10 Haziran 2025

Los Angeles… Gazze… İstanbul… Görünen köy kılavuz istiyor!

Dijital tufan döneminde yapay zekâ ile kandırmaca ya da “deepfake” dedikleri türden aldatma olanakları daha da çoğaldı. Artık her şeyi, her yerde, her şekilde göstermek mümkün…

Dünyada ve Türkiye’de bir süredir “Ben sana gösteririm!” yaklaşımı egemen. Diğer duyu yetileri ve becerileri, işitmek, koklamak, dokunmak, okumak, düşünmek bir yana bırakıldı, varsa yoksa göstermek!

Hele siyaset dünyası, baştan aşağıya göstermeye dayanıyor.

“Göstermelik” de diyebiliriz!

Son dönemlere kadar görmenin en ikna edici yeti olduğuna inanılırdı. “Gözümle görmeden inanmam!” derdik, gerçeği “kendi gözlerimizle görmek” isterdik!

Artık, özellikle gözümüzle gördüklerimize inanmamak, en azından hemen kanmamamız gerekiyor.

Artık her gördüğünden şüpheleneceksin! Hele birilerinin gözüne sokmaya çalıştıklarından! Göz boyama ihtimali yüksektir!

Los Angeles’teki film

Örneğin şu günlerde ve saatlerde televizyonlarda gördüğümüz Los Angeles’taki şiddet ve yangın görüntüleri…

Dehşet verici olaylar... Bunları yapan göstericilere lanet okumamak için kendinizi güç tutuyorsunuz!

Ama sonra neyi öğreniyorsunuz? Trump yönetimin bu türden olayları kışkırttığını, görüntülendikçe ve gösterildikçe memnun olduğunu…

Çünkü Trump hükümeti, Amerika’daki ırkçı çoğunluğa “Bravo Trump’a. Adam siyahlara ve esmerlere hiç aman vermiyor. Basıyor sopayı. Bir dahaki seçimlerde de oyun ona” dedirtmek istiyor.

Ve anketler de bunu başardığını gösteriyor.

Yani, görünüşe aldanmayacaksın!

Los Angeles

İkna için görüntü

Gazze’deki soykırıma dikkat çekmek isteyen barış aktivistlerini Gazze’ye götüren teknenin cesur yolcularına “Ben siz gösteririm!” demekteydi Netanyahu hükümeti. Neler yapacaklarını şu anda tam olarak bilmiyoruz. Ama önce onlara “7 Ekim’de çekilmiş Hamas canavarlığı” görüntülerini göstereceklermiş!

İsrail hükümeti 7 Ekim’den sonra Filistinlilere “Ben size gününüzü gösteririm!” demişti.

Meğer “göstermek”ten kasıtları Gazzeli çocukları ve masum insanları öldürmekmiş!

Göstere göstere bitiremediler!

Gazze

Aba altından sopa

Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adayları arasında Erdoğan’ın önüne geçmesi üzerine birileri ona “gününü göstermeye” karar vermiş olmalı ki, aday olmasını engellemeye yönelik bir dizi girişim başlatıldı. Hâlâ devam ediyor.

Aba altından sopa gösterme kabilinden o kadar akıl almaz yollara başvuruldu ki, adamın 31 yıl önce aldığı diploma bile iptal edildi.

Bu saçmalık üzerine tüm gözler faltaşı gibi açıldı. Büyük gösteriler patlak verdi: Saraçhane Meydanı meydan olalı böyle kalabalıklar görmemişti.

Saraçhane Meydanı, İstanbul

Gösteri siyaseti

Siyasetin kulak ve akıldan göz ve duyguya kayma süreci İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, özellikle televizyonun yaygınlaşmasıyla başlamıştı. Yeni teknolojiler bir yandan siyasetçileri “popüler” yapıp “görünür” kılarken, bir yandan da görsel yanılsamalara davetiye çıkarıyordu.

Çünkü “göz”ün aslında en kolay aldatılabilen, sihir ve keramete yenik düşen duyu yetisi olduğu görmezden geliniyordu.

Dijital tufan döneminde yapay zekâ ile kandırmaca ya da “deepfake” dedikleri türden aldatma olanakları daha da çoğaldı. Artık her şeyi, her yerde, her şekilde göstermek mümkün…

Yaşadığımız günlerden üç örnek verdim!

Görünen köy kılavuz istiyor!

Yazarın Diğer Yazıları

Dün de yarın da bugündür: Karmaşık, bulanık, tehlikeli günler...

Kitleleri avuttular, uyuttular. Yarının kurumlarını ise daha doğmadan boğuyorlar...

Bir yobaz bir yobaza, ‘gel seninle beraber yobazlık yapalım’ demiş

İbni-i Sina’nın, Ömer Hayyam’ın, Hafız’ın ülkesi, şimdi kadınlarının kimlerle konuştuğunu takip ediyor ama en iyi koruması gereken insanları, Genel Kurmay Başkanı’nı, komutanlarını, nükleer uzmanlarını tüm uyarılarına rağmen koruyamıyor. Ya İsrail? Yaşadıkları büyük Holokost felaketinden sonra barışın, demokrasinin, dayanışmanın karargâhı olacağı hayal edilen yer… Şimdi tekno-canavarlığın ileri karakolu…

Aileyi robotlar mı kurtaracak?

Tarımsal üretim, herkesin aynı yerde doğup birlikte yaşadığı ve öldüğü “büyük aile”yi doğurmuştu. Sanayiye ucuz emek sağlamak için gençler kente göç edince nükleer ya da “çekirdek aile” ortaya çıktı. “Geç sanayi toplumu” o çekirdeği de parçaladı ve etraf çocuksuz ya da tek ebeveynli ailemsilerle doldu... Peki robotların baş role çıkacağı “kıtlık sonrası toplum” nasıl bir aile isteyecek?

"
"