10 Mayıs 2025

Manisa, Sait Türek, gizli BYD...

AKP iktidarında “vatandaşa bilgi vermek” gibi bir refleks yok. Oysa ben sadece otomobilciyim ve vatandaşa kendi konularım ile ilgili bilgi vermek ile görevliyim. Ama veremiyorum. Çünkü Cumhurbaşkanı Yatırım Ofisi gizlilik ilan etmiş. Niye acaba? Neyi gizlemek istiyorlar?

Bu Manisa için yazdığım 4’üncü yazı. Biraz uzun ve didaktik oldu, kusura bakmayın...

Manisa Ovası’na daha evvel yapılmış olan MOSB’ye bitişik (7’nci bölge diyorlar) bir otomobil fabrikası bir de 15 bin dairelik “işçi lojmanı!” yapılmasına ilişkin gelişmeler üzerine yazmıştım.

Özet şu; bundan 60 yıl evvel, Bursa için yapılan yanlışlık bugün Manisa da yapılıyor.

Ülkenin en mümbit toprakları (Gediz Ovası) üzerine, fabrika yapılıyor. Kanunen yapılmaması gerekiyor ancak bir yol (!) icat ediliyor…   

Bu olayda en önemli taraf Sanayi Bakanlığı olmalı idi, onun için onların görüşünü almadan eldeki doneler ile kritik etmeyeyim diye temel bir “gazetecilik kuralı” uyguladım. Ancak bugüne kadar olanlara ve söylenenlere bakılırsa zaten Sanayi Bakanlığı da benim gibi seyirci. Proje tamamen Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından geliştirilmiş ve uygulanıyor, zaten kanun da Sn. Cumhurbaşkanı’na “istediğini yapma” olanağı tanıyor.

Bu kuruluş ile de sözlü ve yazılı olarak temasa geçtim, bir cevap alamadım.

Bakanlık yetkilileri ise “Sn. Bakan 6 Nisan’da konuşma yapacak, bekle, oradan detayları öğrenirsin” demişlerdi.

6 Nisan’da Sn. Bakan o güne kadar gazetelerin yazdıkları dışında bir şey söylemedi.

Anlaşılan, Çinli dostlarımız, Avrupa pazarına girmek için Türk kılığına girmenin en rahat yol olduğunu hesap etmişler. Ancak kendilerini naza çekip devletin onları davet etmesini sağlamışlar... Türkiye’deki temsilcileri akıllı biri…

Benimki dünyada yapılmakta olan bu Uluslararası Yatırım ve Teknoloji transferi fenomeninin ülkemize uygulandığını var saymak. Yanlış ise Sanayi Bakanlığı beni düzeltsin.

Neticede 6 Nisan’da Manisa’da bir “tören” oldu.                      

MOSB’ sinde çalışan işçilere “lojman temel atma töreni” dendi.

İşin çok satirik tarafı şu: Bu inşaatın yapılıp yapılamayacağı konusunda daha devam eden mahkemeler var ama bando mızıka tören yapıldı...  

Aslında AKP iktidarında “vatandaşa bilgi vermek” gibi bir refleks yok. Kendilerine, dolayısı ile yaptıklarına, olduğundan daha büyük önem veriyorlar. Oysa ben sadece otomobilciyim ve vatandaşa kendi konularım ile ilgili bilgi vermek ile görevliyim.

Ama veremiyorum. Çünkü C. Yatırım Ofisi gizlilik ilan etmiş. Niye acaba? Neyi gizlemek istiyorlar?

Devletin karşısında duran ve onu aklı selime davet eden sivil toplum kuruluşu ise Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği.

Aslında bir avuç Manisalı hepimizi, hatta ileri gideyim, Avrupa’yı korumak için gayret ediyorlar...

Çok çeşitli görüşmelerimden anladığım, birincisi, Manisalıların çok azı bu yatırımdaki problemi görmüş vaziyetteler… Görenler arasında büyük kısmı genel siyasi atmosferden de etkilenerek, “Bana mı kaldı!!” diyor. Küçük bir azınlık konuşuyor ama “Aman, adımı yazma!” diyor... Geri kalan bir avuç insan da açık açık problemi anlatıyor ve genel olarak “Başka yere yapın, Gediz Ovamızı daha da çok kirletip, bizi açlıktan öldürmeyin” diyor. Belediye ise sağa sola yanlış diye yazıyor ancak CHP olduğu için onları dikkate alan yok.

