09 Nisan 2023

Ecem Seçkin davası: Cebinde üç bıçakla geldiği evde cinayet işledi

"16 Haziran saat 14.10 da sivil toplum kuruluşlarını ve kamuoyunu İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek bu davaya çağırıyoruz"

2023 senesine bir trans kadın cinayeti haberiyle daha girdik. 4 Ocak'ı 5'ine bağlayan gece saat 2.30 sularında İzmir Alsancak'ta bir trans kadın öldürüldü. Ecem Seçkin, seks işçisi trans bir kadındı. Alsancak'ta trans kadınların hem yaşadığı hem çalıştığı Bornova Sokak'a bağlanan sokaklardan birinde yaşıyordu. Gece yarısı evinden gelen gürültüleri duyan arkadaşları durumu fark etti ve öylece katil yakalanabildi.

Daha önce bu köşede "Ecem Seçkin cinayetinde cevap bekleyen sorular" başlığıyla gündeme getirdiğimiz bu cinayetin ardından iddianame hazırlandı. Soruların bir kısmı cevaplansa da, hâlâ cevap bekleyen sorular var…

Cinayet gecesi Ecem, komşusuyla otururken müşteriden gelen telefonla evine gitti. Mustafa Fidan, müşteri olarak gelmiş, Ecem'i öldürüp bir de telefon ve cüzdanını çalarak evden çıkmıştı. Mustafa Fidan aynı gece şüpheli sıfatıyla tutuklandı.

Tutuklanabilmesi, Ecem'in aynı komşusu sayesinde mümkün olabildi. Ecem'in evinden gelen bağrış seslerini duyan karşı apartmandaki komşusu cama çıktı. Ne olduğunu anlayamayınca arkadaşını kontrol etmek için sokağa inince Mustafa Fidan'la karşılaştı. Ne olduğunu sordu. "Arkadaşın beni evden kovdu" yanıtını alınca şüphelendi. Hemen Ecem'i aradı. Telefon sesi, Fidan'ın montundan geldi.

Ecem'in komşusu, polisteki beyanında Ecem'in öldürüldüğünün ilk anda aklına gelmediğini söyleyecekti. İlk aklına gelen hırsızlık ihtimali oldu. Fidan kaçmasın diye montundan tuttu. "Ecem'in telefonu sende ne arıyor, çabuk onu bana geri ver" dedi. Ama Fidan elinden kurtuldu. Kaçarken de üzerinden Ecem'in telefonu, cüzdanı ve bir de bıçak düştü.

Mustafa Fidan, sokağın başındaki taksiye atlayıp memleketi Torbalı'ya kaçmaya çalışırken yakalandı. O sırada arkadaşları Ecem'in kapısını kırmış ve yerde yatan cansız bedeniyle karşılaşıyordu.

Fidan, polisteki ifadesinde öldürme kastı olmadığını söyledi. Ancak ilk anda bile Ecem'in vücudunda yirmiden fazla bıçak yarası olduğu belli oluyordu.

"Bu cinayetler herhangi bir ölüme benzemiyor"

Cumhuriyet Savcısı Filiz Bulut, şüphelinin savunması, tanık beyanları, kamera görüntüleri, otopsi ve olay yeri inceleme raporlarını dikkate alarak iddianameyi hazırladı. Seçkin'in anne, baba ve abisi dosyada şikayetçi olarak yer alıyor. Seçkin'in ailesini ise aynı zamanda İzmir Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu'nda da yer alan Av. Sena Yazıbağlı ve Av. Mahmut Şeren temsil ediyor.

