19 Kasım 2023

Bilgi tapınakları: Dünyanın en güzel kütüphaneleri (XIII)

Napolyon'un Mısır seferi sırasında yanında götürdüğü 100'den fazla bilim adamı tarafından kaleme alınan 10 ciltlik "Mısır'ın Tanımı" adlı eserin orijinalleri ve bunların gravür, guaj resim ve haritalarını içeren 13 cilt Fransız Senatosu Kütüphanesinde muhafaza edilmekte

Geçen haftadan devamla, Fransa'nın ikinci güzel kütüphanesindeyiz bugün.

Fransız Senatosu Kütüphanesi

Mümkün olduğu kadar kısa tarihi bilgi vererek başlamam gerekiyor. Bu kütüphanenin içinde bulunduğu bina "Lüksemburg Sarayı" (Palais de Luxembourg) olarak anılır. Sarayı kendisi için yaptıran Marie de' Medici; Fransız Kraliçesi olarak taç giydiği günün ertesinde kocası Kral IV. Henry bir suikastle öldürülünce, tahta geçen küçük oğlu XIII. Louis'nin naibi olarak 1610-1630 arası Fransa'yı yönetmiş bu kadın. Adından da anlaşılacağı üzere Floransa'nın ünlü Medici ailesinin kızı.

"Luxembourg Sarayı" ve bahçelerini yansıtan tarihi gravür

1625'te inşa edilen ve sonrasında uzun yıllar Fransız Krallığının ikametgâhı olarak kullanılan Saray, Paris'in güneyindeki 6. Bölgede, 25 hektarlık muazzam bir park içinde. Mimarı, "Fransız Barok" ya da "Fransız Klasik" dönemi şeklinde adlandırılacak akıma ön ayak olan Salomon de Brosse.

Fransız İhtilali sonrası hapishane olarak kullanılan binaya, Napolyon Bonapart döneminden başlayarak Fransız Parlamentosunun değişen yapı ve ihtiyaçlarına göre zaman zaman müdahaleler yapılmış. En son müdahale, Kral Louis Phillippe tarafından görevlendirilen mimar Alphonse de Gisors'un (Paris'te bugün hayranlıkla seyredilen pek çok resmi binanın mimarıdır) 1836–1841 arası yaptığıdır. İşte o tarihte Saray önemli değişikliklere uğrarken kütüphane de bugünkü haliyle yaratılmış.

Fransız Senatosu Kütüphanesinin Okuma Odası[1]

Günümüzde kütüphanenin koleksiyonunda 450.000 kitap kayıtlı. Bunların 12.000'i "tarihi", 9.300'i "nadir" kategorisinde. Ayrıca 40.000 harita ve gravür mevcut. Hepsi birlikte ülkenin tarihi mirasının ve belgelerinin ana kaynağı. Aynı zamanda çağımızda senatörlerin ve hizmetlerinde çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde bilgiye ulaşabilmelerini sağlayacak şekilde düzenlenmiş. Zaten onlar ve özel izin verilen araştırmacılar dışında halka açık değil.

Kütüphanenin 52 metre uzunluktaki Okuma Odasının ortasında bir kubbe ve hemen bitişiğinde yarım dairesel bir apsis mevcut. İki tarafında ise tavanı süsleyen, felsefe, şiir, belagat, İncil, hukuk, tarih, sanayi, askeri deha, siyaset ve matematik konularındaki 10 fresk, Léon Riesener ve Camille Roqueplan adlı iki ressam tarafından yapılmış. Buna karşılık ortadaki kubbe ve bunun dört ucundaki bulunan pandantiflerdeki freskleri yapan ise ünlü ressam Eugène Delacroix. Bu sanatçı Dante Alighieri hayranı olduğu için tutmuş, onun eseri İlahi Komedi'deki "Cehennem"den kendine göre sahneler yaratmış:

