25 Mart 2022

Dört yanım güzeller ve ünlülerle dolu | Bu hafta sol damarım kabardı

61 hafta sonra nihayet T24'e geldim. Ekip yarımdı ama nisan başında full time çalışmalara başlayacaklarmış

Orta az okunan Gonzo Tuğrul ve cok izlenen Selçuk Tepeli - 70'lerde Sırça'nın Laura'sı Işık Yenersu idi, 2022'de Aslı Enver-Bob Dylan üç kuşağın sevgilisi - "Muhalif" medyanın Özlem Gürses'i.

Kardı, soğuktu, bu hafta hayranlarımın ilgisini nasıl çekeceğim derken,  Newroz'a bile gidememişken bütün magazinler ayağıma geldi. Eh, ben de fırsatı kaçırmadım.

Yine gençler ve Gonzo Tuğrul

Ağırlıklı olarak 45- stajyer ve fanlarımın ısrarlarına dayanamayarak gece gece kendimi Kaktüs'e attım. İkisi de eski Radikalci olan Hürriyetçi Ece Çelik ve İKSV'li Elif Ekinci'nin doğum günleriymiş, daha yoksul semtlerde oturdukları halde benim için Cihangir'de toplanmışlar.

Birbirinden orta ve çok güzel kızlarla, birbirinden çirkin ve az çirkin oğlanlar aynı masadaydılar. Hürriyet'in dışında Milliyet, Duvar, Diken ve New York Times'tan eski stajyerlerim bana Irish Coffee ısmarladılar. Sonradan öğrendim ki, Kaktüs Tahir Bulca benim içki paralarımı almamış zaten. Merak etmeyin, soğuğa rağmen hep dışarda oturdum, çünkü 70+ olarak ağır risk grubundayım hâlâ.

Cem Erciyes, Erkan Aktuğ, Erman Uncu, İdris Emen, Şenay Aydemir... gibi erkekleri attıktan sonra geriye kalan güzel ve  akıllılar: Hürriyet’ten Seda Türkoğlu, Diken’den Aydil Durgun, Dünya’dan Şebnem Turhan, İKSV’den Elif Ekinci, New York Times kontribütörü Elif İnce, BBC Monitoring’den Dilay Yalçın, eski gazeteci yeni öğretmen Banu Öğüt, Hürriyet'ten Zeynep Bilgehan ve Ece Çelik.

Katharine, Joanne ve İpek

Komşum İpek Bilgin'in aylardır üstünde çalıştığı Sırça oyununun prömiyerine davet aldım. Tabii ki gittim. Ama keşke gitmez olaydım. Yok yok oyun güzel, ama kulise gitmek ve after party için davet almadım. Oyuna girmeden önce Gonzo Ajans gönüllü muhbiri M.Ç'nin notlarından bir bölüm aktarıyorum:

"Prömiyere katılanlar arasında o gece dizi seti ya da oyunu olmayan hemen hemen bütün oyuncuları sayabiliriz. Zerrin Tekindor, Güven Kıraç, Hazal Kaya, Serhan Altunorak, Tarık Emir Tekin (Şevval Sam ve Metin Tekin’in oğlu), Sezin Akbaşoğulları, yönetmenler, eleştirmenler, tiyatrocular…

İpek Bilgin’in kadim dostları ve Canasta arkadaşları; Murathan Mungan, Bilal Dede, MÇ, Taylan Şahin, YT, Başak Kıraç.

Bir İpek fanı olan Sezen Aksu."

Övünmek gibi olmasın, daha önce Katharine Hepburn ve Joanne Woodward'dan izlemiştim, Londra'dayken. İpek Bilgin'in oyunu iki Oscarlıyla havada karada aşık atar. Tek itirazım, Tennessee Williams ve dijital dünya pek yakışmamış. Ya da benim modam iyice geçti. Ha bir de keşke biraz sırça (cam) görseydik. 

"Sırça Köşk", "Sırça Kümes'den sonra "Sırça" da ayakta alkışlandı.

Tarihimden yapraklar

1965-1969

15 Mart 1946-30 Mart 1972

Mart ayı, Mülkiye yurdunda birlikte kaldığım ve de aynı sınıfta okuduğum 26 yaşında aramızdan koparılan Mahir Çayan'ın doğduğu ve sonsuza uğurlandığı ay.