Ben Sanayi Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın da bu projeye sıcak bakmadığını düşünüyorum...  Gerek hayat hikâyesine baktığımda gerekse kendisi ile devlet görevine tayin edildiği günden birkaç ay sonra yaptığım görüşmede, çok iyi yetişmiş bir genç adam olduğunu fark etmiştim.  Kendisi ile İstanbul’da, bakan yardımcısı olarak atanınca, yeni kurmaya çalıştığı ofisinde “yerli otomobil” konuşmuştuk. O zaman “Ben en kısa zamanda otomotiv konusunda eksper arkadaşlarım ile birlikte sizi davet edip uzun konuşmak isterim” demişti.

En kısa zaman hiç gelmedi!

Konuyu anlamamış olan Manisalıların başında MOSB Başkanı Sait Türek var.

Törendeki röportajda “Bu konutları Çinli işçiler için değil, kendi işçilerimiz için yapıyoruz” diyor. Çinli işçiler çalışmaya başlayınca sizin işçiler olmuyor mu üstat?Bu konutlar Manisa merkezdeki Trafik yoğunluğunu ortadan kaldıracak!” diyor...

Plana bakıyoruz, planlanan alan Manisa merkeze 5/6 klm. Yani bu, işçiler merkeze gelmeyecek mi demek! İstanbul Taksim’deki trafik yoğunluğunu Aksaray’a fabrika yapıp ortadan kaldırmak gibi…

Öte yandan bu işçi lojmanı meselesi, önceleri 1800’lerde Batı dünyasında (İngiltere’de) daha sonraları (1930’larda) Sovyet ülkelerinde uygulandı. Fabrika ya yakın alanlarda kalan işçilerin sosyal hayatı kalmadığı ve neticede prodüktivitenin düştüğü tespit edildi.

Ben bizzat Romanya’da Dacia Otomobil fabrikası yakının da yapılan lojmanların daha sonra, Piteşti şehrine taşındığına şahit olmuştum.

Sait Bey, inşaatçılık yerine esas mesleği olan doktorluk yapıyor olsa idi. Psikiyatri ve Davranış bilimleri derslerinde toplum psikolojisini hatırlar, herhalde kendisi de anlar ve itiraz ederdi...

Çok daha ciddi konular var: Sait Bey, “Bu proje oluyor diye niye insanlar mutsuz oluyor anlamış değilim!” diyor. Devamında ise “21’inci yüzyılda Dünya bir değişim içinde, ABD bile bocalıyor; AB zaten bocalıyor! Bu yatırım bir devrim niteliğindedir…” diye devam ediyor. Bir şeyi hemen düzelteyim:

Otomotiv konusunda bu ülkede “DEVRİM” denebilecek yegâne olay, zatı alinizin doğduğu yıl, Eskişehir’de bir avuç Türk mühendisinin yaptığı, bugün hâlâ binilebilen, DEVRİM otomobilidir.

Siz dahil, konu ile ilgili ancak konudan haberi olmayan kimselerin, DEV yatırım filan dedikleri Yılda 150 bin otomobil üretecek olan bir montaj fabrikasıdır. Bir de ne olduğu belli olmayan bir “AR-GE MERKEZİ” ‘şey’sidir. (Ne olduğunu öğrenemediğim için “ŞEY” diyorum. Bu fabrikalar “UYGULAMA” yerleridir, Ar-Ge ise “GELİŞTİRME” yeridir.)

Biz bu işe 60 yıl evvel başladık. Bugün ülkemizdeki “Avrupalı/Türk Otomobil fabrikalarından Oyak-Renault 360.000 otomobil, 750.000 motor, Tofaş 450.000 otomobil ve hafif ticari, Otosan ise 415.000 ticari, (Bunlardan biri Tamamen Türk mühendislerinin “TASARIMI VE ÜRETİMİ”) 80.000 Motor, (Bunlardan biri yine Türk tasarımı bir ağır vasıta motoru) ve 140.000 aktarma ünitesi imal ediyor.”

Sait Bey;

Bu konu ile ilgili yazdıklarımı teyit eden 40 sayfalık bir BİLİRKİŞİ RAPORU var.

