14 Mart 2023
İlk fotoğraf stattan geldi. Bursaspor-Amedspor maçında tribünlerde 1990’lardaki faili meçhullerin simgesi ‘beyaz toroslar’ ve katil ‘yeşil’in olduğu pankartlar açıldı. Herkes o pankartların özel eller tarafından ‘taraftara’ verildiğini anladı elbet. Maçta taraftarından sporcusuna Amedsporlulara gösterilen şiddet ve bu pankartla ilgili soruşturma derinleşmedi. MHP lideri Devlet Bahçeli Bursaspor taraftarını kutladı.
İkinci fotoğraf dün geldi. Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın danışmanı Ferhat Aydoğan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin’i ziyaret etti. Beraber fotoğraf çektirildi, sosyal medyada paylaşıldı.
Çakıcı; MHP lideri Bahçeli’nin ‘dava arkadaşım’ dediği bir isimdi ve hapisten çıkış sürecinde yardımı olmuştu. Peki devletin mafya ile mücadele görevi yürüten kolluk gücüne göre Çakıcı’nın durumu ne idi? Kıdemli gazeteci Tolga Şardan’ın T24’teki yazısından aktarayım. Organize suç örgütleri arasında 428 adamıyla ilk sırada. Şardan’ın yazısının bu bölümü önemli aynen aktarayım:
"Polis teşkilatı bünyesindeki Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi (KOM Dairesi) ise, ülke genelindeki mafya başta tüm organize suçlara yönelik çalışmaları yürütmek ve koordine etmekle yetkilendirilmiş birim. Kısacası, devletin mafyayla mücadelesinin politikasını belirleyen polis birimi KOM Dairesi. KOM Dairesi geçen martta Antalya'da 2021 yılında bünyesindeki tüm birimlerin suç ve suçlularla mücadelesini belirleyip uygulamaya koyacağı esasları belirlemek amacıyla özel gündemli toplantılar dizisi gerçekleştirdi. Stratejik Araştırmalar Kurulu (SAK) Toplantıları adı verilen çalışmalara ülke genelinde KOM birimlerinden görevli personel de katılarak yıl içinde yürütülmesi planlanan suçla mücadele politikasına katkılarını koydu. Aynı toplantının açılışında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, polis teşkilatına örgütlü suçlarla mücadelenin yoğunlaştırılması talimatını verdi. KOM Dairesi'nin SAK toplantısında ele alınan konuların başında mafya gruplarına yönelik yürütülecek çalışmaların esasları geldi. Toplantıda değerlendirmeye alınan Türkiye'deki mafya gruplarının faaliyetlerine yönelik bir rapor içerik yönünden oldukça dikkat çekiciydi.
Bu rapora göre; Türkiye'deki organize suç grupları tablosunda Alâaddin Çakıcı 428 adamıyla açık ara ilk sırada yer aldı. Çakıcı'yı 257 adamıyla Sedat Şahin, 253 adamıyla Sedat Peker izledi. Burhanettin Saral'ın 247 adamıyla dördüncü olduğu listede, Ankaralı Kürt Ahmet lakabıyla tanınan Ahmet Turgut239 adamıyla beşinci, İzmir'de FETÖ Borsası olaylarının merkezinde olup halen Arjantin'de tutuklu olan Serkan Kurtuluş 207 adamıyla altıncı sırada yer buldu."
Tolga Şardan’ın haberinden anlıyoruz ki devletin, İçişleri Bakanlığı’na bağlı polis teşkilatının mafyayla mücadele ile ilgili birimine göre Çakıcı organize suç örgütü lideri. Peki İçişleri Bakanlığı’na bağlı Jandarma Genel Komutanı niye onun bir danışmanı ile görüşüyor ve beraber fotoğraf veriyor? Şimdi diyeceksiniz ki iktidarın ortağı MHP Genel Başkanı Bahçeli ile MHP Genel Merkezi’nde kol kola fotoğraf vermiyor mu? Tabii bu da tarifi imkansız ama jandarma aynı zamanda hala bağımsız olduğunu umduğumuz-ummak istediğimiz bir kurum. Üstelik bu kurum ülkede polisin olmadığı (kimi yerde ortak) güvenliği sağlayan kurum. Jandarma internet sitesinden durumu şöyle anlatıyor:
"Jandarmanın genel olarak görev ve sorumluluk alanı; polis görev sahası dışı olup, bu alanlar il ve ilçe belediye hudutları haricinde kalan veya polis teşkilatı bulunmayan yerlerdir. Ancak, belediye sınırları içinde olmakla birlikte hizmet gerekleri bakımından uygun görülen yerler, Jandarmanın görev ve sorumluluk alanı olarak tespit edilebilir.
Sorumluluk sahaları açısından; Türkiye yüzölçümünün % 93’ü, nüfusunun % 21’i emniyet ve asayiş hizmetlerinin sağlanması açısından, Jandarma Genel Komutanlığı’nın sorumluluğunda bulunmaktadır."