Onunla birlikte aklıma Hüseyin Cevahir, Kamil Dede, Sabahattin Kurt ve Oktay Etiman da geldi. 70'lerin başında bana, hem de beni hiç kırmadan, "Senden şehir gerillası olmaz, sen Londra'ya git, bize oradan destek atarsın!" demişlerdi. Hâlâ hayattayım.

Linkler ve çağrılar

* Hafıza Merkezi'nin panel serisi devam ediyor: Barışın İnşasında Meclisin Rolü. 30 Mart'ta çevrimiçi olarak gerçekleşecek. 

* Tutuklu müzisyen Nudem Durak’a destek, müzisyen Çiya Şenses'in gözaltına alınması ve daha fazlası Susma Platformu'nda.

***

"Yeni arkadaşım" Selçuk Tepeli

İster inanın ister inanmayın, Radikal'den stajyerim şimdi pek ünlü çizer Kutlukhan Perker ve yazar Sinem Sal'ın davetlisi olarak Upper Cihangir'in en pahalı mekânlarından Jash'da orta pahalı bir yemek yerken birden kapı açıldı ve içeri Selçuk Tepeli girdi. Canım nasıl hatırlamazsınız, FOX TV'de her gece hafta içi haberlerini sunan 50- "bilmiş" beyefendi.

Ben tam kalkıyordum ama Tepeli bana bir kadeh rakı ısmarlamak isteyince kıramadım. İyi ki de kırmamışım. O geceye kadar nezdimde 5,5 olan gazetecilik puanı, 7,5'a çıkıverdi. Yazılarımdan çekindiğinden mi, yoksa beni matah sandığından mı, bütün övgü ve saldırılarımı tam bir gazeteci olgunluğuyla karşıladı. Ben de kendi kendime söz verdim, önümüzdeki iki hafta Selçuk Tepeli'yi magazin konusu yapmayacağım.

Gonzo Tuğrul, rating tablosunda hep ilk üçe giren Selçuk Tepeli ve şöhretimizden yararlanmaya çalışan Kutlukhan Perker.

HomeRoom'dan Tele1'e

Hafta sonu öğleden sonra, "Aman tanrım HomeRoom'dan canlı yayın yapıyorlar," diye dehşete kapıldım. Ekranda mekânın müdavimlerinden #Tarih neşriyat müdürü Gürsel Göncü ve Tele1'in Zeynel Lüle'si.

Meğerse Lüle'nin gece programı hafta sonuna alınmış. Karşılıklı bol bol Çanakkale savaşlarını konuştular. Lüle beni çağırırsa eminim daha iyi bir rating alır. Daha bunun şaşkınlığı geçmeden, HaberTürk'te Fatih Altaylı'ın programında kimi görsem beğenirsiniz, yine Gürsel Göncü!

Artık aramızda olmayan az düşmanım Andy Warhol'un sözü geldi aklıma: "Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacaktır."

Tele1 ekranlarında Gürsel Göncü ve mekandaşı Zeynel Lüle. 

"Biraz" da muhalif medya

Ağırlıklı olarak CHP çizgisindeki "muhalif" medyada da durumlar karışık. Halk TV'de program yapan Özlem Gürses ve Emin Çapa, kapının önüne mi kondular yoksa kendileri mi kapının önüne çıktılar magazinci aklım bir türlü almadı.

Epey bir süredir, yani Halk TV'den çıkarıldıktan sonra KRT'de program yapan Gürkan Hacır ve Barış Yarkadaş bu kanaldan da gönderildiler. Üzüntüden bayıldığımı söyleyemeyeceğim. Ama yine de CHP'li patronlarındansa meslektaşlarımın yanında durmaya çalışacağım. Haydi CHP'li belediyeler işbaşına ya da Tv100 de denenebilir. Daha orayı hiç denemediler. 

Bu arada iyi bir haberim var, başından beri bir türlü ısınamadığım ve şu sıralar Tele1'de ARENA diye kendini paralayan Uğur Dündar futbola merak sarmış. İnanması biraz zor ama Aziz Yıldırım'ın da desteğini alarak Fenerbahçe'de yönetimin bir parçasına talip olmuş. İnşallah kazanır...