Bakın neler diyor:

“Söz konusu arazi; Kuru-Sulu Mutlak Tarım Arazisi, Dikili Tarım Arazisi ve Zeytinlik sınıfında olup tarımsal üretim için en uygun ekolojik şartları taşımaktadır;

Tarım topraklarının Manisa OSB’ye verilmesi Anayasa’ya aykırıdır. Alternatif alan bulunmadığı iddiası doğru değildir.

Manisa merkez ilçelerinin çevresi, mevcut OSB’leri bile kaldıramamakta, çevre kirliliği, nüfus artışı ve kent yaşamında büyük sıkıntı ve zorluklar yaratmaktadır. 

Seçilen alan, Gediz nehrine 1520 metre uzaklıktadır. Oysa Gediz Uşak’tan kirlenmeye başlamaktadır; Yanlış uygulamalarla Gediz havzası ve ovası giderek yok olmaktadır;

Tarımsal üretim potansiyeli yüksek Manisa Ovası’nın Büyük Ova Koruma Alanı olarak belirlenmiştir.

Olumlu görüş verilen kararda dayanak olarak 5403 sayılı Kanunun 13. ve 14. maddeleri temel alınmış ve bu maddelerde tanımlanan, korunması gereken tarım arazilerinin tarım dışı amaç ile kullanılabilmesi için alternatif alan bulunamaması koşulu dikkate alınmıştır.

Yani Manisa ili sınırları içinde başka bir yer olmadığı için “mecburen” buralar kullanılacaktır.

Bilirkişi devam ediyor...

“Dava konusu VII. Bölge sanayi alanı arazileri toprak özellikleri ve arazi kullanım şekline bağlı olarak 5403 sayılı yasa kriterlerine göre sulu mutlak tarım arazileri ve dikili tarım arazileri olarak sınıflandırılmıştır.

Uydu görüntüleri incelemelerimizde, dava konusu parsellerde yaygın olarak bağ, sebze tarımı, yem bitkileri, hububat, kiraz vb. meyve bahçeleri ile zeytinlik arazi kullanım şeklinin varlığı belirlenmiştir.

Dava konusu alanda yaklaşık 1641 da bağ, 1442 dekar sulu mutlak tarım arazisi özelliği taşıyan tarla, 3032 da zeytinlik ve 1039 da kiraz vb. meyve bahçesi bulunmaktadır.

Dava konusu arazilerde sulama koşullarında yılda iki ürün almak mümkündür.

Bölgede hayvancılık önemli bir tarımsal üretim şeklidir ve yem bitkisi olarak silajlık mısıra çok ihtiyaç duyulmaktadır.

Bunun yanında zeytinliklerin altına buğday veya yem bitkisi (arpa, tritikale vb.) ekili olduğu da görülmüştür.

Heyetimize alternatif araziler sorulmuştur.

Arazilerin kuzeybatı, batı ve güneybatısındaki arazilerde büyük yüzölçümlü marjinal tarım arazileri mevcuttur.

Alternatif olabilecek bu bölgelerde tarımsal üretim yapılmaz.  Bu arazilerin bir bölümü hazine, bozuk orman, şahıs ve mera olduğu Tapu Kadastro G. M. belirtmiştir.”

Anlaşılan yazı devam edecek. Daha AB ve gümrük anlaşmasını incelemedik.

Benim şimdi beklediğim Çin mahallesinde düzgün bir Çin lokantası açmaları… Wonton’a bayılırım...

Yazarın Diğer Yazıları

Radar, TED, İBB’de rüşvet…

Bu hafta yazacak çok konu çıktı. En önemlisi benim ihtisas alanımı kapsamıyor ancak, tüm millet gibi benim de hayatımı çok yakından ilgilendiriyor.

Oruç Aruoba

"Oruç Aruoba, üniversiteden genç denebilecek bir yaşta koptuğu halde, felsefeden kopmamış, bu alanda önemli eserler vermeye devam etmiştir. Analitik zekâsıyla yaratıcı ruhu bir araya gelmiş, ayrıca akıl ile duygu, üst bir seviyede bütünleşmiştir"

Manisa ve AKP Manisa Milletvekili Murat Baybatur...

Manisalılar şehirlerine otomobil fabrikası gelecek diye çok sevinçliler... Ancak fabrikanın yeri ve ilerde bu yerin seçilmesi nedeni ile başlarına neler geleceği hakkında bilgileri yok... Kimse söylemiyor! Bilmesi gerekenler bilmiyorlar…

"
"