"Dante, Latin şair Virgil tarafından Homer ve Ovid'e takdim ediliyor." Üç şairin karşısında elindeki lirle Orfe duruyor. Bir yanda Yunanlar, İskender, Aristoteles ve Platon, diğer yanda Romalılar, Marcus Aurelius, Sezar ve Çiçero. Şunlardan bahsediyorum:

Okuma Odası tavan freskleri[2]-[3]

Bu kütüphanenin bir de ek bölümü var. O da Sarayın doğu kanadında ve eskiden müze olarak kullanılan bölüm. Napolyon'un Mısır seferi sırasında yanında götürdüğü 100'den fazla bilim adamı tarafından kaleme alınan 10 ciltlik "Mısır'ın Tanımı" adlı eserin orijinalleri ve bunların gravür, guaj resim ve haritalarını içeren 13 cilt burada muhafaza edilmekte.

* * *

Fransa'yı tükettim! Bu pazar daha yazacak yerim olduğuna göre sanırım en doğrusu aradaki Manş Denizini aşıp İngiltere'ye uzanmak bu noktada, en azından o ülkenin "En Güzel Kütüphaneleri"ne başlangıç yapmak.

İngiltere'ye ulaşınca kuzeye doğru ilerliyoruz. İlk önümüze çıkan...

Oxford'daki Bodleian Kütüphaneleri ve Duke Humphrey Kütüphanesi

Bodleian Kütüphaneleri, Oxford Üniversitesine öğretim, eğitim ve araştırma hedeflerine hizmet eden ve aynı zamanda bünyelerindeki eşsiz koleksiyonlarına araştırmacıların erişimini sağlayan kütüphaneler topluluğu. Daha önce yazdığım İngiliz Kütüphanesinden sonra ülkenin en büyük ikinci kütüphanesi niteliğindeki Oxford Üniversitesinin Merkez Kütüphanesi ve buna bağlı 25 diğer kütüphane. Ama sanılmasın ki Oxford'daki kütüphane sayısı bu kadar; 75 kütüphane daha var Üniversitenin bünyesinde!

Oxford Üniversitesi Merkez Kütüphanesi (Duke Humfrey Kütüphanesi)

Tarihi 400 yıl öncesine dayanan kütüphaneler topluluğu bünyesinde 13 milyon baskılı eser, 80 bin elektronik gazete/dergi ve ayrıca elyazmaları, tarihi papirüsler, haritalar, müzik ve sanat eserleri ve efemeradan oluşan eşsiz bir koleksiyon barındırıyor.

İlk Bodleian Kütüphanesini kuran, İngiliz diplomat ve akademisyen Sir Thomas Bodley (1545-1613). Protestan ve tüccar bir aileye mensup. İngiltere'de Katolik Kraliçe Mary tahta geçince ailesini toparlayıp Avrupa'ya kaçan babası sayesinde, büyük din Reformlarının merkezi Cenevre'de John Calvin'in yeni kurduğu akademide eğitim görmekle kalmamış, aynı zamanda Yunanca ve İbranice öğrenmiş, ama gün gelip de Kraliçe Elizabeth tahta geçince İngiltere'ye dönüp Oxford'da, Merton Kolejinde eğitimini tamamlamış. Yunanca hocası olarak başladığı akademik kariyerinin bir döneminde izinli olarak birkaç yıl geçirdiği Avrupa'da Fransızca, İtalyanca ve İspanyolcayı da öğrenen Bodley 1584-1596 arası Kraliçenin hizmetinde diplomat olarak görev yapmış. O arada, 1587'de üniversiten istifaya zorlanıyor ama akademisyenlerin arasından çok sayıda dostu var. Kamu hizmetinden de ayrılması ertesi 1598'de Merton Kolejine sırf ziyaret amacıyla geldiğinde akademisyenler kendisi için bir veda yemeği düzenliyor ve ileride Bodleian Kütüphaneleri olarak adlandırılacak sistemin temeli işte o gece atılıyor.

