Sezonun son derbisi Kadıköy’de, şu ana kadar umduğunu bulamayan iki dev çınar arasındaydı. Bir gün önce Galatasaray’ın, maç öncesi de Samsunspor’un kazanmasıyla farklı hedeflerdeki iki takımı motivasyon olarak nasıl etkiledi bilinmez ama nerede ne zaman ve hangi koşullarda oynanırsa oynansın Fenerbahçe ile Beşiktaş arasındaki maçlar her zaman bayram havasında olmuştur. Bu kez iki takımın teknik patronlarının ismileri nedeniyle de farklı bir rekabete sahne oldu. Maç öncesi iki takımın kadroları geldiğinde Solskjaer’in tercihleri karşısında şaşırmayan var mıdır bilemiyorum. Stoper bölgesinde sıkıntılar yaşayan Norveçli Hoca Masuaku’yu stopere çekerek sol bekte, bu sezon toplamda sadece bir (1) maç oynattığı Emrecan Terzi’yi, önünde de genç Mustafa Hekimoğlu’nu oynatarak sol kanadı bu iki oyuncuya teslim etmişti.
Buna karşılık zaten Jose Mourinho’nun başlangıç onbirini tahmin etmek mümkün olmadığı için artık hiçbir tercih sürpriz olmuyordu. Listeler geldiğinde merak konusu Fenerbahçe’nin üçlü savunmayla mı yoksa dörtlü savunmayla mı oynayacağıydı. Karşılaşma başlayınca anlaşıldı ki sarı lacivertliler dörtlü savunmayla oynuyordu. Ancak maçlar dizilişlerle değil mücadele ve kâğıt üzerindeki kalitenin sahaya yansıtılması ile kazanılıyordu. İki takım arasındaki karşılaşmalarda son yıllarda alıştığımız tempo ve pozisyon zenginliği bu maçta yoktu.
Fenerbahçe’nin ilk isabetli vuruşu dakika 26’da Talisca’nın kafa vuruşuyla, Beşiktaş’ın ilk isabetli vuruşu da kazanılan penaltıyı kaçıran Fernandes’in vuruşuyla 36.dakikada geldi. Penaltıyı kaçıran Gedson Fernandes 44’te Mert Müldür’ün hatasını değerlendirdi ve Beşiktaş’ı öne geçirdi (0-1). İkinci yarıya Mourinho Szymanski’nin yerine Tadic’i alarak başladı. Hem taraftarını hem de maçı kazanmak için daha tempolu ve coşkulu bir oyun oynaması gereken sarı lacivertliler baskılı görünse de, tempo ve coşku eksikti. Mourinho’nun beklediği gol gelmeyince 58’de bir hamle daha yaptı. Çağlar ve Osayi-Samuel’in yerine Djiku ve Dzeko’yu alıp üçlü savunmaya döndü ve santraforları ikiledi.
Bu hamleye karşılık olarak Solskjaer genç Emrecan’ın yerine uzun bir sakatlıktan dönen stoperi Udokhai’yi oyuna aldı. Karşılaşma boyunca hem takım hem de bireysel savunmayı çok başarılı yapan Beşiktaş tamamen geçiş oyununa döndü ve skoru attırabilecek pozisyonlar da buldu. Kaybedecek bir şeyi kalmayan Mourinho önce gecenin etkisiz ismi En-Nesyri’nin yerine İrfan Can Kahveciyi, ardından da Fred’in yerine Cenk Tosun’u oyuna alarak bütün hücumcularını sahaya sürdü.
Bu sezon derbilerin başarılı takımı olan Beşiktaş maç boyunca çok iyi savunma yaparak derbi galibiyetlerine bir yenisini daha ekleyerek üçüncülük hedefini canlı tuttu. Kadıköy’de bir derbi daha kaybeden “Mourinho’nun Fenerbahçe’si” ise matematiksel olmasa bile şampiyonluk hayallerini gelecek sezona erteledi.
Melih Gümüşbıçak kimdir?
Melih Gümüşbıçak 10 Ağustos 1968'de Ankara'da doğdu. Ankara 50. Yıl Lisesi'nden mezun olduktan sonra iktisat ve siyasal bilgiler öğrenimi gördü.
Mesleğe başladığı TRT'de spor programları sundu, daha sonra Doğan Yayın Holding'e geçti. İzleyen dönemde Show TV'de "Televole" adlı spor magazin programını sundu.
Daha sonra Lig TV'ye geçen Gümüşbıçak, bu kanalda sunuculuk yaptı, ardından 360 kanalında spor programı hazırlayıp sundu. TRT'de Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını ve çeşitli spor yayınlarını sunan Gümüşbıçak, T24'te ağırlıklı olarak Fenerbahçe maçlarını yorumlayacak.
|