29 Mart 2024

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Sayın Cumhurbaşkanı dahil, hiç kimsenin, yaşlımızı bu hale düşürmeye hakkı yok

Yerel seçimle ve seçimdeki tanıdığım kişiler ile ilgili yazı yazmayı tasarlamıştım. Ancak, tahminlerimin aksine, Sayın Cumhurbaşkanı AKP tarafından yaratılan algıya rağmen, emeklilere bir maaş artışı vermedi.

Zannederim, IMF kuralları kondu. Onlar ile yapılan gizli görüşmeler neticesinde alınması gereken tedbirlerden biri de bu. Çünkü ekonominin bu sarmaldan IMF kuralları olmadan çıkması olası görülmüyor.

Daha evvel defalarca bilimsel gerçeklikler çerçevesinde yazdığım, BM, AB, OECD vs gibi ciddi global kuruluşların yaptığı araştırmalara göre Türkiye Cumhuriyeti halkının yüzde 40'a yakın kısmı, okuma yazma, okuduğunu anlama, basit matematik/sayı bilgisi, problem çözme yeteneği vs gibi parametrelere göre, temel yeteneklere, yani kısaca duyduğunu gördüğünü tam anlama yeteneğine sahip değil. Onun için, emekliler hariç, genel bir "boş vermiş" havası hakim.

Bunları sevgili milletimi aşağılamak için yazmıyorum. Bundan büyük üzüntü duyuyorum. Bugün, bu halde olmasının en önemli amillerinden birinin zamanında Köy Enstitüleri'nin kapatılmasında görüyorum.

Osmanlı'da eğitim din temelli idi. Genç Cumhuriyet'e "bilimsel eğitim" gerekiyordu. 1924'te Mustafa Kemal Paşa, Türkiye ye ABD'li Eğitim Profesörü John Dewey'i davet etti. Prof. Dewey ülkemizdeki çalışmaları sonunda Maarif Vekaletine bir rapor yazarak tavsiyelerde bulundu.

Aynı dönemlerde 1910'da Osmanlı Maarif Nezareti tarafından Almanya'ya gönderilerek Berlin ve Leipzig Üniversitelerinde felsefe öğrenimi gören Halil Fikret Kanad, buralardan 1917 de Eğitim dalında "pedagoji doktorası" alarak ülkeye döndü. Bunlara benzer diğer eğitimcilerin de katılması ile Genç Cumhuriyet'in "laik eğitim" politikası geliştikçe olgunlaştı, tamamen bilimsel hale getirildi. Ülkeye ve insanımıza adapte edildi. Böylece eğitimin temelini teşkil edecek olan Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile kuruldu.

Temeldeki amaç, ilkokullara öğretmen yetiştirilmesi idi.

Köy Enstitüsü projesi, batı dünyası biliminden esinlenmiştir, ancak bütünüyle TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ne aittir ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve Genel Müdür İsmail Hakkı Tonguç tarafından yönetilmiş bir programdır. Köylerde yaşayan ve ilkokul mezunu çocukların Köy Enstitüleri'nde eğitim görüp tekrar yaşadıkları köylere dönerek öğretmenlik yapması amaçlanmıştır.

Hasan Ali Yücel'den sonra Millî Eğitim Bakanı görevini sürdüren Reşat Şemsettin Sirer Köy Enstitüleri'ni Köy Öğretmen Okullarına dönüştürdü.

ABD'nin yıllardır Osmanlı ve genç Cumhuriyet üstündeki "Amerikancı kapitalist hayat tarzı" baskısı, Atatürk'ün de ölümü ile, bu tarihlerde artık başarılı olmaya başlamıştı. Bu okulları Komünist SSCB Kolhozlarına benzettiler. Bu bir başlangıç oldu.

Köy Öğretmen Okulları da 27 Ocak 1954 tarihinde Demokrat Parti hükümeti tarafından kapatıldı.

Böylelikle, Türkler tarafından geliştirilmiş olan ve adeta kendi öğretmenini kendisi yaratan bir "eğitim" sistemi yok oldu.

Bugün ise başarısız AKP hükümetlerinin her vilayete yaptıkları ancak içinde öğretmen koymayı ihmal ettikleri üniversite binaları olmasına rağmen, Türk Milli Eğitimi yaz boz tahtasına dönmüş vaziyette. İlk okulu 8 sınıfa çıkartarak "çıraklık" sistemini öldürdüler. Yakında hiçbir konuda geleneksel "tamirci ustası" bulamayacağız.

Çocuklara din öğreteceğiz, diye bazı tarikatlar (muhtemelen para da alarak) çocuklarımıza korku filmi gibi uygulamalar yapıyorlar.

Yine de dayanıklı milletiz ki bunlara rağmen halkın tamamı tepe sersemi olmamış. OECD'ye göre sadece yüzde 40'ımız algı kabiliyeti geliştirememiş.

Emeklilere dönersek... Kişisel olarak bu konunun devlet yönetiminde hayati bir öneme haiz olduğunu düşünüyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı'na çok ciddi bir hatırlatma yapmak mecburiyetindeyim. Köşe yazarı olarak benim kamu görevim olarak düşünüyorum.