Konu, zamanında çok değerli bir kütüphane iken koleksiyonu Kral VI. Edward tarafından soyup soğana çevrilen Duke Humfrey Kütüphanesinin yeniden ayağa kaldırılması. O gece yemekte bu konuda geçen konuşmalar ardından bu görevi üstlenmeye gönüllü olan Thomas Bodley'in talebinin Kolej yönetimi tarafından uygun görülmesiyle 1600 yılında kitap toplama işine başlıyor. Zengin bir kadınla evli olması sayesinde kendi cebinden katkılar yapsa da, Kütüphanenin restore edilip asıl büyük bir koleksiyona ulaşmasını sağlayan 1602'de kurduğu "Bağışçılar Kitabı" sistemi olmuş. Bu sayede tüm bağışların kayda geçirilip kamuya ilan edilmesi büyük bir teşvik unsuru olmuş, kitap ve nakit bağışları kütüphaneye akmış. Bakın, bu yazının başında dıştan gördüğünüz Duke Humfrey Kütüphanesinin en eski binasının iç görünüşü şöyle:[4]

1610 yılında ilginç bir gelişme yaşanıyor. İngiltere'de, üyelerine gerekli korumayı sağlamak üzere 1403'te kurulan "Yazıcılar, çizerler, ciltçiler ve kırtasiyeciler Loncası", 1557'de Londra'da "Stationers' Company" adıyla şirketleşmiş ve ülkede kitap yayımlamak dahil bu alanlardaki tüm faaliyetleri kontrol eder hale gelmiş. Thomas Bodley'in bu şirketle imzaladığı sözleşme kapsamında İngiltere'de yayımlanan her eserin birer kopyasının Duke Humfrey Kütüphanesine teslimi mecburiyeti getiriliyor; yani "yasal depo" yetkisinden bahsediyorum. Anlaşılacağı üzere Bodley'in kütüphanesi bu yetkiyi İngiliz Kütüphanesinden bile önce elde etmiş. (Bu vesileyle Birleşik Krallık'ta altı farklı kütüphanenin "yasal depo" yetkisine sahip olduğunu belirteyim.[5])

Bu yetkinin kütüphanenin büyümesine nasıl ivme verdiğini tahmin edebilirsiniz. Bodley de böyle bir gelişmeyi elbette önceden tahmin etmiş ki, finansmanı kendisine ait olmak üzere bu eski yapının etrafına yerleşecek yeni binalar eklenmesini kararlaştırmış. 1612 yılında "Arts End" adı verilen ilk bina tamamlanmış. Bodley 1613'te ölmüş ama kütüphaneye bıraktığı parayla 20 yıl sonra "Selden End" adıyla bir diğeri eklenmiş.

Derken efendim... Yüzyıllar geçtikçe gelen yeni bağışlar da dahil kütüphane hızla büyürken, bu tür gelişme yeni binalar ihtiyacını da beraberinde getirmiş elbette. Ünlü Oxford'lu akademisyen hekimlerinden John Radcliffe'in kendi bağışlarıyla yaptırdığı anıtsal değerdeki dairesel bina da 1860'da Bodleian sistemine katılmış. Fotoğrafını gördüğünüz ve 1748'de inşaatı tamamlanan, Oxford'un en ünlü, en çok turist çeken binasının tasarımcısı İngiliz Mimar James Gibbs.

Radcliffe Camera (Odası), Oxford[6]

20. yüzyıla girildiğinde ve Bodleian Kütüphanelerinin koleksiyonu 1 milyon kitaba ulaştığında, yine artan yer ihtiyacını karşılamak üzere bu Radcliffe binasının bulunduğu meydanın altı 1909-1912 yılları arasında kazılıp, o gün itibariyle dünyanın en büyük kütüphane deposu devreye sokulmuş. Yetmiş mi? O sırada evet ama 1931'e gelindiğinde yetmeyeceği anlaşıldığından, bu defa 5 milyon kitap alacak büyüklükte yeni bir bina yapılmasına karar verilmesiyle Mimar Sir Giles Gilbert Scott'un tasarladığı ve "Yeni Bodleian" adı verilen bina 1940 yılında tamamlanarak bünyeye katılmış. Bunu 1975'te eski ve yeni kütüphane binaları arasında yer alan Clarendon Binasının ofis ve toplantı mekânı ihtiyacını karşılamak üzere elde edilmesi izleyecek, derken "Yeni Bodleian" binası teknolojik gelişmeler dahil günün ihtiyaçlarını karşılamak üzere Mimar Wilkinson Eyre tasarımıyla bütünüyle yenilenerek 2015'te "Weston Kütüphanesi" adıyla yeniden faaliyete geçecektir.