Kendimi daha fazla tehlikeye atmadan iznini almadığım hâlde, sözü Medya Radar'da Bülent Biricik'e bırakıyorum: 

"Kimler mi göçmüş Halk TV’den? Yaptığım küçük bir araştırma sonucu tespit ettiğim isimler şunlar:

İbrahim Kahveci, Semra Topçu, Lâle Özan Arslan, Rahmi Aygün, Barış Yarkadaş, Atakan Gültekin, Gökhan Demirel, Uğur Dündar, Elfin Tataroğlu, Erol Mütercimler, Gürkan Hacır, Şaban Sevinç, Oktan Erdikmen, Mehmet Bal, Can Ataklı, Yavuz Oğhan, Hulki Cevizoğlu, Çağlar Cilara, Enver Aysever, Şule Aydın, Can Bursalı, Umut Yertutan, Bengü Şap, İsmail Dükel, Yeliz Koray, Candan Yıldız, Nihat Genç, Ece Zereycan, Hakan Aygün, Makbule Cengiz ve daha ismini sayamadığım niceleri…

Ayrılıp tekrar dönenler de var elbette…

Onların arasında ise Gökmen Karadağ, Ayşenur Arslan, Serhan Asker ve İsmail Saymaz gibi gazeteciler var."

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

* Bir buçuk sene sonra T24'te meslektaşlarımla buluştuğumun resmidir. 

* Doğan Akın'ın "çok okunuyor" iddiasıyla habire Ertuğrul Özkök yazıları yayınlamasını ben ve Zeynel Lüle, hiç hoş karşılamıyoruz. Bana galiba The Guardian yolu göründü.

* BBC'den hafta içi iki haber. "Rusya'da barış isteyenler işlerini kaybediyor" ve "Savaş karşıtı müzisyenlere yasaklar konuyor". Bu sizlere bir şey anımsattı mı? Ben yazmaya korkarım.

* Benim de katkım bulunan Bergen filminin şarkısı Sen Affetsen Ben Affetmem'i feministlerden sonra onların kontrastı diye düşündüğüm Adana Demirspor taraftarlarının da söylemesi beni çok mutlu etti. 

* Bu hafta yazımı yazmama (sık sık kafama kakmasına rağmen), T24 yazarı ve işsiz gazeteci Şengün Kılıç yardım etti. Bir kez daha hatırlatayım, benim sarı nokta hastalığım var.

Advertorial (!)

Ben anca uyandım!

Arkadaşlarım Tuğrul Paşaoğlu ve Murat Çelikkan uyarınca yedi ciltte tamamlanacak bir kitabın çıktığını ben yeni fark ettim: Kurtuluş Kendini Anlatıyor. 1975-1985 arasını kapsayan bir sözlü tarih çalışması.

Aralarında kişisel dostluğum olan İlhami Aras, Mustafa Kemal Kaçaroğlu ve Mahir Sayın da olunca hemen yakınımdakilere hızlı bir okuma yaptırdım, tabii sadece ilk iki cildi. 1977'de SBF BYYO'da asistanken ufak tefek DEV-YOL- Kurtuluş çatışmalarına ben de tanık olmuştum. Okuduğum kadarıyla edindiğim ilk izlenim, olaylar dürüst anlatılmış ama sanki şöyle de bir sonuç çıkardım, yanıldıysam günahı boynuma: Teorik olarak biz haklıydık ama yer ve zaman yanlıştı!
Kitap Dipnot Yayınları'ndan çıktı.

PS: Mahir Sayın telefonların açılmıyor, bana bir mail atıver.

Müzik önerisi

Özgürüz Radyo'da 100'üncü programını da tamamlayan Ragıp Duran, müthiş güzel Bob Dylan'lar çalarak beni çok mutlu etti. Eminim sizleri de eder. 81 yaşındaki Bob Dylan, şu anda turnede. 

Yazarın Diğer Yazıları

Ödül bolluğu, Mülkiye Pide Grubu ve itirazlarım...

Hastalıktan mabadımı kaldırabilseydim, İstanbul'a gelen Mülkiyelilerin pide partisine katılıp çeşitli sınıfsal rezaletler çıkaracaktım ama olmadı...

Magazin noir girişimlerine yavaş yavaş başlıyorum

Gonzo gazeteciliğimin bu aşaması en fazla 6-7 ay sürecek, çünkü sizlere veda etmeyi düşünüyorum...

Happy bayrams!

Bayram seyran demeyip Cihangir kafelerini gezerek yazımı yazdırmayı becerdim, etraf pek boş...