22 Şubat 2025

Chanel ve Dior’a dişli rakip geliyor

Hermès ailesinin "kaliteli mal ucuz olmaz" felsefesine saygı duymak gerekiyor. Her bir ürün büyük bir titizlikle usta eller tarafından üretilerek satışa hazır hale getiriliyor. Bütün bu detaylar düşünüldüğünde, etiketlerdeki astronomik rakamlara saygı duymak gerekiyor

Lüks sektörünün köklü markası Hérmes, moda endüstrisinin en prestijli etkinliği olan Haute Couture (Yüksek Moda) arenasına çıkma kararı aldı.

Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Axel Hermes, Financial Times’a verdiği bir röportajda bir müddetten beri tutku olarak filizleşen fikrin projeye dönüştüğünü açıkladı. 2026 veya 2027 yılında ilk koleksiyonunu sunacak olan Hérmes ‘in yüksek modaya uygun kalite anlayışı ve bilgisi göz önüne alındığında , bu çok özel olguya çabuk adapte olacağı düşünülebilinir.

Lüks Endüstrisinin güçlü aktörlerinden biri olan Hermes, mükemmeliyetçi ve özel olma niteliklerini taşıyan kısıtlı sayıdaki Haute Couture müşterisi ile bağ kurarak yeni bir sayfa daha açmak istiyor.

Chanel, Dior ve Givenchy gibi sektörün köklü markalarının uzun yıllara içinde yarattıkları Haute Couture kodları gibi, Hermes’in DNA’sı da tasarım, yaratıcılık ve artizanal olguya olan saygıdan oluşuyor...

Moda severlerin gönlünde ayrı bir yeri olan Hermès, kalite, lüks ve klasizm kelimelerini anahtar kelimeler olarak kabul etmesi ve hiçbir şekilde taviz vermemesi ile tanınıyor.

At binme sevdalısı Thierry Hermès'in, 1837 yılında Paris'e gelerek ufak bir saraç dükkânı açması ile başlayan ilginç serüven, markanın lüks dünyasının eli bükülmez hanedanlarından birine dönüşmesi ile günümüze kadar geliyor.

Thierry Hermès

Thierry Hermès, kültür ve gelenekselliğe olan hassasiyeti çerçevesinde rotasını belirleyerek lüks dünyasına adım attı. Filozofisini, yaratıcılık ve geleneklerin sürdürülebilirliği üzerine kurarak markasının temellerini atan genç Hermès, kısa sürede aristokrasinin merceğine takılıp ünlenmeye başladı. 

Rus Çarı II. Nikolas, babasının ölümünden sonra markanın başına geçen Emile-Nicolas'yı St. Petersburg'a davet ederek, sarayın ve üst düzey rütbeli askerlerin atlarına özel aksesuarlar tasarlatarak markanın Fransa dışında da ünlenmesine yol açtı.

Geçtiğimiz yüzyıl başlarında Hermès, tüm dünyada kralların, devlet başkanlarının ve zengin zümrenin vazgeçilmez tutkusu haline gelerek prestijli bir markaya dönüşmeye başladı.

Yıllar içinde ürün yelpazesine eklenen bavul, çanta gibi aksesuarlar ve objeler, markanın ilkeleri doğrultusunda tasarlanıp, üretilerek satışa sunuldu. Elysées Sarayı'nın bulunduğu Fb Saint Honoré caddesindeki Hermès binası, saraç, eyer gibi atçılıkla ilgili antika eserlerle dekore edilerek rmüze görünümü verildi.

Hermès markasının en büyük başarılarından birisi de, sipariş verip en az 3-4 yıl beklemek zorunda kaldığınız ikonik "Kelly Bag" çanta modeli şüphesiz.

Çanta, ilk kez 1892 yılında, süvariler için tasarlanıp satışa sunulmuştu. Tamamen el işçiliği ile üretilen modelin büyük ilgi görmesi üzerine, 1935 yılında daha küçük bir hacımda tasarlanarak kadın müşteri kitlesine göz kırpılmış oldu.