Dıştan ve içten Weston Kütüphanesi[7]

Bütün bu anlattığım binalar arasında, son haliye 2011 yılında iki katlı olarak devreye sokulan ve "Gladsone Bağlantısı" adı verilen tüneller şebekesi var. Öğrenimini Oxford'da Christ Church Okulunda yapmış olan eski başbakanlardan William Gladstone'un adının verilmesinin nedeni ise onun tasarladığı raf sistemlerinin tünellerin bir katında kullanılmış olması.

Bu yazımın başında bahsettiğim Bodleian Kütüphaneleri bünyesindeki 26 kütüphane, kısaca OLIS olarak anılan "Oxford Kütüphaneleri Bilgi Sistemi" (Oxford Libraries Information System) ile birbirlerine bağlı. Ayrıca bir de kamuya açık SOLO "Oxford Kütüphanelerinde Çevrimiçi Arama" (Search Oxford Libraries Online) arayüzü faaliyette.

Belki bu konuda belirtilmesi gereken en son nokta Oxford Üniversitesindeki tarihi binaların ve özellikle Merkezi Bodleian Kütüphanesi niteliğini taşıyan "Duke Humfrey Kütüphanesi"nin İngiliz sinema/TV tarihinde en çok kullanılan mekânlar olması. "Endeavour", "The Golden Compass", "The History Boys", "X-Men" ve "Harry Potter" bunlardan bazıları.

Harry Potter, Ron Weasley ve Hermione Granger "Harry Potter ve Felsefe Taşı" filminde

[1] Foto: https://www.thisiscolossal.com/202.3/05/temples-of-books/

[2] Foto: https://twitter.com/yvespdb/status/1265224847485014016?lang=zh-Hant

[3] Foto: https://commons.m.wikimedia.org/wiki/File:Delacroix_-_Coupole,_1840-1846.jpg

[4] Foto: Diliff, CC BY-SA 3.0,

https://en.wikipedia.org/wiki/Duke_Humfrey%27s_Library#/media/File:Duke_Humfrey's_Library_Interior_6,_Bodleian_Library,_Oxford,_UK_-_Diliff.jpg

[5] "Yasal Depo" yetkisine sahip kütüphaneler: İngiliz Kütüphanesi, İskoçya Ulusal Kütüphanesi, Galler Ulusal Kütüphanesi, Oxford Üniversitesindeki Bodleian Kütüphanesi, Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi, Dublin Trinity Koleji Kütüphanesi.

[6] Foto: Diliff, CC BY-SA 3.0,

https://en.wikipedia.org/wiki/File:Radcliffe_Camera,_Oxford_-_Oct_2006.jpg

[7] Fotolar: https://wilkinsoneyre.com/projects/weston-library

Şefik Onat kimdir?

Şefik Onat, TED Ankara Koleji ve Londra Hendon Grammar School'da lise eğitiminin ardından A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olmuştur. 1966 – 1982 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı mensubu diplomat olarak Bakanlıktaki görevlerinin dışında OECD İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (Paris), Jakarta ve Islamabad T.C. Büyükelçilikleri, Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğinde (New York) görev yapmıştır. 

1982 – 1983 yıllarında Başbakanlık/Devlet Bakanlığı Özel Danışmanlığında bulunduktan sonra devlet memuriyetinden ayrılmıştır.

