26 Nisan 2024

Ödül bolluğu, Mülkiye Pide Grubu ve itirazlarım...

Hastalıktan mabadımı kaldırabilseydim, İstanbul'a gelen Mülkiyelilerin pide partisine katılıp çeşitli sınıfsal rezaletler çıkaracaktım ama olmadı...


Güzellik Kraliçesi İnci Asena ile Duygu Asena Ödülü töreninde herkesi çekiştirdik |
Ölmeden önce Mülkiyeliler Birliği'nin pide gününü görmek isterdim ama hastalığım izin vermedi | 
TGC hızını kesmedi, tam 33 tane ödül verdi |
Artık bu slogan dünyanın her tarafında! | 

***

Son magazin noir yazımdan sonra (her şeyi hepimizden iyi bilen sınıf arkadaşım Prof. Dr. Baskın Oran'ın deyişiyle nuar) aldığım övgülerin tadına doyamadan kendimi ödül törenlerine, festivallere attım.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri törenine gidemedim ama Gonzo Haber Ajansı oradaydı. Biliyorsunuz Oscar'ın heykelcikleri bile 24 tane ama bizim TGC'nin ödül sayısı inanmayacaksınız; tam tamına 33 tane! Özetle, neredeyse benim dışımda herkese bir ödül vermişler. Tabii araya T24'ten Asuman Aranca gibi isimler de girmiş ama artık onlar da kusura bakmasınlar. Eğer gözlerim beni yanıltmadıysa, 'yandaş medya' dediğimiz, Sabah, Milliyet, Hürriyet gibi 'gazetelere' bile ödül verilmişti. Bu TGC'nin sorunu. Benim önerim; medya bu içler acısı halinden kurtulana kadar, Gazetecilik Başarı Ödülleri vermeyi askıya alsınlar, sonra yeniden başlarız. Zaten 31 Mart seçimlerinde iyi yönde bir sinyal geldi.

Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri'nde Cumhuriyet'ten Murat Ağırel ve Miyase İlknur gibi meslektaşlarıma da ödül verilmişken, benim dışarıda bırakılmam eminim sizi de şaşırtmıştır. Herhalde beni fazla anarko-Marksist buldular. 

Gördüğünüz gibi ödül alanlar, bütün salonu doldurabilecek kalabalıktaydı  

Bu arada ödül alan T24 muhabiri Asuman Aranca'nın Sinan Ateş cinayeti haberi yüzünden ne yazık ki başı derde girecek gibi görünüyor, hakkında 3 yıl hapis istenmiş. Pes doğrusu! 

Neyse ki Duygu Asena ödülü bir tane

Ta Gelişim Yayınları'ndan canım arkadaşım Duygu Asena için Doğan Kitap'ın verdiği Roman Ödülü'nü, Boğaziçili Neslihan Önderoğlu aldı ve üniversitedeki direnişe adadı. Benim için en güzel sürpriz, yıllardır görmediğim Duygu'nun kız kardeşi 1966 Türkiye Güzellik Kraliçesi İnci Asena'yı görmek oldu. İnci Asena, en az gençliğindeki kadar güzeldi, inanmayan fotoğrafına baksın. Törende Doğan Hızlan, Cem Erciyes, Filiz Aygündüz gibi bir noktada beraber çalıştığım arkadaşlarım da vardı. Hatta Şadan Öymen bile oradaydı. Gelişim Yayınları'nın Kadınca ve Erkekçe'sinden ve Nokta'dan pek çok tanıdık sima da vardı... Yok yok merak etmeyin, şükürler olsun Canan Barlas gelmemişti. Bu arada hatırlatmak gibi olmasın ama... Neyse, daha ayrıntılı bilgiyi Tarihimden Yapraklar bölümünde okuyacaksınız.

Gonzo Tuğrul - Güzellik Kraliçesi İnci Asena ve Milliyet Sanat'tan Filiz Aygündüz  
Ödülü alan Neslihan Önderoğlu, "Umarım Boğaziçi bir an önce özerk ve demokratik yapısına yeniden kavuşur" dedi 

Mülkiyeliler akıllarını kaçırdı

Mülkiyelilerden bir grup İstanbul'a geliyor. Yok yok, 1 Mayıs için falan gelmiyorlar, bakın ne için geliyorlar; Sudi Kocaimamoğlu'nun kaleminden aktarıyorum: 

"Sevgili arkadaşlar, Mülkiyeli Pide Sevenler Grubu olarak çılgın proje olarak adlandırdığımız İstanbullu Mülkiyeli Pide Sevenler'le buluşmak üzere İstanbul Kadıköy Hasanpaşa’da Haça Puri Pide Evi'ne geliyoruz."

Hayır, yanlış okumadınız. Ankara'dan İstanbul'a günübirlik pide yemeye gelmişler, bir de kendilerine Pide Sevenler diye isim koymuşlar! Belli ki hem keyifleri hem de iştahları yerinde.

Bana sorarsanız, eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın ve eski YÖN'cü Uluç Gürkan en az benim kadar yaşlanmışlar. Sarı noktam yüzünden Zerrin Edipoğlu, Berrin Komsuoğlu, Canset Oral ve Alev Alpkan'ı tam seçip seçemediğimden emin değilim diyecektim ki hepsini seçebildiğim bir fotoğraf geldi, Berrin Komsuoğlu'na teşekkür ederim... Yine ne varsa kadınlarda var. 

