17 Temmuz 2025
Biliyorum, yaptığım iyi bir şey değildi.
Kurallardan, prensiplerden saptım.
Ama içimden geldi.
Tesadüfen o kısa habere rastlayıp bir de adamın fotoğrafına bakınca…
Dedim ki, üzmemek lazım bu yaşlı insanları.
Varsın dedikleri gibi olsun.
Ve bunu Rusya ve diğer eski Sovyet ülkelerindeki gelişmeleri anlattığım dünkü Kuzey Raporu programının sonunda söyleyiverdim.
Hem uzmanlık alanımın dışına çıktım…
Hem bir ülkenin iç işlerine karıştım…
Valhasıl belki hata ettim ama adamcağızı kırmaya da gönlüm razı olmadı.
* * *
Kısa haberde adam “Sekizinci kez başkanlığa adaylığımı koyuyorum” diyordu.
Yanında da bir fotoğraf…
Belli ki saçlarını defalarca boyamış. Belki biraz estetik operasyon falan da var. Eh azıcık da photoshop…
Ama ne olursa olsun belli, amca epeyce yaşlı.
Baktım, 92 yaşında, maşallah.
Kamerun Devlet Başkanı’ymış.
Üstelik 1982’den beri.
Bu ne çalışkanlık! Bu ne azim!
Öncesinde de 7 yıllık başbakanlığı var. Al sana yarım yüzyıl!
Ve hizmet etmeye doymuyor.
Hâlâ çalışma, halkının sorunlarını çözme derdinde.
Adı Paul Biya imiş.
Düşündüm de, 43 yıl ne kadar uzun süre (kendisinden önce o koltukta oturan sadece 22 yıl kalabilmiş.)
* * *
Paul Amca gerekçesini samimi bir şekilde paylaşıyor:
“Dünyamız ve ülkemiz hassas bir dönemden geçiyor. Ve benim yapmam gereken epeyce iş ve sorumluluk var. Ayrıca halktan o kadar ısrar geldi ki…”
Haberin tam burasında gözlerim doldu.
Bu ne fedakârlık Yarabbim! Kaçımız o yaşta böyle bir tavır sergileyebilir ki!
Hemen ezbere “demokrasi”, “en fazla iki dönem”, “iktidarda yenilenme” gibi sözler etmeyin.
Görmüyor musunuz, günümüzde bunların modası geçti.
Artık zaman “güçlü liderler” zamanı!
ABD’de bile Trump üçüncü dönemim yolunu arıyor.
Rusya ve Çin malum… Ve diğerleri…
Yani mesela adam (diyelim ki Paul Amca) dünya çapında bir lider… Ve siz bir vakitte konulmuş yasaya bakarak onu yollayıp tecrübesiz ve ne yapacağı belli olmayan bir lideri başa getireceksiniz.
Ve buna da demokratik özgürlük diyeceksiniz.
Yeni lider başa geçecek. 2-3 yılda işi öğrenecek. O arada onun adamları eskileri eleyecek, muslukları ele geçirip daha bir şevkle vurgun vuracak.
Biraz daha zaman geçince… hooop, yeniden seçim döngüsü ve belki yeni iktidarın uyum sorunları…
Ne adına? Demokrasi, yasa, kural falan?
Peki ya -çoğunlukla olduğu gibi- gelen gideni aratırsa?
* * *
Ne demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Aralık 2024’te Gaziantep’teki “Gençlerle Buluşma” programında:
“Dünyada liderler arasında iki kişi kaldık. Şu anda bir ben varım bir de Vladimir Putin.”
Ve devam etmişti:
“Bunu ben olduğum için söylemiyorum, vakayı söylüyorum. 22 yıl bu fakirin görev süresi var. Nerede ise bir o kadar da sayın Putin’in var. Diğerlerinin hepsi elimine oldu.”
O zamanlarda da dedim, umarım Erdoğan bu sözleriyle bazı dostlarını kırmamıştır. Uzun süre iktidarda kalıp da “elimine olmayan” başkaları da var.
Mesela, Aliyev, Azerbaycan’da 2003’ten beri başta. Erdoğan’ın sevdiği Belarus lideri Lukaşenko 31 yıldır iktidarda. Tacikistan’da koltukta 33 yıldır Rahmon oturuyor.
Tabii “daha sıkı duranlar” da var. Ekvator Ginesi’nde Teodoro Obiang Nguema 81 yaşında ve hâlâ “taş gibi”: 46 yıldır başta.
Ve tabii bu yazının baş rolündeki Kamerun’da Paul Bia 43 yıldır “elimine olmadı…"
Bırakmaya da niyeti yok.
Bırakmasın da zaten.
Hem zaten şunun şurasında ne kadar kaldı!
Ölümlü dünya…
Hakan Aksay kimdir?Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı. Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı. Bu dönemde Türk-Rus ilişkileriyle ilgili çok sayıda proje gerçekleştirdi. Moskova'da '3 Haziran Nâzım Hikmet'i Anma' etkinliklerini başlattı ve 10 yıl boyunca organize etti. Dergi ve internet yayınları yaptı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı oldu. 2009'da döndüğü Türkiye'de 11 yılı T24'te olmak üzere çeşitli medya kurumlarında çalıştı; Tele1 ve Artı TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu; Gazete Duvar'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Türkiye'nin önde gelen Rusya ve eski Sovyet coğrafyası uzmanlarından olan ve "Puşkin madalyası" bulunan Hakan Aksay'ın Türkçe ve Rusça dört kitabı yayımlandı. |
Susarak da birçok şeyi dile getirebiliyor insan; sevincini, acısını, aşkını, nefretini, umudunu…
Türkiye, Rusya’nın hem Azerbaycan’la hem de Ermenistan’la arasının bozulduğu şartlarda Kafkasya'da yeni hamlelere hazırlanıyor
Eski Türk filmlerinde kötüleri ve iyileri görür görmez anlardık. Meğer gerçek hayat ne kadar zormuş…
© Tüm hakları saklıdır.