21 Mayıs 2025
SGK tarafından 02.12.2022 tarihinde 2022/22 sayılı “Yemek Bedeli” konulu bir genelge ile yemek kartlarının kullanılmasında yemek bedeli adı altında sigortalılara veya sigortalılar için üçüncü kişilere yapılan her türlü ödemelerin, günlük asgari ücretin yüzde 23,65’inin prime esas kazançtan istisna edilmişti. Ancak bu genelgenin bu yöndeki ifadesi Danıştay 10’uncu Daire’nin E.:2023/170; K.:2024/1853 sayılı kararı ile 8 Mayıs 2024 tarihinde iptal edilmişti.
Daha sonra SGK, 2 Aralık 2024 tarihli Resmî Gazete’de yer alan bir yönetmelik değişikliğine gitti ve 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yeni bir düzenleme yapıldı.
Ardından Danıştay 10’uncu Daire’nin E.:2023/170; K.:2024/1853 sayılı kararı temyize taşındı ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 06.03.2025 tarih ve Esas No: 2024/2809, Karar No: 2025/539 ile nihai kararı verdi.
Bu kararda en önemli nokta ise, yemek kartlarının beslenme ihtiyacını karşılayan enstrümanlar olarak sadece yemek yeme ihtiyacını değil, beslenmek için market gibi yerlerden yapılacak alışverişleri de sağlayan bir ayni yardım olarak değerlendirilmesidir. Böylece şeker hastaları istediği yiyeceği marketten de alabilecek ya da beslenme alışkanlığı farklı olan hastalar bu engelle karşılaşmayacaklar.
Bu bağlamda birçok mecrada tartışma konusu olan yemek kartları sadece lokantada kullanılırsa SGK’dan istisna olur, onun dışında örneğin markette kullanılırsa istisna olmaz algısı tamamen ortadan kalkmış oldu.
Ve böylece 25 yılı aşkın süredir ayni yardım olarak çalışanın alım gücüne katkı veren yemek kartlarının ayni yardım niteliği yeniden tescillenmiş oldu.
İşverenlerce iş yerinde veya müştemilatında (örneğin yemekhanesinde) kendi imkanlarıyla yemek verilmesi durumunda verilen yemek SGK primine tabi olmayacak. Örneğin X Limitet şirketinde personele iş yerinin mutfağında yemek hazırlanır ve verilirse bu yemek bedelinin günlük maliyeti 158 lirayı aşsa dahi sigorta primine tabi olmayacak.
Ya da patron bir lokantayla anlaşır öğlenleri bu lokantada iş yeri ya da müştemilatında -mesela yemekhanesinde- yemek verdirirse faturalandırma şartıyla bu tutar da ne kadar olursa olsun SGK primine tabi olmayacaktır.
Ya da iş yerinde yemek verme imkânı olmayan ve bu nedenle de çalışana nakit yemek bedeli verilirse, bu kez günlük 158 TL’si SGK’dan istisna kalanı SGK primine tabi olacak. Örneğin Batı limitet şirketi, personeline günlük 240 lira nakit yemek bedeli verirse 240 liranın 158 lirası SGK primine tabi olmayacak ama 82 lirası (240-158) SGK primine tabi olacak.
Ya da çalışana yemek kartı/çeki/kuponu ile yemek bedeli verilirse yemek kartı/çeki/kuponuna yüklenen tutar prime esas kazanca dahil edilmeyecektir. Örneğin Batı limitet şirketi, personeline günlük 240 lira yemek bedelini XYZ yemek kartı ile verirse, 240 liranın tamamı SGK priminden istisna olacak. Kart ile ister lokantada ister markette alışveriş yapması bu istisnayı etkilemeyecektir.
Sodexo gibi geleneksel yemek kartları, sadece anlaşmalı iş yerlerinde geçerli olup bu iş yerleri de sadece “yemek ve tüketime hazır gıda satan” iş yerleridir. Kapalı devre mutabakat sistemi ile çalışan bu kartlar, bir ödeme hizmeti sunmaz; dolayısıyla banka POS cihazlarında geçerli değildir ve MasterCard, Visa ya da Troy gibi ödeme sistemlerine entegre edilmemiştir. Bu kartlar ile ATM’den nakit çekimi yapılamaz ve doğrudan nakde çevrilemez. SGK’nın yayımladığı genelgede de bu durum açıkça ifade edilmiştir: Yemek kartları “nakit ya da nakit yerine geçecek” bir araç değildir.
Danıştay, kararında bu noktaya da parmak basarak “bir yemek kartının, faturalı olarak sunulan bir hizmet olduğu, yemek kartında bulunan bakiyenin nakit olarak çekilemeyeceği ve nakit gibi her mecrada (yemek ve besin maddesi satısı yapan üye iş yerleri dışındaki işletmelerde) kullanılamayacağı tartışmasız olduğundan, bu nitelikleri haiz yemek kartı ile yapılan yardımın aynî yemek yardımı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.” şeklinde izah etmiştir.
Kararda dikkat edilmesi gereken husus ise giyim, kozmetik, elektronik gibi yemek ve besin maddesi satışı yapan üye iş yerleri dışındaki işletmelerde geçerli olan e-para kartları veya banka kartlarının ayni yardım sayılamayacağını netleştirmesidir.
Danıştay'ın bu kararı, uzaktan, hibrit çalışma, projeye dayalı çalışma gibi çalışma modellerinin yaygınlaştığı, çalışanların değişen beslenme ihtiyacına yönelik yemek-market konseptlerinin ortaya çıktığı bu dönemde, çağın ihtiyacına yanıt veren, kapsayıcı bir çözüm getirmiştir. Buna göre, çalışanlar yemek ve beslenme amacıyla yemek kartlarını hem lokanta, kafe, büfe gibi yerlerde hem marketlerde kullanabilecek. Bu karar, hem işverenlerin daha fazla yemek yardımı yapmasını sağlayacak hem de çalışanların alım gücünü artıracaktır.
Ayrıca, yeme-içme sektörünün kartlı ödemelerdeki payının azaldığı bu dönemde, sektörün kayıtlı hale getirilmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Bu kararın tüm taraflar için olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyorum.
Murat Batı kimdir?Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı. Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı. "Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı. Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir. |
EDS kurulumu nedeniyle kesilecek trafik para cezalarının yatırım maliyetini karşılayacak düzeye kadar yüzde 30’u, sonrasında yüzde 15’i hizmet bedeli adı altında belediye ve dolayısıyla da şirketlere aktarılması bazı sorulara gebedir
2025 yılında değerli konutlardan hedeflenen gelir beklentisi 165 milyon liradır, Boğazda tek yalı fiyatı kadar yani anlayacağınız
Parasal sınırların/tutarların tespitinde, davayı açtığımız tarihteki tutarlar mı yoksa mahkemenin karar verdiği yıldaki parasal tutarlar mı dikkate alınacak?
© Tüm hakları saklıdır.