Şöyle: 2024 Ocak ayında ülkedeki yetişkin erkek için açlık sınırı 4534.62 TL. Yetişkin kadın için ise 3641.11 TL imiş. On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı ise yüzde 79.44 olarak hesaplanmış. Yani gıda fiyatları ayda ortalama 6.62 artıyor.

Önümüzdeki ay (Nisan için) hesap yapınca harcama erkek için yaklaşık 5191 TL, Kadın için ise 4154 TL ediyor. Geleneksel Türk emekli ailesi iki kişiden oluşur. Çocuklar evden gitmiş, evlenmiş kendi evlerini kurmuşlardır. Bu iki ihtiyardan sadece biri (genellikle erkek) çalışmakta ve yeni artımla ortalama 10.000 TL emekli maaşı almaktalar.

Yaptığımız hesaba bakarak bu iki ihtiyar sadece aç kalmamak için 10.000 TL maaşlarının 9345 TL'sini harcıyorlar. Geriye kalan 655 TL'si ile acaba ne yaparlar?

Elektrik, su harcamazlar mı? Isınma için odun kömür, doğal gaz harcamazlar mı? Torunların hatırını sormak için telefona para ayırmazlar mı? Onlara bir armağan almak istemezler mi?

Sayın Cumhurbaşkanı dahil, hiç kimsenin, yaşlımızı bu hale düşürmeye hakkı yok.

Sayın Cumhurbaşkanı ayrıca, "emekli yılı" çerçevesinde olsa gerek ucuz uçak bileti uygun gördü. (Sadece) THY size 8 Mart - 16 Mart arası bilet alıp 8 Nisan - 16 Nisan arası uçmak kaydı ile yüzde 25 indirim yapıyor. (Bu indirim emekli indirimi değil; yaşlı indirimi, zaten yıllardır uygulanır!)

Yani sevgili emekli sen "Hanım hadi birkaç gün Paris yapalım, baharda çok güzeldir!" derseniz bilet hazır!

THY uçak bileti 16770 TL. Yüzde 25 indirim çıkın; 12577 TL. Hanım ile beraber gidiş dönüş 50.310 TL.

Üç akşam 3 yıldızlı bir otel. Mesela IBIS otelde kalın. İki kişi gecesi 152 ABD Doları. Üç gece için yaklaşık 15.000 TL.

"Champs Elysees üzerinde müthiş restoranlar var!" sakın demeyin. Paranız yetmez. Günde kahvaltı ve 1 öğün (1 öğün yeter, hesaplı gidin; kahvaltıyı sıkı edersiniz.) bir kişi için 100 Euro düşünün (3500 TL x 2 kişi x 3 gün) 21.000 TL ayırmanız gerekir.

"Turistik yerleri, müzeleri gezer dünya klasik eserlerini de görürüz!" derseniz; müze girişleri, Sen Nehrinde (yemeksiz) vapur gezisi filan içinde 200 Euro. Ayırın; 7000 TL x 3: 21.000 TL

Alışveriş yapmayın. Türkiye'deki AVM'lerde yaparsınız; daha ucuz. Beymen'den alacağınız bir Louis Vitton çanta sadece, 35.000 TL, Paris'te 50.000 TL'ye alamazsınız!

Bu 3 günlük seyahat; indirimli uçak, basit oteller, dikkatli lokanta seçimi, ucuz turistik harcamalar, taksi filan ile size sadece 110.000 TL'ye mâl olur!

OYSA SİZ DE SADECE 655 TL var!

Biraz karikatürize ettim; ama sayılar doğru. Hangi emekli yapacak?

Sayın Cumhurbaşkanı; her türlü yanlışlık ve manasızlık siyasi görüş farkı ile izah edilebilir. Kimi yönetici serbest pazar ekonomi sistemine inanır, kimi devletçiliğe, kimi karma ekonomiye. Başarılı ya da başarısız olursunuz. Ya istifa edersiniz, ya da bir daha seçilmezsiniz. Halkımız, yukarıda tarif ettiğim durumda olmasa, kendi çıkarlarına öncelik vermeyi bilen bir insan gurubu olsa idi; zaten sadece bir defa seçilebilirdiniz.

Bunların hepsinin dışında; anamızı, babamızı amcamızı teyzemizi açlığa terk etmek hiçbir bahane ile izah edilemez. Bizim millet anlayışımızda, biz yemeyiz, çocuklarımıza, yaşlılarımıza yediririz. Siz bunu unutmuş görünüyorsunuz?

Politikalarınız, tek adam seçildiğinizden bu yana emekliye iyi gelmedi; ya bu yanlışlardan hemen dönün; ya da istifa edin.

En azından emekliyi acından öldürmeme ihtimali olan bir siyaset sahibi siyasetçi gelsin. Bu tek adam manasızlığına son verip yaşlılarımıza sahip çıksın.

Yazarın Diğer Yazıları

Bilgi, karar, cesaret….

Yorgun AKP siyasetinden kurtulmamız ve tamamen yeni bir “restorasyon hükümeti” kurmamız gerek

Seçim bitti, şimdi ne olacak?

Sayın Özgür Özel'in yarın seçim olacak ve kazanacak gibi siyaset yapması; sonra da seçimi kazanmış, düşüncelerini gerçekleştirecek yönetim kadrosunu ve prensiplerini vakit geçirmeden saptaması ve uygulamaya hazır olması gerek