1984 – 1995 yılları arasında özel sektörde üç farklı şirkette üst düzey yöneticilik hizmetini takiben, 1996'da TOKI tarafından gerçekleştirilen B.M. HABITAT II Konferansının Konferans Hizmetleri Koordinatörü olarak Türkiye tarihinde yapılan en büyük ve en kapsamlı uluslararası organizasyonun sorumluluğunu üstlenmiştir.

Bu konferansın ardından, 1997- 2010 yılları arasında, kendi kurduğu "ASİTANE Etkinlikler" firması eliyle, kamu kuruluşları ya da yerli ve yabancı Birlikler/Dernekler/Şirketlerin çeşitli ulusal ve uluslararası kongre, konferans, tanıtım, özel etkinlik, gösteri organizasyonlarını gerçekleştirmiştir.

Öte yandan, Mimar Prof. Suha Özkan'la birlikte, 2006 yılında tüm dünya mimarlarının çalışmalarını internet ortamında tam eşitlik ilkeleri kapsamında yayınlayabildikleri ve yarıştıkları "World Architecture Community"i kurmuştur.

2010 başından itibaren kendini tamamen emekli ederek eşiyle birlikte Bodrum'a yerleşmiş ve bütünüyle, her zaman özel merakı olan tiyatro ve tarihi roman alanlarında yazmaya yönelmiştir.

Tiyatro yazarı olarak, geçmiş yıllarda TRT'de "Radyo Tiyatrosu" ve "Arkası Yarın" programlarında, özgün + çeviri + uygulama niteliğinde 53 eseri yayınlanmıştır. Günümüze kadar sahne için 6 müzikal/müzikli oyun, 2 sahne oyunu, 5 film senaryosu yazan Onat'ın ayrıca 3 oyun çevirisi vardır.

Yayımlanmış, editörlüğünü yaptığı 2 kitabın dışında, "Son Sultan Abdülhamid" ve "Casuslar İni İstanbul" başlıklı iki belgesel tarihi romanı ve diplomasi dönemi anılarını yansıtan "Diplomasi Dedikleri" başlıklı kitabı bulunmaktadır. ONK Telif Ajansına bağlı bulunan Onat, "T24 Haftalık" ve "EK Eleştiri Kültür Dergisi" yazarları arasındadır.

1943 Ankara doğumlu, evli ve üç çocuk sahibidir. İngilizce ve Fransızca bilmektedir. İngiliz "British Council"ın lisanslı İngilizce hocasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Bilgi tapınakları | Dünyanın en güzel kütüphaneleri (XXII): Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi

Millet Kütüphanesi koleksiyonunda 2,5 milyondan fazla basılı kitap, 15 bine yakın derginin yaklaşık 2,5 milyon nüshası, 750 bin e-kitap, 7 milyon e-tez mevcut. Günümüzde dünya yüzünde kütüphanecilik alanında kullanılan en yeni teknolojiye sahip ve dünyanın farklı noktalarındaki 217 veritabanına erişim sağlıyor. Bu sayede bir milyona yakın e-kitap, 7 milyon e-tez, 120 bine yakın e-dergi okuyucunun hizmetinde

Bilgi tapınakları | Dünyanın en güzel kütüphaneleri (XXI): Milli Kütüphane

Daha 1963 yılında ikinci ilave bina yapılırken, bunun dahi ileride yeterli olmayacağı biliniyordu. O tarihlerde Türkiye artık planlı kalkınma dönemine girmişti. Ülkenin tek milli kütüphanesinin artık geniş bir alanda, geleceği de düşünerek yeterli büyüklükte olması planlanıyordu

Bilgi tapınakları: Dünyanın en güzel kütüphaneleri (XX): Türkiye topraklarında resmi kütüphaneler

Galiba artık kendi ülkemize uzanmanın zamanı geldi. Bu bölümde sizlere Türkiye'nin en büyük, en önemli ve elbette bana göre en güzel kütüphanelerini anlatacağım. Böylece bir bakıma ülkemizin resmi (devlet ya da ulusal) kütüphanecilik sürecini de yansıtmış olacağım