30 Mayıs 2025

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Danıştay’a: Kartalkaya faciasından sorumlu olan kamu görevlileri soruşturulsun!

Savcılık, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ulaştırdığı yazısında bakanlık yetkililerinin yangın faciasında kusurlu olduklarını aktardı. KTB, kontrolörlerin, görev, yetki ve sorumluluğu bulunan personelin, yangında herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı öne sürdü. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da Danıştay'a “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın soruşturma izni verilmemesi kararı yetersiz ve yerinde olmayan gerekçe ile verilmiş olup dosya içeriği ile uyumlu değildir” ifadelerinin bulunduğu görüş yazısı gönderdi

Kartalkaya’da 78 kişinin yaşamını yitirdiği Grand Kartal Otel faciasında yeni gelişmeler var.

Geçen ocakta yaşanan yangına her ne kadar facia nitelemesi yapılıyor olsa da “katliam” tanımı yapmak daha doğru olacak kanımca.

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen hazırlık soruşturmasının tamamlanmasıyla birlikte katliamda sorumluluğu bulunan gerek otel sahibi gerekse Bolu İl Özel İdaresi ile Bolu Belediyesi’nde görevli kamu görevlileri hakkında iddianame hazırlandı. Mahkeme, iddianameyi kabul etti.

İddianamede yer alan 31 sanık, mahkemeye çıkarılacak.

Grand Kartal Otel’deki yangının ardından tartışılan konuların başında Ankara’daki bürokrasi ayağı geldi doğal olarak.

Otelin ve kontrolünden sorumlu olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy başta olmak üzere süreçte görev alan bakanlık üst yönetimi eleştirilerin odak noktasındaydı.

Bolu’daki adli soruşturma sırasında başsavcılık, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na (KTB) gönderdiği 27 sayfalık yazıda, tespit edilecek kamu personeli hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği belirtildi.

Savcılık yazısında, yapılan hazırlık soruşturmasında bakanlık personelinin yaşanan faciadan sorumlu olduğu vurgusu dikkat çekti.

Savcılık, bakanlığa ulaştırdığı yazıda, ana dava için hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitlere yer verdi.

Yazıda, bilirkişi raporundaki “bakanlık yetkililerinin, özellikle can ve mal güvenliği, personelin niteliği ve eğitim düzeyi başta olmak üzere gerekli tüm denetimleri özensiz ve yetersiz yaptıkları, mevcut eksiklikleri tespit etmedikleri saptanmıştır” tespitine atıf yapıldı.

Ayrıca yine aynı bilirkişi raporunun sonuç bölümünde belirtildiği üzere “otelin işletme belgesini veren ve onaylayan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin inceleme konusu olayda denetim süreçlerinde yetersiz kaldıklarından birinci derecede etkili oldukları” değerlendirmesini savcılık, KTB’ye iletti.

Böylelikle savcılık, KTB yetkililerinin 78 kişinin öldüğü, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasında kusurlu olduklarını aktardı.

Bakanlık, üç maymunu oynadı!

KTB yönetimi, savcılığın soruşturma izni verilmesi talebinde bakanlık yöneticilerinin sorumluluğunu tek tek sıralamasına karşın, gözlerini yumdu adeta.

Diğer deyişle başını kuma gömdü, sessizliğe büründü. Yapılan işlemler sonrasında Bakan Ersoy, personelinin sorumluluğunu kabul etmedi.

78 canın yitirildiği katliamda, bakanlık personelinin sorumluluğunu ısrarla reddetti ve soruşturma izni vermedi.

Savcılığın tespitini bakanlığa bıraktığı ve haklarında izni verilmeyen personel, Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü Neşe Çıldık, dönemin Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü Şennur Aldemir Doğan, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı ve halen Uludağ Alan Başkanı Bülent Çınar Çavuş, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı Elçin Şimşek Öncü, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı ve Kontrolörler Kurulu Başkan Vekili Levent Kırcan, Başkontrolörler Ramazan Alkan, Melda Araz, Şule Aktürk Alkan, Barış Başayvaz ile dönemin Stajyer Kontrolörü Ezgi Dener ve Stajyer Kontrolör Abdülkadir Eren’di.

