Restoranları, kafeleri ve mağazaları ile şehre gelen yabancıların gözdesi olan ünlü Champs Elysées Bulvarı, uzun yıllardan beri ‘’fazla turistik’’ bir caddeye dönüşmüş olması nedeniyle Parisliler tarafından sessizce boykot ediliyordu.

Şehre gelen turistlerin Eyfel Kulesi’nden sonra ziyaret ettikleri ikinci adres olan amblematik caddedeki restoran ve iş yerlerinin turistlere yönelik değişim stratejisini benimsemeleri Fransızların uzaklaşmasına neden olmuştu.

1916 yılından bu yana caddenin tanıtımı, ticari promosyonları ve marka değeri ile ilgili çalışmalardan sorumlu olan Comité Champs-Elysées, yeni projeler geliştirmek ve ünlü caddeyi eski prestijli günlerine geri döndürmek için kollarını sıvamış durumda.

Paris Belediyesi’nin, yeşillendirme, kaldırımları genişletme gibi detaylar içeren projesi 2030 yılına kadar tamamlanmış olacak. Dünyanın en güzel caddelerinden biri olarak kabul edilen Champs-Elysées Bulvarı’nda gerçekleşecek yüksek bütçeli çalışmalarla prestij iadesi yapılacak.

Şüphesiz, Champs-Elysées Bulvarı’nda oluşmaya başlayan değişimde, lüks sektörünün önde gelen tröstlerinin cadde üstündeki binalara yaptıkları yatırımların rolünü unutmamak gerekiyor.

Dior, Louis Vuitton gibi markaları bünyesinde bulunduran LWMH grubunun caddenin en görkemli mimarisine sahip binalarından birinde başlattığı otel projesi lüks sektörünün gündemine oturmuş durumda.

İnşaat süresince binanın ön cephesine kaplanan dev Louis Vuitton valizi imajı ise reklam mahiyeti taşıdığı öne sürülerek ekolojistler tarafından mahkemeye taşındı. Ancak mahkeme, binanın markaya ait olması nedeni ile kaplamanın reklam amacı gütmediğine karar vererek ekolojistlerin hışımına uğradı.

Mimarisini Philippe Barthélemy’nin üstlendiği lüks otel projesi, 10 suit dairesi dışında 5890 m2’lik Louis Vuitton mağazası ve 3500 m2’lik sanat galerisi alanından oluşuyor.

Sanatın yaşam felsefesi olarak günlük hayatla bütünleşmesi amacı ile doğan yeni anlayış, moda-sanat ilişkisine de yeni bir yorum getiriyor.

Pandemi döneminde internetten alışverişe yönelmek zorunda kalan tüketiciyi tekrar fiziki ticarete döndürme perspektifinde doğan yeni nesil mağazalardan biri de şüphesiz Champs-Elysées’de açılan Galeries Lafayette.

Fransa’nın önemli AVM zincirlerinden biri olan Galeries Lafayette’in Paris’teki yeni şubesi olarak 2019 yılında açılan ancak araya giren pandemi döneminde rölantiye alınan mağaza ünlü caddenin önemli bir figürü olma yolunda ilerliyor.

Bir zamanlar uğrak yerimiz olan Virgin Mega Store (Plak, DVD mağazası) olarak hizmet veren görkemli bina yeni mağazacılık anlayışına ışık tutuyor.

Konseptini genç tasarımcılara ağırlık vererek geliştiren AVM, ünlü markaların koleksiyon seçimini de genç tüketici kitlesini göz kırpma felsefesi ile oluşturduğunu gözlemlemek mümkün.

AVM, Nisan ayında genç sanatçı Arnauld Liard‘ın heykel sergisi ile başlattığı sanat etkinlikleri projesini devam ettiriyor. Elektronik müzik kompozitörü Jonathan Ftnussi konseri genç sanatseverleri tarafından ilgi gördü.

1969 yılında Fransız şarkıcı Joe Dassin‘in seslendirdiği “Aux Champes-Elysées” şarkısı dünyaca ünlenmişti. İngiliz müzik grubu Jason Crest’in “Waterloo Road” parçasının adaptasyonu olan bu şarkıyı ilk kez ortaokul yıllarımda dinlemiştim.

Benden büyük olan kuzenimin Moda’daki evlerinin odasını kaplayan Brigitte Bardot resimleri ve Joe Dassin’in şarksı eşliğinde dans edişini bugünmüş gibi hatırlıyorum.

Mutlu hafta sonları…