1946 yılından beri Fransız Rivierası’nın Cannes şehrinde düzenlenen ve sinema dünyasının en önemli etkinliklerinden biri olan kabul edilen festival, kurulduğu günden beri şehre gelerek plajlarda, sokaklarda poz vererek ilgi çekmeye çalışan genç “starlette”leri (starcık) ile de biliniyor.
Cannes Film Festivali’ne davet edilerek kırmızı halıda yürümek şüphesiz tüm aktrislerin, mankenlerin ve moda ikonalarının hayalini süsleyen bir olgu olarak kalacak her zaman.
Ancak genç yıldızcık adaylarının plaj kenarlarında kendilerini gösterme amacı ile sergiledikleri masumane çıplaklık olgusu, son zamanlarda ünlü markalar ve tasarımcıları tarafından prestijli kırmızı halılara taşınıp dozu arttırılınca frene basılarak sınırlandırılmak istendi.
Moda dünyasının söz sahibi tasarımcılarının kadın vücudunu teşhir etme kurgusu eskilere dayanıyor. Ünlü Fransız tasarımcı Yves Saint Laurent, 1968 yılında gerçekleştirdiği Haute Couture defilesinde, siyah şifon kumaştan tasarlanmış ve sadece otrüş tüyden bir kemerle aksesuarlanmış transparan elbisesi ile dünya basının ayağa kaldırmış ve çıplaklık nosyonunu ateşlemişti.

Ancak bayağılıkla seksi görünmek arasındaki ince çizgiyi dengede tutmak şüphesiz derin bir kültür ve görgü ve nezaket kurallarını benimsemiş olmaktan geçiyor.
Son yıllarda lüks dünyasının ünlü markalarında yaşanan tasarımcı krizi ve kimlik kodlarının tüketici nezdinde yarattığı soru işaretleri, şüphesiz dünyanın en prestijli kırmızı halılarda boy gösteren ünlü yıldızları giydiren tasarımcıların pusula kayması yaşamasına neden oluyor.
Geçtiğimiz yılın Grammy Ödülleri’nin kırmızı halısında, Bianca Sensori ve eşi Kany West’in yarattıkları skandal, belki de Cannes Film Festivalin yöneticilerinin bu kararı almalarında etken olmuştur.
Amerikalı rapçı West, kırmızı halıda yürürken eşinin kürkünü yere atarak çırılçıplak kalması ile bir show yapmak istemiş ancak dozu kaçmış bu gösteri tepkilere yol açmıştı.
Avustralyalı bir mimar olan Bianca’nın kocası tarafından reyting uğruna kullanıldığını düşünen bir takım feminist grupların protestosuna uğrayan Kany West ise şiddetle kendini savunarak kışkırtıcı bir tutum sergilemişti.
Bianca Sensori ve eşi Kany West
Cannes Film Festivalinin getirdiği yasaklar basın dünyasını ikiye bölmüş durumda. Amerikan Vogue dergisi “Ayağına kurşun sıkmak” anlamına gelebilecek alaycı bir üslupla kararı eleştirerek Amerikalıların özgürlük anlayışını temsil etmiş oldu. “Cannes, kendini Oscar’dan daha mı değerli görüyor” gibi eleştiriler de bir hayli çoğunlukta.
Bella Hadid
Şüphesiz festivalin aldığı bu karar keyfi bir yasaklama olarak algılanamaz.
Kötü zevk veya zevksizlik olarak nitelendirebileceğimiz “Mauvais gout” olgusunun son yıllarda değer kazanmış olması, teşhirciliğin seksi olmakla bir tutulması gibi nedenlerden ötürü Fransız şıklığının kodları ile bir mesaj verilmiş oldu.
Julia Garner
78. Cannes Film Festivali’ne katılan bazı starların yasaklar nedeni ile öngördükleri kıyafetleri odalarında bırakıp başka kıyafetle kırmızı halıya çıkmaları ise gündeme oturdu. Festivalin jüri üyelerinden Amerikalı aktris Halle Berry, “Elbisemi giymeye korktuğum için bavula sakladım” esprisi ile ilgi çekti. 62 yaşındaki delikanlı Tom Cruise Ray-Ban gözlükleri ve siyah smokini ile kırmızı halıda enerji dağıtırken, festivalin onur konuğu Robert De Niro bir diğer erkek dünya starı olarak görüntülendi.
Halle Berry
Tom Cruise
Robert De Niro
Cannes Film Festivali’ne katılan davetlilerin son anda yayınlanan kıyafet kurallarına genel olarak uymakta olduğu gözleniyor.
Festivalin Jüri Başkanı Fransız aktris Juliette Binoche, dress code’lara getirilen sınırlamaları temsil edercesine Dior imzalı kırık beyaz kostümü ile muhteşem bir görüntü sergiledi.
Markanın kreatif direktörü Maria Grazia Chiuri tarafından özel olarak tasarlanan, pantolon, büstler ve kapüşten oluşan ipek krep kostümle bir azize görüntüsü veren Binoche, mücevher seçimini ise Chopard markasından yapmıştı.
Juliette Binoche
Mutlu hafta sonları…
Alex Akimoğlu kimdir?
Alex Akimoğlu, 1976 yılında Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi Fransızca ve Joffrin Byrs Akademisi moda tasarımcılığı bölümlerini bitirdi. Aynı zamanda École Supérieure de Journalisme'de (Gazetecllik Yüksek Okulu) öğrenim gördü.
Pierre Cardin, Jean Louis Scherrer ve Japon markası Hanae Mori'de tasarımcı olarak Paris ve Tokyo'da kariyerini sürdürdü.
London Kent University, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi moda tasarım bölümlerinde akademisyen olarak görev aldı.
Radikal gazetesinde başladığı moda yazarlığına (1997-2007), Referans gazetesinde “Moda Ekonomi” köşesinde (2009 - 2010), İstanbul Life m.o.d.a İstanbul köşesinde (2010 - 2019), ELLE Türkiye dergisinde ELLE Son Bakış köşesi ile devam etti.
2020 yılından beri T24'te yazıyor.
|