KTB’nin bu kararı sonrasında yakınlarının acılarını yaşayan aileler, Bolu İdare Mahkemesi nezdinde itiraz ettiler. Bu itiraz henüz, Bolu İdare Mahkemesi’nce karara bağlanmadı ne yazık ki.

Nadir Alpaslan kim?

Bu arada diğer taraftan KTB’deki iş ve işlemlerden sorumlu olan Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’la ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti.

Bir parantez açayım.

Nadir Alpaslan öyle sıradan bir kamu personeli değil.

AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte yıldızı parlayan ve sürekli yükselen bir ivme ile bürokraside kendisine yer bulan bir isim.

AKP’nin iktidar olmasıyla birlikte 2003-2007 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda müsteşar yardımcısı ve bakan müşaviriydi.

Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesiyle beraber 2007’de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı oldu. Aynı zamanda 2011’den itibaren Kuveyt Türk Katılım Bankası yönetiminde görev aldı. Halen yönetim kurulu başkan yardımcısı.

Yanı sıra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildiği 2014’te de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı görevine devam etti. Temmuz 2018’de yeniden Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde bu kez bakan yardımcısı konumunda göreve başladı.

Parantezi kapatıp devam ediyorum.

KTB: Suçlu yok

Şimdi, ortaya pek çıkarılmayan KTB’nin soruşturma izni verilmemesi kararından alıntıyı okuduğunuzda bakanlığın meğerse ne kadar “masum” olduğunu okuyacaksınız.

KTB’nin soruşturma izni verilmemesi kararında özetle; Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, turizm belgeli tesislerin yangın güvenliği denetimi konusunda herhangi bir görev, yetki ve sorumluluğunun bulunmadığı kaydedildi.

Bakanlığın denetim yetkisinin, belgelendirilen tesislerin belgelendirilmesine esas niteliklerine ilişkin olduğu kaydedilen KTB kararında, yangın güvenliğine ilişkin denetim yetki, görev ve sorumluluğunun, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı veren il özel idaresi ve belediyelere ait olduğu belirtildi.

KTB, yangın güvenliği denetiminin, uzmanlık gerektiren teknik bir süreç olması ve bakanlık kontrolörlerinin bu konuda teknik eğitim ve uzmanlığa sahip olmadığını savunduğu kararda, bakanlığın, olmayan bir yetkiyi başka kurumlar aracılığıyla kullandırmasının söz konusu olamayacağı dile getirildi.

Grand Kartal Otel’in 2007, 2008 ve 2015 yıllarında Bolu İl Özel İdaresi’nce düzenlenmiş iş yeri açma ve çalışma ruhsatının bulunması nedeniyle, bu ruhsatın verilmesine esas belgeler arasında itfaiye raporunun da yer aldığı, Turizm İşletmesi Belgesi düzenlenirken, tesisin iş yeri açma ve çalışma ruhsatının varlığının arandığı ve bu ruhsatın belediye veya il özel idaresince denetlendiği savunuldu.

Bakanlıkça yapılan denetimlerin Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik çerçevesinde gerçekleştirildiği belirtilen KTB kararında, denetimlerin tesisin niteliğine ve kalitesine ilişkin olduğu, yangın güvenliği gibi iş yeri açma ve çalışma ruhsatını oluşturan hususları kapsamadığı ve sonuçta KTB’nin turizm belgeli tesislerin yangın güvenliği denetimi konusunda görev, yetki ve sorumluluğu bulunmadığı açıklandı.

KTB, bu kapsamda Grand Kartal Otel’de denetim yapan kontrolörlerin ve bu tesisin belgelendirilmesi ve denetlenmesinde görev, yetki ve sorumluluğu bulunan personelin, yangında herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı öne sürdü.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı: Suçluların tespiti için soruşturma izni verilmeli

KTB’nin kararına karşın yangında yaşamını yitirenlerin ailelerinin yaptığı itirazı değerlendiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Danıştay Birinci Dairesi’ne önemli bir görüş yazısı gönderdi.

Başsavcı Muhsin Şentürk imzasıyla gönderilen yazıda KTB kararı eleştirildi. Şentürk, yazıda “incelenen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın soruşturma izni verilmemesi kararı yetersiz ve yerinde olmayan gerekçe ile verilmiş olup dosya içeriği ile uyumlu değildir” dedi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bakanlığın kararındaki savunmasını on ayrı madde altında çürüttü.

