16 Nisan 2025

Öğrenciler yurttaşlık bağını hatırlatıyor

CHP’nin Saraçhane mitinglerinde üniversitelilerin, bugün de liseli öğrencilerin derdi aslında aynı ortak paydada birleşiyor: Eşitlik ve adalet temelinde özgür bireyler olarak yaşamak

öğrenci lise eylem

AKP iktidarının, toplumsal rıza üretiminde zorlandığı gerçeği yeni değil. Ama artık saklanamaz bir halde. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 35 yıllık diplomasının yetkisiz bir heyetçe iptali, ardından kendisi ile birlikte çalışma arkadaşlarının polis baskınıyla gözaltına alınarak tutuklanması ve devamındaki seri hukuksuzlukların yol açtığı toplumsal tepki, hayatın farklı alanlarına yaygınlaşarak yükseliyor.

İktidarın kitleler üzerinde (“zor”a başvurmadan) ikna etme yeteneğinin tükendiğinin son örneği, lise öğrencilerinin eylemleriyle ortaya çıkıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın “proje okullar” olarak tanımlanan başarılı liselerle ilgili öğretmen ataması kararına tepkiler, çığ gibi büyüyor.

Çalıştığı okullara ataması yapılmayan yüzlerce öğretmenin görev yaptığı okullarda, “sürgün” kararına itiraz eden liseli öğrenciler, birçok şehirde seslerini yükseltiyor. Okul yönetimlerinin disiplin cezaları, polis çağırma gibi tehditlerle sindirmeye çalıştığı öğrenciler; hem öğretmenleri hem de kendi geleceklerine sahip çıkmak üzere eylem yaptıklarını korkusuzca ifade ediyor.

Gözden kaçmaması gerekiyor ki; lise öğrencilerinin geleceklerine sahip çıkma eylemlerindeki meşruiyet, ailelerin verdiği desteklerden de güç alıyor. Öte yandan Türkiye genelinde yaklaşık 2 bin 300 proje okuluna yapılacak atamalarla ilgili zamanlama da kritik. Aileler haklı olarak, öğretim dönemi henüz sürerken yaşanan bu atamaların, özellikle üniversite sınavı öncesinde öğrencilerin ruhsal durumları üzerinde olumsuz etkiler doğuracağından kaygılı.

En başarılı öğretmen de var

Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, MEB’in 16 öğretmenin görevine son verdiği Ankara Atatürk Lisesi önünde dün bir basın açıklaması yaptı. Öğretmenlerden birinin, "75 ülkeyle birlikte yürütülen projenin danışmanı ve Çankaya'da yılın öğretmeni seçilen bir öğretmen” olduğunu açıkladı.

Yurttaşlık bağı

Lise öğrencilerinin; İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Bursa’da, Amasya’da, Aydın’da, Tunceli’de ve başka illerde sergilediği bu itiraz hareketi; uzun sürmüş AKP iktidarının unutturmak, yerine “tebaa”yı koymak için çok uğraştığı bir bağın hayati önemini, hepimize yeniden ve capcanlı hatırlatıyor: Yurttaşlık bağı.

CHP’nin Saraçhane mitinglerinde üniversitelilerin, bugün de liseli öğrencilerin derdi aslında aynı ortak paydada birleşiyor: Eşitlik ve adalet temelinde özgür bireyler olarak yaşamak. Bu talebin zorunlu istikameti ise yurttaşlık.

Devlet ile yurttaş arasında kurulmuş olan o zorunlu hukuksal bağ tek taraflı değil, iki yönlü bir ilişki çünkü. Devlet nasıl benden vergi vermemi, askerlik yapmamı, yasalara uymamı istiyorsa, yurttaş olarak da bana eşit ve adil olmakla, temel hak ve özgürlükleri kullanabileceğim bir ortam sağlamakla, kamu hizmetlerine erişimimi sağlamakla yükümlü.

Talebelerin talebi

Internet çağı içinde yetişen ve çocukluktan itibaren yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar ve kayırmacılık hikayeleri okuyup dinleyerek büyüyen gençler, bu “siyaset”i artık kader olarak kabul etmek istemediklerini dile getiriyor. Bu bir yandan da “tebaa” haline getirilmeye itirazdır.

Eğitim hakkı, Anayasa’nın doğrudan güvence altına aldığı haklardandır. Bugün ülkenin dört bir yanındaki öğrenciler, yahut geçmişteki söylenişiyle talebeler, sadece eğitimin kendisini değil; o eğitimin nitelikli olmasını da talep ediyor.

Meşru taleplere kulak verilmesi, gençlerin ve ülkenin yararına olacaktır.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ferdi Zeyrek 16 Mayıs’ta neler anlattı?

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeyrek, kısa sayılabilecek bir süre içinde kamusal yararı yoğun uygulamalara imza attı. Umarım onun erken ölümüne, iddia edildiği gibi planlanıp kurgulanmış, zamana yayılmış bir “suikast’in mi, yoksa son yıllarda insanı umutsuzluğa düşürecek kadar yaygınlaşan denetimsizlik, kuralsızlık ve mesleki ihmallerin mi yol açtığı, başlatılan yargısal süreçle aydınlanır

Trafik cezaları ve AKP’nin KÖİ borçları

Trafik cezaları için bütçeye hedef konulması normal olabilir. Ama bu tutarın bazı bakanlıkların bütçesini aşacak yükseklikte olduğunu biliyor muydunuz?

Seçmen iradesine saldırı

Masumiyet karinesinin gözümüzün içine baka baka ezilmesi, on binlerin oyunu almış seçilmiş kişilerin, adi suçlular gibi itibarsızlaştırılması kanıksanacak bir durum değil. Haysiyet kırıcı bu muamele aynı zamanda seçmen iradesine de saldırı niteliği taşıyor

"
"