15 Haziran 2025

Hekimler ne giysin?

Formanın resmi bir ortam oluşturduğu, mikrop taşıdığı ve pratik olmadığı konuları tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Görünen o ki beyaz gömlek kullanımı azalıyor. Bana sorarsanız beyaz önlükler hekimin üniforması olarak önemli

Hekimleri beyaz gömlekleri ile görmeye alışığız. Sanki ezelden beridir durum böyleymiş diye düşünülse de pek öyle değil.

Hekimler ve hemşireleri  bembeyaz üniformaları içinde görünce en azından meslekleri hakkında net bir fikir sahibi oluyoruz. Öte yandan beyaz profesyonellik, saflık ve temizliğin sembolü olarak da öne çıkıyor ve güven veriyor. Gelinliklerin de beyaz olması tesadüfen değildir elbette.

On dokuzuncu yüzyılın sonlarına kadar hekimleri takım elbiseleri içinde görüyoruz. Beyaz hekim formaları öncelikli olarak araştırma laboratuvarlarında çalışanlar tarafından kullanılmaya başlanmış. Hala da bir çok ülkede bu isimle anılır.

Bilimsel çalışmaların artması ve sonuçları hekimleri de etkilemiş olmalı ki, hekimler de bilimin simgesi olan beyaz gömlekler giymeye başlamış. Birinci dünya savaşı sırasındaki influenza salgını ve ikinci dünya savaşı sonrası beyaz giysiler tüm dünyada yaygınlaşarak hekimlerin simgesi olmuş.

İlk önce kimler kullandı kısmı biraz tartışmalı. Beyaz üniformaları ilk kez cerrahların kullandığı iddiası yanında, eczacıların bu işi başlattığı görüşü de var. Avustralya’da sokakta dondurma satanların beyaz önlükleri cerrahlardan çok daha önce kullandıkları da belirtiliyor.

Beyaz hekim formaları artık o kadar hayatımıza girdi ki, ülkemizde ve bir çok başka ülkede tıp fakültesine giren öğrenciler için mesleğe hoş geldin demek için beyaz forma törenleri düzenleniyor. Beyaz formayı giyen mesleğe ilk adımı atmış oluyor.

Hekimler ve hemşirelerin beyaz giysileri kiri çok net gösterdiğinden de tercih nedeni olmuş. Hep temiz tutma zorunluluğu yanında son yıllarda bazı tartışmaları da beraberinde getirmeye başladı.

Yapılan çalışmalar kullanılan formaların mikrop taşıyabileceğini ve yaraların/hastaların muayenesi sırasında ayrıca bir önlük kullanılmasının uygun olacağı iddiasını ortaya çıkardı. Benzer çalışmalar kravatların da ciddi bir mikrop taşıyıcı olduğunu ortaya koymuştu ve bir süre hekimlerin kravat kulanmaması gerektiği tavsiye edilmişti. 2007’de İngiltere’de beyaz gömlek ve kravat yasaklandı ve hekimlerin kısa kollu gömlekler giymesi istendi.

Daha sonra yapılan çalışmalar ile beyaz forma itibarını geri aldı ve bu tartışmalar bitti. Günümüzde ise el yıkamanın önemi vurgulanıyor.

Beyaz önlüklere bir darbe de anksiyete oluşturması nedeniyle vuruldu. Karşılarında beyaz gömlekli hekimleri gören bazı hastaların tansiyonlarının yükseldiği iddiası ile tıp terimleri arasına “beyaz gömlek hipertansiyonu” terimi giriverdi. Ayrıca beyaz formaların bir üstünlük algısı oluşturarak elitist bir durum yarattığı, hatta ırkçılığı çağrıştırdığı da ortaya atıldı.

Bu söylentiye dayanarak beyaz giymeyi önce çocuk hekimleri ve psikiatristler bıraktı. Birinci dünya savaşı sırasındaki influenza salgını beyaz önlükleri popularize etmişken COVİD pandemisi tam tersi bir etki oluşturdu. Ülkemizde ise, benim gözlemim, cerrahların, dahili branşlara göre beyaz hekim giysilerine çok daha az önem verdikleri sonucunu çıkarıyor.

Hekimlerin beyaz giysilere ilgisi ülkelere, dinlere, yaş ve cinsiyete göre değişse de birçok çalışma beyaz önlüklü sağlık çalışanlarına hastaların daha fazla güven duyduğunu ortaya çıkardı.

Ameliyathane giysileri bambaşka bir konu ama orada da hakim olan yeşil rengin hükümdarlığı uzun zaman önce kaybettiğini görüyoruz. Bu konu da başka bir zaman konuşmaya değer.

Formanın resmi bir ortam oluşturduğu, mikrop taşıdığı ve pratik olmadığı konuları tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Görünen o ki beyaz gömlek kullanımı azalıyor. Bana sorarsanız beyaz önlükler hekimin üniforması olarak önemli: Hastalara güven veriyor ve hekimlere, hemşirelere yakışıyor.

A. Özdemir Aktan kimdir?

A. Özdemir Aktan, Ankara'da doğdu. İlkokulu Rize'de bitirdikten sonra ortaokulu Talas Amerikan Kolejinde, liseyi ise Tarsus Amerikan Kolejinde bitirdi.

1971 yılında girdiği Hacettepe Tıp Fakültesini 1977 yılında bitirdi ve aynı yıl Hacettepe Tıp Fakültesi Genel Cerrahi asistanı oldu.

!982 yılında genel cerrahi uzmanı olduktan sonra askerlik ve zorunlu hizmet sonrası 1986 yılında Gazi Üniversitesinde yardımcı doçent olarak akademik kariyerine başladı. 1988'de Marmara Üniversitesine geçtikten sonra aynı yıl doçent ve 1994 yılında da profesör oldu.

Marmara Üniversitesinde 27 yıl görev yaptıktan sonra 2015 yılında KHK ile üniversiteden uzaklaştırıldı.

İstanbul Tabip Odasında değişik görevlerden sonra 2006-2010 yılları arasında İTO başkanı, 2010-2012 yılları arasında TTB Merkez Konseyi ikinci başkanlığı ve 2012-2014 yıllarında ise TTB Merkez Konseyi başkanlığı yaptı. İTO anılarını "Savaş Köprüleri Vurur" ve TTB anılarını "Hekimler Suç İşliyor" isimli kitaplarda yayımladı.

Halen hekimlik mesleğine ve TTB aktivistliğine devam ediyor.

Evli ve iki çocuk babası.

Yazarın Diğer Yazıları

Yapay zekâ tıbbiyeye girdi

Yapay zekânın hekimlerin ve hastaların hayatlarına artan bir ivme ile gireceği kesin gözüküyor. Bağımsızlığını ilan edene kadar uygun kullanımda hekimlere ve hastalara yararlı olacaktır. Tabii bununla birlikte sorunlar da ortaya çıkmaya başladı

Ameliyathane kuralları katıdır

Ameliyathanelerde kurallara uymak enfeksiyon açısından son derecede önemlidir. Dışarıdan ameliyathaneye giysi girmediği gibi ameliyathanede kullanılan giysiler de dışarı çıkmamalı ve özel ortamlarda yıkanmalıdır

Tomografi ve MR çılgınlığımız

Hem verilen sağlık hizmetinde hem de çekilen BT ve MR görüntülerinde kaliteden söz etmek çok zor. Bu kadar çok artan yıllık hastane ziyareti sayısında ellerinde tetkiklerle değişik hastanelerde sonuç almaya çalışan hastalar da önemli bir yer tutuyor

"
"