu hedeflere ulaşmak için de devlet; Ar-Ge ve yatırım teşvikleri ile vergi muafiyeti gibi farklı araçlarla firmalara destek vereceğini ilan etmişti.

2015 yılında yayınlanan Made in China programında 2020 ve 2025 yerli üretim hedefleri

10 yıl sonra hedeflerin birçoğuna ulaşıldı; yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar, robot teknolojileri gibi birçok alanda ise hedefler aşıldı. 2015 yılında 100 binden az elektrikli araç üretilirken, 2024 yılında 6 milyondan fazla elektrikli araç üretildi. Birçok alanda Çin, dünya liderliğini ele geçirdi.

Çin farklı ürün gruplarında global pazar payı

Çip ve geniş gövdeli sivil uçaklar gibi alanlarda ise henüz istenilen hedeflere ulaşılamadı. Özellikle çip alanında, Huawei ve SMIC önderliğinde çalışmalar devam ediyor. Çip tarafında hedeflerin geride kalmasındaki en önemli etkenlerden biri de Amerika tarafından hem çip hem de çip üretim araçlarına getirilen yasaklar oldu.

Çin robot ve gemi üretiminde yıllar göre global pazar payı

Çin’den 2025’e hızlı başlangıç…

Nisan ayında ayrıca Çin, 2025’in ilk çeyrek ekonomi karnesini açıkladı. GSYH büyümesi yüzde 5,4 ile beklenilenin de üstünde gerçekleşti. Büyümenin beklenenden hızlı olmasında, öne çekilen ihracat üretimleri ile elektrikli araçlar ve elektronik aletlerin tüketimine gelen devlet desteği de etkili oldu. Destek gelen sektörlerde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre çift haneli artış görüldü.

Toplam perakende satışlar Mart ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 5,9 artış gösterirken, toplam fabrika üretimi de yüzde 7,7 artış gösterdi.

Çin GSYH büyümesi (geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre)

Ticaret savaşlarının Çin ekonomisine olan etkileri ve çözüm yolları…

Amerika’nın getirdiği vergilerin Çin’i etkilemeyeceğini söylemek çok mantıklı olmaz. Goldman Sachs’ın tahminlerine göre, bu durum 20 milyondan fazla iş gücünü etkileyecek ve GSYH üzerine negatif yüzde 0,7’lik bir etkisi olacak. IMF, Çin’in 2025 büyüme beklentisini yüzde 4 olarak revize etti.

Çin’in ihracattaki bu olası küçülmeyi dengelemek için kullanabileceği çok etkili bir silah var: iç tüketimin artırılması. Çin’in GSYH’si içinde tüketim sadece yüzde 40 mertebesindeyken, bu oran ABD’de yüzde 70’lere ulaşıyor. Tüketimin büyümesinin önünde bazı engeller var; en büyüğü devam eden emlak krizi. Hane halkı birikiminin büyük kısmının emlakta olmasından dolayı, düşen emlak fiyatları tüketici güven endeksini etkiliyor.

Devletin düşük sosyal harcamaları da halkın parasını harcamayıp cebinde tutmasında bir başka neden. Sağlık, eğitim gibi temel harcamalarının birçoğu kâğıt üstünde devlet tarafından karşılanıyor gözükse de, gerçek hayatta ailelere ciddi maliyetler oluşturuyor. Düşük emeklilik ücretleri — kırsal alanda minimum emeklilik ücreti 25 doların altında — da insanların paralarını yastık altına koymasının başka nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Önümüzdeki günlerde merkez hükümetin tüketimi artıracak ciddi kararlar vermesi gerekiyor.

Akılsız başın cezasını kim çekecek? Yine bu fabrikalarda çalışan ve bu ürünlerin ana müşterisi olan orta-alt gelir grupları çekecek. Birçok fabrika, bilinmezliklerden dolayı geçici de olsa kapısına kilit astı; Batı’da ise kaçınılmaz bir enflasyon yolda.

Bundan sonra ne olur, onu ise kimse bilemez. Sizin varsa bir fikriniz, bana da yazın derim.

Onur Türkmen kimdir?

1982 yılında doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana’da tamamladı, ODTÜ Makine Mühendisliği’ni 2005 yılı sonunda bitirdi.

2011 yılından bu yana, 10 yıldan uzun süresi Şanghay’da olmak üzere, Asya’da yaşamaktadır. Bu dönemde işi gereği Çin'in, küçük kasabaları da dahil, birçok yerini görme ve günlük hayatını gözlemleme şansı oldu.

En acı hotpot’ını tatma, en sert baijiu’sunu (pirinç rakısı) içme şansını elde etti. İngilizce ve Çince bilmektedir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Siz hiç fabrikada çalıştınız mı?

Çinli firmaların yurt dışı maceraları yeni başlıyor ve zorlu geçecek. BYD ile ilgili yazıda da belirttiğimiz gibi, Çinli firmalar kendilerine has çalışma kültürleriyle, yabancı ülkelerin yüksek maliyetli üretim ekosistemlerinde birçok zorluk ile karşılaşacaklar. Başarı da öyle kolay olmayacak

Ticaret savaşlarında Cenevre günleri…

Çağımızı tanımlayan en doğru kelime “belirsizlik” diyebiliriz. Ticaret savaşları da bu belirsizliği ve küresel endişeyi harlamaya devam ediyor. Naçizane önerim: Derin bir nefes alın ve rahatlayın; bunlar, yeni dünya dengesinin daha ilk adımları ve görecek çok şey var

Hayat bazen çok zor olur

Çin’e ilk taşındığım 2010’ların başında, küçük kasabaların sokaklarındaki çocukları gördüğüm zaman “İleride ne olacaklar acaba?” diye düşünürdüm. Kaygımın yersiz olduğunu, ilerleyen yıllarda aynı şehirlere yeniden gittiğimde anladım

"
"