Maddelerin tamamını Büyüteç’e almam mümkün değil maalesef.

Ancak, KTB Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü Kontrolörler Kurulu Başkanlığı’nca daha önce Köroğlu Otel, Lagoon Palace Kartalkaya, Elifim Resort Hotel gibi farklı otellerde yapılan denetimlerde yangın yönünden eksikliklerin tespit edildiği ve ilgili belediyelere bildirildiği, bu karşın Grand Kartal Otel açısından bu yönde herhangi bir tespitin yapılmadığına dikkat çekildiğini aktarayım.

Aynı görüşte, bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda yer aldığı şekliyle “KTB yetkililerinin, özellikle can ve mal güvenliği, personelin niteliği ve eğitim düzeyi başta olmak üzere gerekli tüm denetimleri özensiz ve yetersiz yaptıkları, mevcut eksiklikleri tespit etmedikleri saptanmıştır” tespiti yer buldu.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yazısının sonuç bölümünde “öncelikle şikâyet edilenlerin şikâyete konu olayla ilgili yetki ve sorumluluklarının, bu sebeple ceza hukuku bakımından sorumlu tutulup tutulamayacaklarının ceza muhakemesi hukuku kuralları çerçevesinde yapılacak etkili bir soruşturmayla ortaya konulmasının mümkün olduğu değerlendirilmektedir. Bahsedilen bu hususların araştırılması da ancak soruşturma izni verilmesi halinde mümkün hale gelebilecektir” dedi.

Danıştay’a bu görüşü veren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kendi sorumluluğunda bulunan KTB Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan hakkında soruşturma izni verilmesini gerektiğini belirterek aynı yönde talepte bulundu.

Danıştay’ın kararı henüz açıklanmadı. Birinci Daire’nin, başsavcılık görüşüne uyması halinde Alpaslan’ın adli yargılamaya alınmasının önü açılacak.

* * *

Yangın faciasında yakınlarını yitirenler, acılarına mı üzülsünler? Yoksa devletin önlerine koyduğu engellerin tek tek kaldırılması için mücadele mi versinler?

Canlarını kaybedenlere, hak arama mücadelelerinde bu kadar cefa çektirmek reva mı?

Yazık değil mi bu insanlara?

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel olarak yayınlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği , Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberler Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık görüldü. 

Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'ta yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma sürecindeki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te en çok güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor .

Yazarın Diğer Yazıları

DEVA Partisi lideri Ali Babacan: Sanal bahis ve kumar oynatan firmalar, şahsen Cumhurbaşkanı’nın tanıdığı, bildiği insanlar

"Hükümet, ‘yasa dışı kumarla, yasa dışı bahisle mücadele ediyorum’ diye bir başlık altında sunuyor. Ama bir de bunun yasal olanı var, devletin resmen izin verdiği var. Sanal bahis konusunda Türkiye’de yetkilendirilmiş altı şirket var. Öyle bir dönemdeyiz ki, sanal kumar / sanal bahisten parayı koyacak yer bulamayan çetenin banka satın almasına BDDK izin vermiştir. Yetmiyor, BDDK, bunun arkasındaki ödeme sistemlerine de izin veriyor"

İstanbul kaynamaya devam ediyor…

İBB soruşturmasının sadece CHP’de değil, iktidar partisi AKP’de de yansımaları yaşanacak kuşkusuz. Öncelikle Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın değişiklikler içinde yer alacağı bir süredir başkent kulislerinde konuşuluyor. Bir iddiaya göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, İBB’nin tutuklu Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki terör konulu dosyayı tamamladıktan sonra Ankara’da daha önemli bir göreve getirilecek. Yeni görevin Adalet Bakanlığı olacağı iddiaları konuşuluyor

FETÖ ile mücadele ne zaman biter?

Başsavcılığın açıklaması, iktidarın FETÖ’yle mücadelede  “milat” olarak kabul ettiği 17/25 Aralık ile 15 Temmuz’dan sonra geçen yaklaşık 9 yıllık sürede henüz tespit edilemeyenlerin olduğunun itirafıdır. Ayrıca, gerek AKP–MHP ittifakı içinde, gerekse Erdoğan’la birlikte çalışan kimi isimler üzerinde “FETÖ iltisakı” gölgesi devam ediyor

"
"