01 Haziran 2025
Her hafta olduğu gibi çarşamba İstanbul’da miting yapmıştı. Miting öncesi Silivri Cezaevi’nde tutuklu Buğra Gökçe’nin nikah şahidiydi. Perşembe İstanbul’da, Cuma Ankara’da sendikalarla görüştü. Cumartesi Düzce’de miting yapıp akşam Ankara’ya dönecekti. Düzce’ye gelirken İBB’de özel kalem müdürü iken tutuklanan Kadriye Kasapoğlu’nun Halilbey köyünde bulunan ailesini ziyaret etti. Pazar Antalya’ya gidecekti. Gözaltılardan sonra Düzce’den İstanbul’a gitti, Gaziosmanpaşa’da toplanan partililere konuştu. Pazar sabahı İstanbul’dan Antalya’ya gidecek. Meclis, miting, cezaevi, cezaevindekilerin aileleri. Büyük bir trafik.
Özgür Özel, sadece İmamoğlu ile bir kader birliği yapmıyor. Aynı zamanda genel anlamda hukuk ve demokrasi için mücadele ediyor. Uzun süredir yüz yüze görüşme-mülakat yapmamıştım. İlk dikkat ettiğim yorgun olup olmadığıydı. Yorgun gözüküyordu ama otobüsün üstüne çıktığında, alanla-katılanlarla konuşmaya başladığında başka bir Özgür Özel oldu. Enerjik ve söylediklerini dinlemeye gelenlere aktarabilen bir lider.
Otobüsün üstüne çıkmadan önce vakti azdı ama kendisine birkaç soru sordum. Öncelikle bu yaşananları nasıl okuduğunu, mücadeleyi nasıl devam ettireceklerini… Şöyle yanıt verdi:
"Yılmadan, yorulmadan ve moral bozmadan haklılığımıza inanarak, güvenerek, yavaşlayarak değil hızlanarak devam edeceğiz. Mitinglerin, imza kampanyasının yanı sıra, her gün yeni demokratik yöntemlerle yapabileceğimiz ne varsa, yapabileceğimiz mücadele adına ne varsa ondan geri durmayacağız. Çünkü şu anda tarihin bir kırılma noktasındayız. Ya bir iftiraya bir yalana bir kumpasa bu milleti ikna edecekler ve iktidarlarını sürdürmek için elverişli bir zemin yaratacaklar. Ya da millet 31 Mart'ta verdiği kararın arkasında duracak, iktidar geri adım atacak."
Bu aralar özellikle miting alanlarında sık söylediği bir vurgudan, ‘hesap sormak'tan bahsediyor:
"Bakın; bize isnat ettikleri, bizim arkadaşlarımızla ilgili iddia ettikleri her konunun ve onlarca kat fazlasının kendilerinin belediyelerinde, bakanlıklarında ve 25 yıllık yönetimlerinde olduğunu biliyorlar. Öyle dönülmez bir yere geldiler ki ‘biz buradan geri dönersek bu sefer bundan bin berbat duruma bizi düşürecekler’ diye korkuyorlar. Biz de buradan şunu söylüyoruz. AK Partili gencin, AK Partili seçmenin, AK Partili üyenin geçmişte AK Parti’ye oy vermiş olan AK Parti zamanında işe girmiş olanın hiçbir kaygısı olmasın. Hukuk dışına çıkılarak ve suçsuz yere kimsenin üstüne asla gitmeyeceğiz. Ama bu dönemde bu kumpasları kuranların, bu darbeyi yapanların, bu zulmü edenlerin verecek çok hesabı var. Onların peşini de bırakmayacağız."
Özgür Özel’e şu ikili durumu da soruyorum. Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeni anayasa için CHP’ye çağrı yapıyor. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş cuma günü partiyi ziyaret ediyor. Özel ile görüşüyor. Meclis’te kurulması istenen komisyon için destek istiyor. Cumartesi günü partinin belediyelerine yeni operasyon yapılıyor.
CHP Genel Başkanı bununla ilgili şunları söylüyor:
Özgür Özel bu soruma şu yanıtı verdi:
"Benim burada söyleyecek hiçbir sözüm yok. Cumhuriyet Halk Partisi’nin içinde bulunduğu durumu, kazanımı 31 Mart akşamı TRT ekranları gösterdi. 47 yıl sonra birinci parti. Ben bir sürprizim var demiştim. 47 yıl sonra birinci parti olduk. Şu anda yapılan bütün anketler gösteriyor, meydanlar gösteriyor. Tarihin en büyük saldırısı altında parti bu kadar birleşmiş, bütünleşmiş. O her birinin haysiyetiyle, şahsiyetiyle oynanan delegeler toplanmışlar ve tarihin en yüksek oy oranıyla, geçerli oyların tamamını vererek tarihte ilk kez genel başkan listesini deldirmeyerek sahip çıkmışlar. 31 Mart gecesi TRT birinci partiyi söyledi, anketler şu anki durumu söylüyor, delege söyledi, meydanlar söylüyor, bana burada laf düşmez."
Ayrılırken ekliyorum: 30 Haziran’daki davada kayyım ihtimali görüyor musunuz?
"Hukuk çerçevesinde asla bir şey beklemiyorum. Çünkü orada üç beş tane meczubun iftiraları dışında bir şey yok ve MASAK raporu tertemiz geldi. MASAK raporunda iddiaları destekleyecek hiçbir şey yok. Hukuk çerçevesinde yok ama ben zaten bu davayı sonuç odaklı değil süreç odaklı bir dava olarak görüyorum. Partiyi tartıştırmak en büyük kazanımları. Bu yüzden akıllı olup partiyi tartıştırmamak lazım."
MURAT SABUNCU YAZDI: Sabahında belediyelerine yine, yeni operasyon yapılan partinin otobüsünden miting izlenimleri: Özgür Özel 'tarihin kırılma noktasındayız' diyor
Murat Sabuncu kimdir?Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı. Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı. En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. Halk TV'de yorumculuk yaptı. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor. Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti "En İyi Köşe Yazısı" ödülü ve Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan avukat oğlu, Nuri isimli bir kedisi var. |
Bugüne kadar demokrasi-hukuk anlamında pek çok mesaj verildi ama bugünkü İmamoğlu görüşmesi ve öncesinde verilen mesajlar kritik önemde. Erdoğan’ın en rahatsız olduğu siyasi figürle yan yana gelmek başka bir anlam ifade ediyor. ‘İktidarla Kürt hareketi ortak hareket ediyor-edecek, demokrasi-hukuk çok önemli değil’ eleştirileri de bugünün öncesi ve sonrası olarak şekil değiştirecek
Bölgede yaşananların bir kısmı adım adım geliyorum diyen, beklenen süreçler. Bu süreçlerden Türkiye de etkilenecek. İktidar yaşananları otoriter eğilimini daha da kuvvetlendirmek için mi yoksa hukuk-demokrasi yolunda adımlar için mi kullanacak göreceğiz
Toplantıda simgesel anlamda önemli bir katılım vardı; TÜSİAD üyeleri yargılanan başkanlarını yalnız bırakmadı, dayanışma mesajı verdi...
© Tüm hakları saklıdır.