26 Haziran 2025

Türkiye, İsrail ve İran: İç cephe, devlet kırılganlığı ve mülteciler

Türkiye ve İran en kırılgan devletler grubundan biri olan “yüksek uyarı” grubunda yer alıyorlar. Bangladeş, Venezüella da bu gruptalar. Bu grupta yer almak Türkiye için endişe verici olmalı. Taze İran örneğine karşılık Türkiye’de iktidar, devletin kırılganlığını arttırmaya devam ediyor. Yazık

Son İran-İsrail savaşı bir ateşkes ile geçici olarak durmuş görünüyor. Ancak zaman zaman sıcak çatışmalar devam edebilir. Bu yazının amacı, savaşta İran ve İsrail’in devlet kırılganlığına ilişkin gözlemlerden hareketle Türkiye için çıkarsamalar yapmaktır.

Savaştaki genel bir gözlem, İran’ın iç cephesinin veya cephe gerisinin çok yetersiz ve zayıf kaldığıdır. Halbuki İran’ın ülke içinde bilgi derleyen, iktidarın koyduğu dinsel kurallara sıkıca bağlı kolluk kuvvetleri vardır.

Buna karşılık İran’da İsrail’e ve ABD’ye bağlı birçok gizli servis elemanı vardır. Bunların istihbarat bilgileri aktardıkları, asker-sivil devlet yöneticilerini ve bilim insanlarını hedef olarak bildirdikleri açıklanmıştır. Aynı kişilerin İran içinde askeri üretim birimleri bile kurdukları belirtilmiştir.

İran’da bildirilen bu hedeflerin ve altyapının korunamadığı da anlaşılmıştır. Özellikle uçaklarla, İHA’larla ve füzelerle havadan gelen saldırılara karşı İran’ın çaresiz kaldığı görülmüştür. Halbuki İran çok uzun yıllardır bu gibi saldırılara uğramıştır ve deneyimli olması beklenirdi.

Buna karşılık İsrail’in kendi içinde iyi örgütlendiği, başka ülkelerin gizli servislerine istihbarat olanağı vermediği belli olmuştur. Ayrıca İsrail, her türlü yapının altında bulunan sığınakları da etkin şekilde kullanmıştır.

Burada iki noktayı belirteyim. 1) ABD araştırma kuruluşları, Türkiye’ye ve İran’a devlet kırılganlığı ve bekası konusunda yüksek uyarı (high warning) ile dikkat çekiyor. 2) ABD hükümeti geçen hafta Türkiye’deki vatandaşlarını 22 güney ve güneydoğu ilimizdeki hareketlerini ve seyhatlarını sınırlamaları konusunda uyardı. Aşağıda bu iki konuyu da ele alıyorum.  

İran ve İsrail arasındaki iç ve dış cepheye ilişkin bu önemli farklar devletlerin yapısıyla, kırılganlığı ile ilgili olmalıdır. Öyleyse devletlerin kırılganlığına ilişkin verilere bakarak karşılaştırma yapabiliriz. Bu karşılaştırmada Türkiye’nin de yerini görebiliriz.

Türkiye, İsrail ve devlet kırılganlığı

ABD’de bir sivil toplum kuruluşu olan Barış İçin Fon (FFP, Fund for Peace), 1990’larda devlet kırılganlığını araştırmaya başlıyor. FFP, 2006 yılından bu yana yaklaşık 180 devlet için aşağıda kısa özeti yer alan 12 maddeye göre devletler için kırılganlık endeksi belirliyor.