Dosyaya giren otopsi raporu, Ecem'in vücudunda her biri ayrı ayrı ölüme yol açabilecek 8 bıçak darbesi olmak üzere 31 bıçak darbesi olduğunu ortaya koydu. Av. Yazıbağlı'na göre, bu çok önemli bir bilgi. Çünkü çoğu durumda nefret cinayetleri yasadaki haliyle "canavarca hislerle işlenen cinayetler" oluyor:

"Genelde başından beri takip ettiğimiz, girdiğimiz tüm trans nefreti davalarında gördüğümüz çok önemli olan bir husus var. Duyarlı kişilerin malumu ancak otoritenin ısrarla görmezden gelip aksine körüklediği bir şey var. Bu cinayetler herhangi bir ölüme benzemiyor. Genelde bir kurşunla öldürülen trans, lubunya yok. Birden fazla kurşun, sayısız denilebilecek bıçak darbesi, öldürüp çekyat altına atma, öldürüp dere kenarına atma, yakma, öldürüp ölü bedene tecavüz etme gibi hem halk dilinde hem de Türk Ceza Kanunu'nun kasten öldürme maddesinin nitelikli hali olan canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme durumları söz konusu. Ancak hepimizin malumu olan bu tabloyu daha savcılık soruşturma aşamasında dile getirmeye başlasak da iddianame hazırlanıp yargılama başladığında da hala bu cinayetlerin sıradan cinayetler olmadığını, trans cinayetlerinin politik olduğunu, altında büyük bir nefretin yattığını anlatmaya çabalıyoruz. Bizler mahkemeyi ikna etmeye çabalarken sanık tarafı hep benzer savunma ile karşımıza çıkıyor: Erkekliğime laf etti, o bana saldırdı, ben kadın zannediyordum gibi ezber savunmalarla haksız tahrik indirimi alma çabası veya en iyi ihtimalle akıl sağlığının yerinde olmadığı iddiası ile cezasızlık haline oynama."

Bu dosyada da tam böyle oldu. Mustafa Fidan'ın avukatı müvekkilinin bipolar bozukluğun olduğunu ve şüphelinin akıl hastalığı hususunun dikkate alınması gerektiğini" söyledi. Bunun üzerine Fidan hastaneye sevk edildi. Sağlık Kurulu ise Fidan'ın işlediği suçlara yönelik hukuki sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini engelleyecek ya da azaltacak bir akıl hastalığı bulunmadığını tespit etti.

Yasaklı bıçakla cinayet

Av. Yazıbağlı, bu durumu da şöyle eleştiriyor:

"Kaybettiğimiz arkadaşımız trans kadın Ecem Seçkin'in iddianamesinde ender şekilde karşılaştığımız bir şey var. İlk günden beri bıçak darbelerinin ve olay öyküsünün herhangi bir kasten öldürme eylemi şeklinde değerlendirilmemesi gerektiğini bu öldürmenin canavarca hisle ve tasarlayarak gerçekleştiğini vurguluyorduk. Nitekim savcılığın hazırladığı iddianame de bu şekilde oldu. Savcılık makamının suçun nitelendirilmesine ilişkin tespitinin yerinde olduğunu düşünüyorum.

"Sanık 3 bıçak ve cebinde naylon eldiven ile gelmiş Ecem'in yanına. Kurguladığı hikaye çok zayıf olacak ki sonrasında akıl sağlığının yerinde olmadığını ifade etmeye başladı soruşturma aşamasında. Sanık hakkında alınan rapor "belirtilen tarihte işlediği suçlara yönelik hukuki sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini engelleyecek ya da azaltacak bir akıl hastalığı bulunmadığı kanaatine varıldığının ve şüpheli M.F'nin TCK 32. Maddesinden faydalanamayacağı"nın belirtildiği yönünde.

"TCK m.32 "Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez." şeklinde düzenlenmiştir. Gördüğümüz gibi yine klasik seyrinde ilerliyor sanık tarafı."

Üç bıçak detayı, davanın anahtarlarından. Bıçaklardan biri sokakta düşürdüğü bıçak. Diğeri koşarken üstünden düşen montundan bulundu. Diğeri ise apartman merdiveninde. Merdivende ele geçirilen bıçağı taşımak için ruhsat gerekiyor. Ancak Fidan'da öyle bir ruhsat yok.

