Çünkü Japon kültüründe omotenashi denen bir kavram vardır. Anlamı: “Karşılık beklemeden hizmet etmek.”
Tokyo’da bir müşteriye “Buyurun, ne istersiniz?” denmez. Onun ne isteyebileceğini önceden tahmin edip, ihtiyaç daha doğmadan çözüm sunulur. Bu bazen sıcak havada serin bir havlu, bazen de sessizce değiştirilen bir tabaktır.
Örnek: Ginza’daki üç Michelin yıldızlı Sukiyabashi Jiro’da şef Jiro-san, müşterinin çiğ balığa verdiği tepkiden bile bir dahaki sunumu belirler. Bu, menü değil beden dili okumaktır.
Paris’te hizmet yavaş ama kimlik net
Fransa’da bir garsonun hızlı olmasını beklerseniz hayal kırıklığı yaşarsınız. Çünkü orada yemek sadece karın doyurmak değil, yaşamı kutlamaktır.
Garsonlar eğitimlidir, menüyü ezbere bilir, şarabı önerirken nedenini anlatır. Ama acele etmezler.
Case: Café de Flore’da servis yavaş ilerlese de garsonlar asla "yoğunluktan" şikayet etmez. Çünkü orada “müşteri kraldır” değil; “müşteri buranın bir parçasıdır” anlayışı vardır.
Fransa’da hizmet, müşteriyi büyütmez. Ona eşit davranır.
İstanbul’da ise samimiyetle gelen kaos
İstanbul’daki çoğu restoranda “abi hoş geldin!” cümlesiyle başlar deneyim. Garson samimidir, masaya oturmadan çay gelir. Bu bazen müthiş bir aidiyet hissi verir, bazen de kurumsallıktan uzak bir deneyim yaratır.
Türkiye’de hizmetin başarısı çoğu zaman “ne kadar ilgi gördüğünle” ölçülür. Ama bu ilgi, bazen dozunu kaçırabilir. Masada beş kişi, başında üç personel… Misafir yemeğini mi yer, yoksa sohbet mi eder, bilemez.
Bu yüzden Türkiye’de deneyim yönetimi, hem samimiyet hem ritim isteyen hassas bir terazidir.
New York’ta hızlı, etkili, “şikayet etme, değiştir”
ABD’de müşteri haklı değildir, müşteri kaybedilemezdir.
Manhattan’da bir restoranda yemek geç geldiyse, özür dilerler ve hesaptan düşerler. Sebep konuşulmaz, çözüm sunulur.
Örnek: Eleven Madison Park’ta masaya getirilen her tabağın ardından “Her şey yolunda mı?” sorusu samimiyet değil, sistem gereğidir.
New York’ta müşteri deneyimi algoritmalarla yönetilir. CRM sistemleri, sipariş geçmişini, alerjileri, oturma düzenini hatırlar.
Bu da müşteriye “önemsendiğini” değil, “izlendiğini” hissettirir. Aradaki fark: biri sadakat yaratır, diğeri sadece memnuniyet.
Kültürel kesişmeler: Aynı sofrada farklı beklentiler
Uluslararası zincir restoranlar, kültürler arasında köprü kurmak zorunda. Dubai’de açılan bir Fransız restoranı, Japon müşterisine nasıl hizmet verir?
Yanıt: Hibrit deneyim.
- Menüyü Fransız gibi yazarsın
- Servisi Japon gibi yaparsın
- Misafiri Türk gibi karşılarsın
- Ödemeyi Amerikan gibi alırsın
Ve bütün bunları o ülkenin yasalarına, saatine, geleneklerine göre kurgularsın.
Unutulmaz an: Kopenhag’da sessiz bir karşılama
Kopenhag’daki bir otel restoranında, önceden check-in yapan bir Türk misafir olarak masama oturduğumda, garson hiçbir şey sormadan favori çayımı getirdi. Neden mi?
Çünkü birkaç ay önce aynı otelde kalmıştım. CRM sistemleri, otelden restorana benim çay tercihimle ilgili bir not göndermişti.
O gün ne yemek yediğimi unuttum ama o çayı ve yüzümdeki gülümsemeyi unutmadım.
Son söz;
Müşteri deneyimi “nasıl hissettirdiğinle” ilgilidir. Ama bu his, her ülkede farklı bir kokuya, farklı bir sessizliğe, farklı bir temasa sahiptir.
Senin restoranın Tokyo’da da olsa, İstanbul’da da, Paris’te de…
Bir müşteri oturduğunda önce nerede olduğunu, sonra kim olduğunu hissetmelidir.
Çünkü iyi hizmet sadece lezzet değil; zamana, kültüre ve insana gösterdiğin saygıdır.
Ertan Çakmak Kimdir?
"Gastronomi ve konaklama sektöründe geniş çaplı operasyonel yönetim ve stratejik büyüme konularında uzmanlaşan Ertan Çakmak, uluslararası çapta önemli projelerde görev almış bir yöneticidir. Lisans eğitimini Turizm İşletmeciliği bölümünde, Çanakkale Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra. Amerika Birleşik Devletlerinde, Harvard Üniversitesi’nde Arts & Mixology ve BCAE’de WSET şarap eğitimlerini tamamlayıp. Daha sonraki dönemlerde de Mikro MBA programını bitirdi.
Vakko A.Ş. Gıda Grubu Operasyon Direktörü olarak, 30’dan fazla restoran ve lüks bir otelin operasyonlarını yönetmekte; verimlilik, kalite ve misafir deneyimini en üst seviyeye çıkarmak için sektörel en iyi uygulamaları hayata geçirmektedir. Türkiye’de bulut mutfak sistemleri ve dijital gıda hizmetleri alanında öncü projelerden biri olan Migros One Kitchen’ın kurucu ekibinde yer aldı, 2022’de tek siparişle başlayan operasyonların 2023’te 755 bin siparişe ulaşmasını sağlamış ve sipariş hacmini sadece iki yıl içinde dört katına çıkardı.
Ertan Çakmak’ın uluslararası tecrübesi, Formula 1, Avrupa Şampiyonası ve diğer küresel etkinliklerin operasyon yönetiminde aktif rol almasını sağladı; Joël Robuchon gibi Michelin yıldızlı şeflerle çalışma fırsatı buldu ve dünya çapında ödüllü restoranlarla iş birlikleri yaptı. DO & CO, Zuma, Mikla gibi prestijli markalarla çalışan Çakmak, Avusturya ve ABD’deki fine dining ve lüks restoran projelerinde yönetici olarak görev aldı.
Akademik alanda da katkı sağlayan Çakmak, Özyeğin Üniversitesi’nde gastronomi ve işletme yönetimi dersleri verdi, sektördeki bilgi birikimini yeni nesil profesyonellere aktardı. Oxford tarafından hazırlanan “Türkiye’nin En Başarılı 1000 Kişisi” ansiklopedisi arasında yer alarak, sektöre sağladığı katkılar tescillendi. Gastronomi, dijital dönüşüm, bulut mutfak sistemleri ve operasyonel mükemmeliyet üzerine araştırmalar yapan ve yazılar kaleme alan Çakmak, sektörel trendleri takip ederek bu alanlarda yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeye devam ediyor.
|