1) Yetersiz devlet güvenliği. Devlet güvenlik sağlamada zayıfsa; resmi devlet güçleri yeterli olmuyorsa, organize suç örgütleri, paralel silahlı güçler, özel korumalar varsa 

2) Siyasi ayrımcılık. Yönetici elit gruplar kamplara ayrılmış, birbirlerine ayrımcılık ve ötekileştirme yapıyorlarsa

3) Siyasi gerginlik. Muhalif gruplara karşı haksızlık, kindarlık varsa; siyasi liderlik tüm toplumu temsil etmiyorsa, uzlaşma yok, gerginlik varsa

4) Ekonomide tıkanma. Büyüme, istihdam, cari açıkta tıkanma varsa

5) Ekonomik dengesizlik. Bölgesel ve kişisel gelir dağılımı eşitsizliği varsa

6) Beyin göçü. Dış göç, özellikle dış beyin göçü oluyorsa

7) Devletin meşruluğu. Seçimlerle halkın önemli bölümleri temsil edilmiyorsa, hükümette yolsuzluk yaygınsa, hukuka ve devlet kurumlarına güven azalmış ise

8) Kamu hizmetleri. Bu hizmetler aksıyorsa; eğitim, sağlık, elektrik, su, internet, çevre temizliği gibi hizmetler zayıflamışsa

9) İnsan hakları. Bu haklar ihlal ediliyor, adalet ve hukuk aksıyorsa; bağımsız medya ve demokratik haklar kısıtlanıyor ve baskılar görülüyorsa, adalete güven azalmışsa

10) Nüfus artışı. Hızlı nüfus artışı baskılar ve yetersizlikler getiriyorsa

11) Mülteciler, sığınmacılar. Mülteci ve sığınmacı yoğunluğu etkin devlet işleyişini ve devletin vatandaşlarına kaynak ayırmasını sınırlıyorsa, sosyal sorunlar yaratıyorsa

12) Dış baskılar. Başka devletlerin ve uluslararası kuruluşların baskıları varsa...

Devlet kırılganlığı artıyor demektir.

Bu maddeleri burada daha önce de belirttim. Bu maddelere 0 ile 10 arasında puanlar veriliyor. 10 puan o konuda en yüksek kırılganlığı ifade ediyor. 0 ise en az kırılganlığı. Toplam ülke puanı en çok 120, en az 0 olabilir. Tablo 1’in ikinci yarısında İran, İsrail ve Türkiye’nin kırılganlık puanları yer alıyor.

Aynı tablonun ilk yarısı ise, bu üç ülkenin yaklaşık 180 ülke içindeki sıralamasını gösteriyor.

Birçoklarına göre sıralamaya bakmak daha kolay ve anlamlıdır. İzleme kolaylığı bakımından 2007 ile 2024 arasındaki birçok yılın değerlerini atladım. 

İsrail Batı Şeria ile birlikte ele alındığında elbette daha yüksek kırılganlığa sahip. Tek başına ele alındığında ise kırılganlığı çok daha düşük. 2021 ve sonrasında İsrail’in kırılganlığı hem İran’a göre, hem de Türkiye’ye göre çok düşük. İsrail, kırılganlığı düşük ülkeler içinde yer alıyor.

Tablo 1 İran, İsrail ve Türkiye’nin kırılganlık sıralamasında yeri

Kaynak: Fragile States Index (2025), Fund For Peace.
Not: 2021’e kadar İsrail ve Batı Şeria birlikte, 2021 ve sonrasında ise İsrail tek başına ele alınmıştır.

İran 2023’e kadar Türkiye’den daha kırılgandır, ancak 2024 yılında Türkiye İran’dan daha kırılgan hale gelmiştir. Türkiye’nin kırılganlığı 2018’den itibaren hızla yükselmiştir ve 2024’te en kırılgan ülkeler grubu içindedir.

Daha da ilginci veya kaygı verici olan şudur; Türkiye 2024’te hem puan olarak hem sıralamada İran’dan daha kırılgan hale gelmiştir. Türkiye’de devlet kırılganlığının 2025’te daha da yüksek olacağını aşağıda açıklıyorum.