Ancak çanta modeli asıl ününe 1958 yılında kavuşuştu. Monaco Prensesi Grace Kelly, uçaktan inerken kendisini karşılayan gazeteci ordusuna hamileliğini gizlemek için çantasını karnına tutarak poz verince olanlar oldu.

Prensesin resmi dünya basınında yayınlanınca, Hermès çantaya olan olağanüstü izdiham sonucunda çantaya "Kelly Bag" ismi verildi.

Markanın bir diğer ikonik ürünü ise "Carée d'Hermès" olarak bilinen eşarpları. Dünyada her yarım saatte bir adet satılan eşarplar 1936 yılından beri gündemde.

Bir işbirliği çerçevesinde, Hermès'in Lyon kentinde bulunan baskı atölyelerini ziyaret etme şansım olmuş ve laboratuvar niteliğindeki fabrikada geleneksel tahta kalıpların hala kullanılarak teknolojiye meydan okuduğunu görmüştüm.

Hermès ailesinin "kaliteli mal ucuz olmaz" felsefesine saygı duymak gerekiyor. Her bir ürün büyük bir titizlikle usta eller tarafından üretilerek satışa hazır hale getiriliyor.

Bütün bu detaylar düşünüldüğünde, etiketlerdeki astronomik rakamlara saygı duymak gerekiyor.

Mutlu pazarlar...

Alex Akimoğlu kimdir?

Alex Akimoğlu, 1976 yılında Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi Fransızca ve Joffrin Byrs Akademisi moda tasarımcılığı bölümlerini bitirdi. Aynı zamanda École Supérieure de Journalisme'de (Gazetecllik Yüksek Okulu) öğrenim gördü.

Pierre Cardin, Jean Louis Scherrer ve Japon markası Hanae Mori'de tasarımcı olarak Paris ve Tokyo'da kariyerini sürdürdü.

London Kent University, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi moda tasarım bölümlerinde akademisyen olarak görev aldı.

Radikal gazetesinde başladığı moda yazarlığına (1997-2007), Referans gazetesinde “Moda Ekonomi” köşesinde (2009 - 2010), İstanbul Life m.o.d.a İstanbul köşesinde (2010 - 2019), ELLE Türkiye dergisinde ELLE Son Bakış köşesi ile devam etti.

2020 yılından beri T24'te yazıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Oooooo! Champs Elysées

Dünyanın en ünlü caddelerinden biri olarak bilinen ancak uzun yıllardan beri imaj erozyonuna uğrayan Champs Elysées’yi eski ihtişamlı günlerine döndürme projesi, geniş kapsamlı olarak hayata geçiriliyor. Paris Belediyesi’nin başlattığı yüksek bütçeli 2024-2030 yeşillendirme projesi dışında, Paris’le eşleşmiş olan kültür-moda sentezine kazandırılacak yeniliklerle bu amblematik caddeye prestij iadesi yapılması hedefleniyor

Dior’da kreatif direktör değişimi

Uzun zamandan beri lüks sektöründe yaşanan tasarımcı transferleri stratejisi tüm hızı ile devam ediyor. 11 yıldan beri Balenciaga’nın artistik direktör koltuğunda oturan Gürcü tasarımcı Demna, son zamanlarda düşüşe geçen İtalyan markası Gucci’ye transfer edilirken, başka bir star tasarımcı olarak ünlendirilen Pierpaolo Piccioli, Demna’dan boşalan koltuğa oturtuldu

Kırmızı halıda şeffaflığa fren...

Birkaç gün öncesinden yönetimin, “kırmızı halı yasakları” getirerek polemiklere yol açtığı 78. Cannes Film Festivali, 13 Mayıs’ta açılışını yaptı. 25 Mayıs tarihine kadar sürecek olan festivalin ünlü kırmızı halısında arzı-ı endam edecek olan kadın starlara getirilen “dress code” sınırlaması şaşkınlık yarattı. Aşırı çıplaklık içeren ve hacimli tasarlamış kostümlerin kırmızı halıdan geçiş verilmeyeceğini açıklayan festival yönetimi, Fransa’nın prestijli şıklık kodlarını güncellemek istemiş gibi görünüyor

"
"