16 Haziran 2019

Kadınların topuklu giymeme hakkı

Galiba ihtiyacımız olan, #KuToo’nun global bir harekete dönüşmesi ve kadınların giydikleri üzerinde söz sahibi olmayı kendinde hak gören erkeklere karşı esaslı bir mücadeleye girişilmesi

Topuklu ayakkabı giyen bilir. Topuklularınızla ne kadar harika hissederseniz hissedin, ayakların zonklamaya başladığı an gelip çattığında ayağınızdakileri fırlatıp atmak istersiniz. O saniye, gözünüz şıklık filan görmez. Hele ki mesleğiniz gerektirdiği için giymek mecburiyetindeyseniz bu ayakkabılar tam bir külfete dönüşür.

Topuklu ayakkabı giymeyen biriyse hariçten gazel okumak suretiyle, bunu giymenin mesleki bakımdan gerekli ve münasip sayıldığını ileri sürebilir. İddianın sahibi devlet adamı sıfatıyla konuşuyorsa, iktidarın kadınlara uygulamaya çalıştığı bir dayatmayla karşı karşıyayız demektir. Japonya’nın Çalışma Bakanı Takumi Nemoto, iş yerlerinde topuklu ayakkabının neredeyse zorunlu olmasına karşı ülkesindeki kadınların başlattığı #KuToo hareketini bu sözlerle savuşturmaya çalıştı.

#KuToo, 32 yaşındaki yazar ve oyuncu Yumi Ishikawa’nın öncülüğünde başladı. Ishikawa, bir otelde çalışırken sekiz saat boyunca topuklu ayakkabı giymekten şikâyet etmesi üzerine paylaştığı tweet viral olunca, durumun Japonya’da pek çok kadını etkileyen bir mesele olduğunu fark etmiş. Japoncada ayakkabı anlamına gelen kutsu ve acı anlamına gelen kutsuu kelimelerine atıfta bulunan #KuToo’nun, çalışma bakanlığına gönderilmek için başlatılan imza kampanyasının şimdiye kadar 30 bine yakın imzacısı oldu.

İş hayatında kadınlardan topuklu ayakkabı giymelerinin beklenmesi sadece Japonya’ya özgü değil elbette. Profesyonellik, ciddiyet ve kadınsılıkla özdeşleştirilen topuklular, erkeklerin taktığı kravatla aynı kefeye konuyor. Oysa topuklu, kadınların hayatlarını zorlaştırmakla kalmıyor, onlara acı da veriyor. Kadınlar kendi rızalarıyla tercih ettiklerinde sorun yok ama bu bir zorunluluk addedildiğinde, yapılanın düpedüz cinsiyetçilik olduğunu kabul etmek gerekiyor.

Birkaç yıl önce, Kanada’da bir restoranda garsonluk yapan arkadaşının kanlar içindeki ayaklarını Facebook’ta paylaşan bir kadın, sağlık sorunu olmadığı takdirde burada çalışan bütün kadınlara topuklu giymenin şart koşulduğunu duyurdu. Benzer şekilde, Norveç Havayolları’nın uçuş görevlileri ancak doktor raporu getirirlerse düz ayakkabı giyebiliyorlar. Bunların hiçbiri münferit olaylar değil. Topuklu eziyetinin, farklı sektörlerde çalışan pek çok kadına uygulandığı aşikâr.

Galiba ihtiyacımız olan, #KuToo’nun global bir harekete dönüşmesi ve kadınların giydikleri üzerinde söz sahibi olmayı kendinde hak gören erkeklere karşı esaslı bir mücadeleye girişilmesi.

Yazarın Diğer Yazıları

Erkek şiddetine karşı ses ver

Senaristler mağdurla dayanışma içinde olduklarını ilan ederken, moda dergilerinin sürecin başından bu yana sessizliğe gömülmesi beni düşündürüyor; oysa Bulutsuz, bu dergilerde editörlük yapmış bir kadın.

Cezaevinden Tate Modern’e Zehra Doğan

Güneydoğu’nun yerle bir edilen ilçelerinde olanlara tanıklık ederken yaptığı bir resimden ötürü kendisini cezaevinde bulan Zehra Doğan, “Sanatta politik işler ortaya koyarken, ifade etmekle ajitasyon yapmak arasında çok ince bir çizgi vardır” diyor

Yakamadığınız cadıların torunlarıyız!

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın çok tipik bir cinsiyetçilik örneği sergilediği gün gibi ortada. O, oyunu dinbaz eril iktidarın kurallarına göre oynamayı iyi bilenlerden...