Küçük bir hainlik daha yapayım isterseniz; çoğunluk, merkezden merkez sola açılan bir kalabalıktan oluşuyor, benim gibi anarko-Marksist hiç yok içlerinde, zaten sanıyorum Türkiye'de türümün son örneğiyim. Bu arada onur konuğu tahmin edeceğiniz üzere Sevinç İnönü'ymüş. 

Berrin Komsuoğlu, Alev Alpkan, Zerrin Ediboğlu, Canset Oral, Atilla ve Tuluhan Koruyan

İstanbul Film Festivali, tam gaz sürüyor 

Tam gaz demek ne kadar doğru bilmiyorum ama... Ulusal yarışma filmlerinden Rosinante'nin senaristi Deniz Yeşilgün'ün de arasında olduğu bir grupla birlikteydik. Meğer arkadaşım Nakiye Boran'ın reklam ekibi de bu işin içindeymiş. Sanat filmi seviyorsanız bu film tam sizlere göre diyebilirim, eğer sanat filmlerine merakınız yoksa umduğunuzu bulamayabilirsiniz. 

Seramik sanatçısı Gökhan Zincir, Rosinante senaristi Deniz Yeşilgün, yapılı saçlarıyla arkadaşım Nakiye Boran, en gencimiz Zeynep Aksoy ve tabii ki ben 

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots 

Geçen haftaki yazımda, yıl sonuna kadar magazini bırakacağımı söylemiştim, aldığım geri dönüşlere bakılırsa bu kararım fanlarımı epey üzmüş. Merak etmeyin, T24'ün Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın, yazdığına göre 'mesajımı almış.' Düşüneceğim...

* Bu hafta, dizilere ve muhalif kanallara bulaşmamamız herhâlde dikkatinizi çekmiştir. Bir sürü şey o kadar yapay zekâ ürünü gibi duruyor ki... Kendimi dizi izlemek yerine, festivale, etkinliklere atmayı tercih ettim. 

* Dünyanın her tarafında geçerli olan, benim de sevdiğim sweatshitlerimden birinin üzerinde yazan bu sloganı, sizlerle paylaşmak istedim: Siz daha az pislik olursanız biz de daha az aktivist oluruz! 

Geçen hafta sonu fahiş restoran fiyatlarına karşı yapılan boykotun etkisi miydi bilmem ama 20-21 Nisan'da Cihangir pek kalabalık değildi. Ben bile, Firuzağa Kahve'ye gitmekle yetindim. 

Radikal'den meslektaşım Asu Maro, zaman zaman Cihangir 22'de DJ'lik de yapıyor. Bu sefer kendi doğum günü için işi biraz büyütmüş galiba, afiş bile hazırlamış. Happy birthday! 

Tarihimden Yapraklar 

Birazdan göreceğiniz fotoğraf, 1980'lerde Nokta dergisinde çekilmiş. Anılarını yazan Prof. Dr. Haluk Şahin'in Babıali'ye Son Tren kitabından alındı.

Haluk Şahin, benden bahsederken Nokta dergisinde ona kurulan komplolara sözü getirmiş. Komplo değilse bile biraz entrika yapmıştık ama o da Haluk Şahin'i yerinden etmek için değildi. Kendisi iyidir, hoştur, efendidir; profesörlüğüne sözüm yok ama gazeteciliğine var! Zaten resume'sine bakarsak pek bir gazetecilik başarısı göremeyiz... Biliyorsunuz iyi bir entelektüel olmak, iyi bir gazeteci olmak anlamına gelmiyor. O yüzden, patronumuz Ercan Arıklı'nın da kısmen katkısıyla Canan Barlas ve Hıfzı Topuz'dan sonra Haluk'un da ayağını kaydırarak Nokta'ya nefes aldırmıştık. Satışlarımız bir süre sonra 100 binleri bile geçmişti, hatırlatayım dedim... 

Tuğrul Eryılmaz, Nilay Karaelmas ve İpek Çalışlar, daha 40 yaşında bile değiller  

Linkler ve çağrılar 

* Hafıza Merkezi’nin desteklediği Dargeçit isimli uzun metraj belgesel filmi, 43. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Belgesel yarışmasına seçilmiş. 27 ve 28 Nisan günleri Beyoğlu Sineması ve Kadıköy Sinematek olmak üzere iki gösterim yapacak. Kaçırmayın! 

Advertorial (!)

Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Derneği'nin yeni sözlü tarih serisi "Adaletin Üç Odası", web sitesinde ve YouTube kanalında yayındaymış. Seri, 1980 ve sonrasında Diyarbakır Barosu’na başkanlık etmiş ve hak ihlalleri davalarında hukuki mücadele vermiş avukatlarla sözlü tarih görüşmeleri yapılarak oluşturulmuş, bir göz atın derim. 

Müzik önerisi 

Hep birlikte, soul müziğin krallarından olan ve ne yazık ki artık aramızda olmayan Marvin Gaye'e kulak verelim... 

Tuğrul Eryılmaz kimdir?

Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü.

Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı.

İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı.

Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi.

1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti.

Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı.

Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Özgürlüğü olmayan bayramlar

Bu hafta yine dünyadan bahsediyormuş gibi yaparak kendi reklamımı yapıyorum...

Magazin noir girişimlerine yavaş yavaş başlıyorum

Gonzo gazeteciliğimin bu aşaması en fazla 6-7 ay sürecek, çünkü sizlere veda etmeyi düşünüyorum...

Happy bayrams!

Bayram seyran demeyip Cihangir kafelerini gezerek yazımı yazdırmayı becerdim, etraf pek boş...