03 Haziran 2025

İmalat sektörü zorda: PMI, 14 aydır düşüşte

İçeride finansman koşulları sıkı, gelecek belirsiz, güven sorunu var. Dezenflasyon sürecinin devamı için para politikasına maliye politikasının katkı sunması gerekir. İhracatta yeni pazarlar ve içeride ekonomik güven inşa edildiğinde İmalat PMI bugünkü seviyenin bir miktar üzerine çıkabilir

Satın Alma Yöneticileri Endeksleri (PMI), ekonomik faaliyet koşullarının ölçümünde iç ve dış finansal piyasaların izlediği önemli bir ekonomik/finansal göstergedir.

İşletmelerin büyüme tahminlerini belirlemeye yönelik olarak satın alma yöneticileri için düzenlenen anketten elde edilen ISO Türkiye İmalat PMI, her ayın ilk iş gününde yayınlanır.

Bugün gelen veri ile İmalat PMI, 47,2 ile 14 aydır düşüş seyrini devam ettirdi.    

İSO, geçen hafta açıkladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması-2024 ile basında geniş yer tutmuştu. Son iki yıldır finansman giderlerindeki artışa, üretimdeki yavaşlamaya ve yeni siparişlerdeki daralmaya dikkat çekmişti.

Eylül 2024’te 44,3 ile pandemiden sonraki en düşük düzeyine inen PMI’da, 2024 yılı son çeyrekte dezenflasyon sürecinde alınan yol dikkate alınarak faiz indirim beklentisi oluşunca yükseliş ortaya çıktı. Dolayısıyla kredi olanaklarının artacağı ortamda imalat sanayi toparlanacaktı. Ekim 2024’te İmalat PMI 45,8 oldu, kasım ve aralık aylarında 48-49 civarına geldi. TCMB aralık ayında faiz indirimine başlasa da, Trump’ın yarattığı tarife belirsizlikleri dış talep koşullarını zorlarken içeride ekonomik ve hukuki belirsizlikler ard arda geldi.

Peki satın alma yöneticilerinin bir ay öncesine göre ve genel olarak üzerinde önemle durduğu riskler neler?

- Girdi maliyetleri, 19 mart süreciyle TL’de yaşanan değer kaybı nedeniyle artış gösterirken, girdi talebinde de zayıflama eğilimi artıyor.

- Firmalar hem girdi hem de nihai ürün stoklarını azaltıyor.

- Yeni siparişler yavaşladıkça, istihdam hacmi de daralıyor, işten çıkarmalar artış gösteriyor.

- Üretim, talep koşullarındaki durgunluktan ve enflasyonist baskılardan olumsuz etkileniyor.

- Rekabet gücü yüksek firmalar girdi maliyetlerindeki yükselişe bağlı olarak satış fiyatlarını artırabilirken, diğerlerinin fiyatlama gücü, özellikle talepteki durgunluktan olumsuz etkileniyor.

Dolayısıyla mayıs PMI verisinden satın alma yöneticilerinin tutumlarını görebiliyoruz. O nedenle geleceğe yönelik sinyal olumlu değil. Ancak mayıs ayında 10 sektörden -giyim ve deri ürünleri ile metalik olmayan mineral ürünler olmak üzere- yalnızca ikisinde üretim artışı ortaya çıkmış durumda.

Öte yandan kapanan firma sayısı da hızla artıyor. Nisan 2024’te 2.819 şirket kapanırken, bu yılın mart ayında kapanan şirket sayısı 3.100’e ve Nisan ayında da 3.607’ye ulaştı.

Özellikle tekstil ve giyimde son üç ayda kapanan firma sayısı 2.000’in üzerine çıktı. Kurban Bayramı tatili kapasite kullanımı ve ekonomik aktivite üzerinde olumsuz etki yaratacağı gerekçesiyle resmi olarak uzatılmadı ama çoğu firma bayram öncesi ve sonrası çalışmama kararı aldı, çalışanlarını da ücreti-ücretsiz izine gönderdi.

Küresel PMI verileri ne durumda, toparlanma var mı?

Euro Alanında Mart 2022’den bu yana en hızlı üretim artışı kaydedilince ve siparişlerde yaşanan düşüş yerini artışa bırakınca, PMI zirveye oynamaya başladı Ancak elbette bu iyi haber Euro alanındaki her ülke için geçerli değil. İmalat PMI Yunanistan ve İrlanda’da 53’ün üzerine çıkarken, Hollanda’da 49’un üzerinde tutunmaya çalışıyor.

Asya-Pasifik’te ise İmalat PMI Hindistan’da 58,2 ile rekor düzeyde. Pakistan, Avustralya, Kazakistan ve Çin’de de endeks 50’nin üzerinde. Bu görünüm söz konusu ülkelerde ekonomik faaliyet koşullarının iyi olduğunu gösteriyor. Ancak Tayvan, Güney Kore ve Endonezya’da hem küresel ticaret belirsizliği hem de üretimde ve yeni siparişlerdeki daralmanın göstergesi olarak bir önceki aya göre düşüşler söz konusu (47 düzeyinde).

Son olarak bir de ABD’ye bakalım. Tüm dünyayı gümrük vergileri ile tehdit eden ABD’de İmalat PMI mart ve nisan aylarında 50,2 düzeyinde değişmeden kaldı. Ancak geleceğe yönelik beklentiler bozuk ve tarifelerin yarattığı enflasyonist baskı fiyatları artırmaya başladı bile.

Gelelim ülkemiz gerçeğine. İçeride finansman koşulları sıkı, gelecek belirsiz, güven sorunu var. Dezenflasyon sürecinin devamı için para politikasına maliye politikasının katkı sunması gerekir. İhracatta yeni pazarlar ve içeride ekonomik güven inşa edildiğinde İmalat PMI bugünkü seviyenin bir miktar üzerine çıkabilir.

Binhan Elif Yılmaz kimdir?

Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı.

Akademik hayatı 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu.

"Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi", "Kamu Maliyesi" isimli standart kitaplarının yanında 100'ü aşkın Akademik çalışma ve ulusal/uluslararası kongrelerde sunulan bildiriler bulunmaktadır.

Binhan Elif Yılmaz Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeler yürütmektedir.

Çeşitli TV kanallarının ekonomi programlarına yorumlarıyla girmekta olan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları

Sıkı para politikasına sıkı sıkı sarılmak: Fed ve TCMB faiz kararlarının ardından

Jeopolitik risklerin ortaya çıkışından önce zaten hasar almış bir ekonominiz varsa, piyasa tepkileri ve makro ekonomik göstergeler bozuksa, riskler daha ağır bir fatura çıkaracaktır

Bütçe açıkları dizginlenebilir mi?

Bütçe açığı ve mali disiplinsizlik önemli bir risk göstergesi olduğundan finanse edilmesi aşaması da sorun yaratacak. Bir yandan iç ya da dış borçlanmayla açık finansmanının kendine has riskleri artarken, bir yandan da bütçe açığının doğrudan ya da dolaylı maliyeti topluma yansıyacak

İlk çeyrek büyüme yüzde 2’de kaldı

Hane halkı tüketiminin ilk çeyrekte büyümede önemli bileşen olma rolü azaldı. Hane halkı tüketimi sınırlı büyürken artış oranı yüzde 2 oldu. Belli ki alım gücünün sürekli düşüşü karşısında kitleler çaresiz kalıyor. “Dezenflasyon programı” dar gelirliler üzerinde çalışmaya devam ediyor

"
"