Ben bu filmi görmüştüm!
Öyle mi? Hayır.
Askeri darbe zamanlarında da
olmadı bu kadarı.
Bir kara güne
uyandık bu sabah!
Özgür Özel Amasya mitingine
başlarken böyle dedi dün akşam.
Kara günler...
Ya da Erdoğan'ın zamanları...
Neredeyse her gün
karanlığa uyanıyoruz.
Sosyal medya haberlerine bakıyorum:
Cumhuriyet tarihinde ilk:
Ana muhalefet partisinin
17 belediyesine
operasyon düzenlendi;
12 CHP'li belediye başkanı tutuklu!
Manavgat Belediye Başkanı,
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı,
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı,
Adıyaman Belediye Başkanı
ve Büyükçekmece Belediye
Başkanvekili de gözaltında.
Gazeteci Timur Soykan
gözaltına alındı!
Sosyal medya paylaşımlarında
demiş ki:
- Rejim, toplumu yolsuzluk
operasyonlarına ikna etmek gibi
bir derdinin kalmadığını
ilan ediyor. Halka "benim dışımda
bir iktidarı seçemezsin,
esirimsin" diyor.
Demiş ki:
- Halk ya bu baskıya boyun eğerek
rejimin kölesi olacak,
daha da yoksullaşacak,
ya da özgürlüğünü, haklarını,
ülkesini savunacak.
Demiş ki:
-Darbe sürüyor,
halkın iradesi gaspediliyor,
sandığın manası kalmıyor.
"Seçimlerde AKP'yi yenmek"
suç olarak yasalara girsin,
böylece yargı varmış gibi
davranmak külfetinden kurtulurlar.
Bunları demiş ve hapsi boylamış
gazeteci...
Evet sevgili Timur Soykan,
dediğin gibi, "Memleketimizin daha adil,
özgür olması için gazeteci olarak
mücadelemizi sürdüreceğiz..."
T24'de Ali Yaycıoğlu'nun
Kilit başlıklı
yazısı sorularla başlıyor:
Hepimiz aynı soruyu soruyoruz:
Türkiye geri dönüşü olmayan yeni bir
otoriterleşme fazına mı geçti?
Ülke açık bir diktatörlüğe mi gidiyor?
Yolun sonuna mı gelindi?
İktidar, seçimle kazanamayacağını
gördüğü için köprüleri yakıp
bu yolu mu seçti?
19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun
tutuklanması ve ardından CHP’ye
yönelik operasyonların yoğunlaşması,
yeni bir safhaya mı geçildiğini gösteriyor?
Erdoğan ve çevresi,
artık seçimle iktidarda kalamayacaklarını
gördükleri için,
Türkiye’nin yorgun düşmüş, yara bere içindeki
demokrasisini topyekûn tasfiye edip,
muhalefeti etkisizleştirmeyi
ve seçimleri bir tiyatroya dönüştürerek
kalıcı bir otoriter nizam mı
kurmak istiyor?
Peki, diyelim ki bu geri dönüşsüz yola girdiler
— asıl soru şu:
Bu çevrenin Türkiye’de kalıcı, kapalı
ve otoriter bir düzen kurma
kapasitesi var mı?
Haklı ve yerinde sorular.
Cevap iki kelimelik:
Mücadeleye devam!
Kara değil aydınlık günlere
uyanmak için mücadeleye devam...
CHP lideri Özgür Özel'in
dün akşam Amasya'da dediği gibi:
Demokrasi mi, otokrasi mi
mücadelesidir bu,
milletin iradesine sahip çıkma
mücadelesidir bu.
Hasan Cemal kimdir?
Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara'da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986'da Sedat Simavi Ödülü'nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi.
1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi.
28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı.
Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013'ten beri T24'te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu.
Bir dönem Bilgi Üniversitesi'nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal'in yayımlanmış 14 kitabı, tarih sırasıyla şöyle:
- Tank Sesiyle Uyanmak (1986)
- Demokrasi Korkusu (1986)
- Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987)
- Özal Hikâyesi (1989)
- Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999)
- Kürtler (2003)
- Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005)
- Türkiye'nin Asker Sorunu (2010)
- Barışa Emanet Olun (2011)
- 1915: Ermeni Soykırımı (2012)
- Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014)
- Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014)
- Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018)
- Zamane Diktatörleri (2024)
|