Cumhuriyet Savcısı Filiz Bulut, tüm bunları göz önünde tutarak Mustafa Fidan'ın tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten öldürme, ruhsatsız bıçak taşımak ve geceleyin konutta silahla yağma suçlarından yargılanmasını talep etti.

İddianamenin kabulü üzerine dava açıldı. Davanın ilk duruşması 16 Haziran saat 14.10'da İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.

Bugün hem savcılık iddianamesi hem de tensip zaptı ile kabul edilen suçlar:

* Tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme

* Kasten öldürme

* İş yerinde geceleyin silahla yağma

* Bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satma satın alma taşıma veya bulundurma

Av. Yazıbağlı'ya göre, yağmanın nitelikli hâli olan ve daha ağır cezayı gerektiren iş yerinde geceleyin silahla yağma nitelendirmesi de seks işçiliğinin bir meslek ve iş olduğunu kabul eden nitelikte.

"Lubunyaların sapkınlıkla ilintilendirildiği, erkekliğin, erkin kutsandığı, mevcut iktidarın tüm birleştirici politika stratejisinde LGBTİ+'ları hedef gösterip öcüleştirerek birlik sağlama hamleleri ne kadar yenileniyorsa emin olun hemen akabinde sokakta daha cesur hamlelerle nefret karşılığını buluyor. 16 Haziran saat 14.10 da sivil toplum kuruluşlarını ve kamuoyunu İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek bu davaya çağırıyoruz."

Yıldız Tar kimdir?

Sıfatsız gazeteci, Boğaziçi terk, Cranberries hayranı, fantastik roman müptelası. 2013 yılında gazeteciliğe başladı. Etkin Haber Ajansı'nda editör, Özgür Radyo'da program yapımcısı ve sunucusu olarak çalıştıktan sonra 2014'ten beri LGBTİ+ internet gazetesi KaosGL.org'ta sırasıyla muhabir, editör ve yayın yönetmeni olarak çalıştı. Halen bu görevi sürdürüyor.

Sol, sosyalist siyasi partilerle LGBTİ+ hakları üzerine röportajları "Yoldaş Ben İbneyim" başlığıyla, trans kadınlarla röportajları "Dönmelere Doyamadık" ve Türkiye'deki LGBTİ+ hareketinin tarihine ilişkin sözlü tarih çalışması "Patikalar: Resmî Tarihe Çentik" ismiyle kitaplaştı. 

Kaos GL Derneği'nin senelik medya izleme raporunu kaleme alıyor. Çeşitli gazete, dergi, kitap ve dijital mecralarda LGBTİ+ hakları, hafıza çalışmaları, edebiyat, nefret söylemi ve medya okur yazarlığı üzerine yazıları yayımlanıyor. 

T24'te "İnsan Manzaraları" başlıklı portre röportajlar yapıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

'Dünyaya kafa tutan Türkiye'ye yakından dokunmak: TEKNOFEST'lerle örülen yeni siyaset ne anlatıyor?

"Evet, asgari ücret yetmiyor. Evet, kiralar artıyor. Evet, yaşamak güçleşiyor. Ama TOGG var, İHA ve SİHA’lar var. Teknoloji üzerinden yeni bir hikâye yarattılar. 'Yeni bir Türkiye var 'dediler ve bu yeni Türkiye’nin ekran yüzü de savaş gemisi TCG Anadolu, milli araba TOGG ve savunma sanayiindeki gelişmeler oldu"

"Benim evladım bu şekilde öldürülmeyi hak etmedi, adalet yerini bulsun"

Ecem Seçkin davasında azalarak biten nefret olmadı

Gençler neden intihar ediyor?

TV kanallarında ya intihar eden gençlerin psikolojilerinin ne kadar bozuk olduğunu izliyoruz ya da yine ruh sağlığı uzmanlarının uyarılarıyla, intiharı bir sebebe bağlamamaya çalışan, kişisel hikâyesinden uzak durmaya çalışırken ne diyeceğini bilemeyen bir haberciliği görüyoruz