Demek ki neymiş, ülke nüfusunun yüzde 21’inin emniyeti jandarmadan soruluyormuş. Ve o jandarmanın başındaki isim kendi teşkilatının, bağlı olduğu bakanlığın raporuna göre bile ‘organize suç örgütü lideri’ kabul edilen Çakıcı’nın danışmanı ile görüşmekten, fotoğraf vermekten çekinmiyor. Ya da tam tersine fotoğraf vererek mesaj veriyor. Üstelik Çakıcı Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit etmiş bir isim. Kılıçdaroğlu seçim sürecinde yapacağı kimi gezilerde kendi güvenlik ekibinin dışında pek muhtemel sorumluluk alanı açısından kimi yerlerde jandarma tarafından korunacak. Aynı jandarma seçim günü-gecesi sandıkların güvenliğini sağlayacak. Ne desek az…
İki fotoğrafa bir ara fotoğraf. Çakıcı hapisten çıktığında 90’ların ‘meşhur’ isimleri dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve Korkut Eken ile bir araya gelmiş görüntü servis edilmişti. Ağar ve Eken Susurluk süreci ile ilgili yargılanıp, ceza almış isimler. Eken Susurluk davasında cürüm işlemek için teşekkül oluşturduğu gerekçesiyle (TCK 313) 6 yıl hapis cezası almıştı. Bir dönem AKP iktidarına yakın, kendi anlatımıyla toplumu korkutmak için görevli Sedat Peker itiraflarında kardeşi Atilla Peker ile birlikte Eken’in Kıbrıs’a gazeteci Kutlu Adalı cinayeti için gittiğini iddia etmişti.
Ve gelelim iktidar partisinin 2018 seçimlerinde 0,31 puan alan Hüda-Par ile ittifak arayışına. 2018’de bu partinin yüzde 1’in üzerinde oy aldığı illeri ve o ildeki oranları yazayım. Şanlıurfa 13511 kişinin oyuyla ilde yüzde 1.6, Şırnak’ta 4847 kişinin oyuyla ilde yüzde 2.14, Siirt’te 1776 kişinin oyuyla ilde yüzde 1.21, Bitlis’te 1809 kişinin oyuyla ilde 1.13, Bingöl’de 6296 kişinin oyuyla ilde yüzde 4.48. Geri kalan hemen tüm illerde 0 ile yüzde 0,44 arasında değişen oylar. Nereden baksanız tüm Türkiye’de 170 bin kişinin oy verdiği yapı. Ancak olay sadece oy değil elbet. Bir dönem işlediği vahşi cinayetlerle gündeme gelmiş Hizbullah ile ilişkisi. Hüda Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ‘Hizbullah size göre bir terör örgütü mü’ sorusuna ‘Türkiye Cumhuriyeti’ne göre terör örgütü olabilir ama bana göre terör örgütü değil’ diye konuşmuş bir isim. Yine ‘Hüda Par ile Hizbullah’ın ilişkisi, hala Hizbullah diye bir örgüt var mı’ denilince de şunu söylemiş bir isim:
"Hizbullah diye bir örgüt var. Hizbullah’ın kendini feshettiğini duymadım. Avukat olarak da Hizbullah davalarını takip edip, yargılanan bazı kişilerin savunmasına da katıldım. Onlar da Hizbullah’ın içinde olduklarını söylediler, demek ki Hizbullah yoktur diyen doğru tespit yapmıyor"
Türkiye seçimlere az bir süre kala, mafyadan faili meçhullere din adı altında katliam yapan örgütlere 1990’lardaki karanlık tabloya benzer bir fotoğraf ile gidiyor. Üstelik bu fotoğrafta bu kişi ve örgütlerle, iktidar, ortağı daha da vahimi devletin güvenlik güçlerinin başındaki isimler beraber fotoğraf vermekten çekinmiyor.
Mafya tarafından hâlâ tehdit edilen cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu dün sorularımdan birine verdiği yanıtta "bu türden haberlerin aynı zamanda bazı mahfillerin propaganda enstrümanı olduğunu da biliyorum. Toplumda bu tür haberler üzerinden korku, endişe yaratmaya çalışırlar; bu tür haberlerle toplumu sindirmeye çalışırlar. Kimsenin endişesi olmasın" demişti.
Endişe etmemek için Türkiye’nin demokrasiye inanan tüm görüşten kişilerinin de yan yana fotoğraf vermesi gerekiyor. Karanlıkta boğulmamak, aydınlığa çıkmak için…
Murat Sabuncu kimdir?Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı. Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı. En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor. Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var. |
"Erdoğan benimle yarışmak istemediği için hapisteyim, Erdoğan benimle yarışmaktan korktuğu için sorularınızı yüz yüze değil Silivri zindanından yazılı olarak cevaplıyorum. Erdoğan’la yarışmayı tabii ki isterim"
Kürt sorununu gündemden çıkarma çalışmaları sürerken, ana muhalefete yönelen gözaltı-tutuklama dalgası, hedefi farklılaşmış yeni bir otoriter yapının kurulmasına işaret etmiyor mu? İktidar, çözüm ve barışın günlük siyasi çıkarların ötesinde bir yerde durduğunu fark edecek mi?
"Kürtlerde politik mizah ve mizahi yayıncılık, hem kültürel direnişin hem de toplumsal eleştirinin bir aracı olarak önemli bir yere sahip. Golik bunların içerisinde en farklı olan, cezaevlerinden dışarıya gülme eylemi olarak başlayan bir karikatür mizah dergisi"
© Tüm hakları saklıdır.