Kırılganlık unsurları

Bir soru şudur; Türkiye’de devlet kırılganlığını yukarıdaki 12 madde içinde en çok hangi unsurlar yükseltiyor? Bu soruyu Tablo 2’de yanıtlıyorum. 2024’te Türkiye’de kırılganlığa en büyük katkıyı yapan maddeler, büyükten küçüğe doğru şunlardır:

Siyasi gerginlik (S. Gerginlik), Siyasi ayrımcılık (S. Ayrımcılık), Mülteci ve sığınmacı baskısı (Mülteci),  İnsan hakları ihlalleri (İnsan Hakları), Ekonomide tıkanma (Ekonomi), Hükümetin meşruluğu ve yolsuzluk (Meşruluk).

2024’te Türkiye’de devletin kırılganlığını en çok arttıran ilk unsur siyasi gerginliktir. İktidar, iktidarda kalmak uğruna, siyasi gerginliği tırmandırıyor. Gerginlik İran’daki kadar yüksektir. Bu süreç Türkiye’de 2025’te artarak sürüyor. Bu nedenle devletin kırılganlığının 2025’te de artacağı bellidir.

Türkiye’de devletin kırılganlığını en çok arttıran ikinci unsur siyasi ayrımcılıktır. Bu tür ayrımcılık iktidar partisinden uzaklaştıkça vatandaşlar, kurumlar, siyasi partiler ve yerel yönetimler düzeyinde yükseliyor. En son örneği, tutuklanan siyasi liderler, belediye başkanları ve gazetecilerdir.

Tablo 2 İran, İsrail ve Türkiye’de Kırılganlığa Katkı Yapan Bazı Maddeler

Kaynak: Fragile States Index (2025), Fund For Peace.
Not: 2013’te İsrail içinde Batı Şeria da vardır, 2024’te yoktur.

Siyasi gerginlik ve siyasi ayrımcılık kırılganlık unsuru olarak özellikle İran’da da yüksektir. İran’da devletin bu unsurlarla zayıfladığı anlaşılıyor. Bu iki unsur, diğer unsurlara göre İsrail’de de yüksektir ancak Türkiye ve İran’a göre daha düşüktür.  

Kırılganlık katkısında üçüncü sırada mültecilerin ve sığınmacıların Türkiye’ye her anlamda baskısı var. Bu baskı ekonomik anlamda kamu bütçesinden aktarılan fonlar ile, kira ve gıda gibi kalemlerle fiyatları yükselterek yaşanıyor.

Bu baskı sosyal olarak da var; özellikle sayıları çok olduğu için ve belgesiz, izinsiz ülkeye girebildikleri için, Suriyeli mültecilerden daha çok geliyor. Geçici koruma adı altında sürekli Türkiye’de kalmaları tepki çekiyor.

Türkiye’de mülteci ve sığınmacı baskısı İran ve İsrail’e göre çok daha yüksektir. İran’ın da, İsrail’in de mülteci ve sığınmacı baskısını 12 yıl önceye göre düşürdükleri anlaşılıyor. Türkiye’de ise baskı artarak sürüyor.

Dikkat edelim, bu baskıyı ben, biz söylemiyoruz, bir ABD sivil toplum kuruluşu (STK) olan FFP söylüyor. Onlar ülkenin gittiği yolu daha iyi gözleyebiliyor ve iktidardan korkuları da yok. Belirteyim,  FFP bir STK’dır ancak araştırmalarını ve bilgilerini ilk önce ABD devleti ile paylaşır.

Kırılganlık grupları ve 22 il uyarısı  

Bu noktada FFP’nin kırılganlık konusunda ülkeleri gruplara ayırmasını açıklamalıyım. FFP her yıl yaptığı gibi 2024 verilerinin yer aldığı 2025 raporunda da ülkeleri “çok sürdürülebilir”, “südürülebilir”, “çok istikrarlı”, “daha istikrarlı”, “istikrarlı” “uyarı”, “yüksek uyarı”, “teyakkuz”, “yüksek teyakkuz" gibi 11 gruba ayırıyor.

