24 Haziran 2025

Dün de yarın da bugündür: Karmaşık, bulanık, tehlikeli günler...

Kitleleri avuttular, uyuttular. Yarının kurumlarını ise daha doğmadan boğuyorlar...

Yıllardır yazılarımın başında kullandığım “Dün henüz bitmedi, ama yarın çoktan başladı. Bugün günlerden ne?” sloganını net olarak doğrulayan günler yaşıyoruz.

Dün, bugün, yarın, hatta öbür gün…. İç içe. Karmaşık, bulanık, tehlikeli günler…

Dev seller altındayız. Eski yapılardan kopmuş parçalar önümüzden geçiyor. Birisinin üzerinde NATO yazıyor.

BRICS denen yeni yapılardan kaçmış parçalar onlarla toslaşıyor.

Aaa, bir levha…. AB yazıyor üzerinde. O neydi? Neye yarardı?

İslam Birliği’ndenmiş bu da! Var mı öyle bir birlik? Hiç oldu mu? Bundan sonra olabilir mi?

“Komünizm!” diye feryâd ediyor biri. O neydi, ne olacaktı, ne oldu, hatırlayan var mı?

Dün, bugün, yarın bir anaforda kafa kafaya tokuşuyor.

Çelişkiler keskin 

Belli ki dünün kurumları bugünün sorunlarıyla baş edemiyor. Parçalanıp dağılıyor. İklim değişimine dayanamayan buzullar gibi. Bu açıkça ortada.

Dün bitmedi ama bitkin… Her şeye rağmen ondan medet umanlar gerçeğin darbeleriyle yok olmaktalar…

Yarının can simidi kurumları ise henüz kurulmadı.

Bir türlü bitemeyen “dün” ile henüz doğamayan “yarın”a tüm ağırlıklarıyla yüklenip “bugün”ü parçalıyorlar.

Çelişkiler onmaz.

Homo sapienmiş!

Bir yanda Trump ve Musk’la tavan yapan neoliberal kapitalizmin tamahkar acımasızlığı, öbür yanda kaynakları sınırlı gezegeninin perişanlığı….

Dijitalleşme ve robotlaşma sonucunda yakında işsiz kalacak milyarlar… Onlara pislik gözüyle bakan süper zenginler, oligarklar, dinbaz ya da laik faşistler.

Yeni teknolojileri, sosyal medyayı, yapay zekayı ideolojik mikrop pompaları olarak kullanıp nefret hastalıklarıyla insanlığı birbirine düşürenler… Büyük savaşlara, yapay salgınlara zemin hazırlayorlar….

Ki dünya onlara kalsın!

Yükselen sosyal devletten binbir bahaneyle kaçanlar, dünün toplumsal dayanışma kurumlarını, sol partileri, sendikaları, itiraz hareketlerini sindirenler…

Kitleleri avuttular, uyuttular. Yarının kurumlarını ise daha doğmadan boğuyorlar.

Onlar için, dün de yarın da bugündür.

Homo sapiense gelince; kendisine “bilen” payesini layık görse de, kolay afyonlanan, kandırılan salağın tekidir!

Yazarın Diğer Yazıları

İktidarın Pirus zaferleri: AKP aslında kazandıkça kaybediyor

Geçmiş başarıların korlarıyla idare etmeye çalışan AKP, bir atak yaparak sıçrayacak entelektüel yakıttan yoksundur. Yoksa, tam ülkenin en önemli sorusu olan terörü çözmek iddiasıyla bir adım attığında siyasetin en köklü ve büyük partisi ile kavga çıkartmaya bu kadar hevesli olur muydu?

Bu yıl Homeros’u saz eşliğinde okuyoruz: Büyük ozanın dizeleri Troya’nın karşısında yankılanacak

Her şey mümkündür: Yunanlıların benimsediği Buzuki’nin, “bozuk saz”ın sözcüklerinin bozulmuş hali olduğunu biliyor muydunuz?

Kurultay tartışması tuzağına düşmemek: CHP'nin Mamdani'den alacağı dersler var

Ben CHPlilerin yerinde olsam, Demokratların New York Belediye Başkanlığı adaylığını kazanan Mahmut Mamdani’nin yaptığı gibi yaparım: İzleyicilere, kiralar, hayat pahalılığı, yaşlılara hizmet gibi gerçek konularda somut öneriler sunarım. Bu gibi konuları televizyonda ilginç ve yararlı bir biçimde anlatmanın yollarını bulurum!

"
"