Türkiye ve İran en kırılgan devletler grubundan biri olan “yüksek uyarı” grubunda yer alıyorlar. Bangladeş, Venezüella da bu gruptalar. Bu grupta yer almak Türkiye için endişe verici olmalı. Hele İran örneğini de gördükten sonra. Daha da kırılgan ülkelerin yer aldığı birkaç grup var ama “yüksek uyarı” grubu yıkılabilecek devletler gibi algılanıyor.     

ABD devleti ile bilgi alışverişi yapan FFP gibi bir kurumun bulgularını Türkiye’yi idare edenlerin çok ciddiye alması gerekir. Alıyorlar mı, dersler çıkarıyorlar mı? Sanmıyorum. Tüm çaba her ne pahasına olursa olsun iktidarlarını sürdürmek.

İran-İsrail savaşına ABD’nin de katılması ve İran’ı bombalaması sonrasında, ABD hükümeti bir duyuru veya uyarı yayınladı. Bu uyarıda ABD vatandaşlarının güney ve güneydoğu Anadoludaki 22 ilimize seyahat etmemeleri ve buralarda ortada görünmemeleri istendi.

Bu 22 il içinde Adana, Mersin, Osmaniye gibi güney illerinin de olması şaşırtıcı oldu, anlaşılamadı. Halbuki bu illerin bir özelliği, nüfuslarına göre yüksek oranda Suriyeli mülteci-sığınmacı barındırmasıdır. Aynı illerde Afganlılar da vardır. Bu illerde farklı etnik gruplar da yer alıyor.  

Demek ki, mültecilerin, sığınmacıların ve farklı etnik grupların yoğun olduğu bu 22 ilimizi yalnızca FFP gibi ABD kuruluşları değil, ABD hükümetinin kendisi de tehlikeli buldu. Kısacası, bu grupların Türkiye’de devletinin kırılganlığını yükselttiği onaylanmış oldu.

Türkiye’de devletin kırılganlığını en çok yükselten dördüncü ve altıncı unsurlar içinde hukuk ve adalet var. Bunların giderek aşınması ve eksiklği devletin kırılganlığını yükseltiyor.

Tüm bu göstergelere ve uyarılara karşılık; yüksek ekonomik, sosyal ve siyasi maliyetine karşılık ve önümüzdeki taze İran örneğine karşılık Türkiye’de iktidar, devletin kırılganlığını arttırmaya devam ediyor. Yazık.

Yazarın Diğer Yazıları

İki kanal ve iki profesör

İktidarın yandaşı, hatta aleti olan bir TV kanalından yapılan yayın, bugünkü teknolojik ortamda müdahaleler ve çarpıtmalar yapar. Hiçbir şekilde tarafsız olamaz. Bu konuda muhalefet çok dikkatli olmalıdır

Hasan Ersel ve İran-İsrail savaşı soruları

İsrail’in çok yüksek maliyetli son teknoloji askeri ürünlerine karşı İran’ın daha düşük maliyetli dronlar ve etkili olduğu düşünülen uzun menzilli ve esnek bir patika izleyebilen füzeleri var. Eğer İran balistik füzelerini koruyabilirse, daha düşük maliyetli bir strateji izlediği için uzayan savaşa dayanabilir. Ancak ABD, İsrail’e zaten yapmakta olduğu yardımları daha da yükseltirse, İran’ın dayanma gücü hızlı düşecektir

Başkan Zeyrek, AKP, CHP, MHP, yolsuzluk ve otokrasi

İktidarın önce kendi yönettiği kamu kurumlarını ve tüm belediyeleri yolsuzluk bakımından araştırması gerekmez mi? Elbette gerekir. Başka türlü bu araştırmalara, soruşturmalar şüphe ile bakılmaz mı? Zaten bu nedenle bu araştırmalara şüphe ile bakılıyor

"
"