07 Haziran 2025

Ayşe Barım yalnız değildir

Bugün bayram… Ben bu yazıyı evimde yazıyorum. Ayşe Barım ve daha birçok tutuklu hapiste. İsterim ki, hukuk sistemimiz ve devletimiz sağlığı giderek kötüye giden bir insanın durumunu bu bayramda bir kez daha düşünsün

Ayşe Barım’ı hiç tanımıyorum.

Hiç karşılaşmadım, yan yana gelmedim.

Ondan bahsedilen ortamlarda bulundum ama.

Mesela dergicilik yaparken onun oyuncularıyla röportaj ve fotoğraf çekimi yapmanın ne kadar zorlu olduğu konuşulurdu çevremde.

Belli ki kolay bir insan değildi.

Buna “mesleğinde titiz davranma” da diyebilirsiniz, “burnundan kıl aldırmama, kibirli ve küstahça davranma” da…

Tanımadığım için Ayşe Hanım’la ilgili hangisi doğrudur bilemiyorum.

Lakin bir şey biliyor ve duyuyorum.

Ayşe Barım’ın sağlığı iyi değil.

Nitekim Ayşe Hanım’ın durumunu göz önüne alan mahkeme de bundan bir hafta önce kendisinin tam teşekküllü bir hastanede sağlık kontrolünden geçirilmesi yönünde karar verdi.

Burada bir şeye dikkat çekmek isterim: Alınan kararda hastaneden çıkacak raporun 7 Temmuz’da görülecek bir sonraki duruşma öncesinde mahkemeye ulaştırılması istendi.

Bugün bayram…

Ben bu yazıyı evimde yazıyorum.

Ayşe Barım ve daha birçok tutuklu hapiste.

İsterim ki, hukuk sistemimiz ve devletimiz sağlığı giderek kötüye giden bir insanın durumunu bu bayramda bir kez daha düşünsün.

Evet, Ayşe Hanım zor bir insan olabilir.

Girişte de yazdığım üzere, küstah bir insan olabilir. Bilemiyorum.

Diyelim ki öyle biri…

Lakin sanırım hepimiz küstahlığın bir cezası varsa eğer bu cezanın şu hayatta -dışarıda- yalnız kalmak olduğunu biliriz.

Eminim ki, yaşadıklarından sonra Ayşe Hanım da hayatını gözden geçirecektir.

Eminim ki, iyi günlerinde yanında olanların kötü günde nasıl da suspus kesildiklerini görmüş, bu anlamda bir muhasebe yapmıştır.

Umarım yapmıştır.

İşin bu kısmı beni ancak bir yere kadar ilgilendirir.

Fakat Ayşe Barım’ın bu kadar yalnız kalmasını, bu kadar kendi haline bırakılmış olmasını içime sindiremiyorum.

Benim bildiğim bir insanla kavga edilecekse o kavga karşıdaki en güçlü halindeyken yapılır.

Güçlü günlerinde karşısında el pençe divan durduğunuz birine güçsüzken vurmak, eleştirmek, o insanı yalnızlaştırmak çok kolay.

Ayşe Barım için de aynı şey geçerli.

Çıkar, yeniden işinin başına döner, hiçbir muhasebe yapmadan yaşamına devam eder, o zaman onunla da kavga edilir.

Zira, benim dışarıdan gördüğüm ve anladığım kadarıyla Ayşe Hanım da zamanında çok kalp kırmış ve birilerini üzmüş.

En azından ben öyle hissettim.

Lakin bunun karşılığı sağlığı giderek kötüleşen bir insanın karşısında o insanın çektiği çileden “Oh olsun” diyerek mutluluk duymak olmamalı.

Bugün bayram…

Dileğim odur ki, Ayşe Hanım’ın sağlık raporu ivedilikle hazırlanır ve 7 Temmuz’u beklemeden mahkemenin önüne gelir.

Mahkeme de bu raporu 7 Temmuz’u beklemeden değerlendirir ve Ayşe Hanım en azından delil karartma ihtimali olmadığı için (Gezi’den yargılanıyor, aradan 12 yıl geçmiş, neyi karartabilir ki) yargı sürecini evinde geçirir.

Tekraren yazıyorum, belli ki sağlığı çok kötü.

Ayşe Barım düşmanım ya da dostum değil, hiçbir şeyim değil ama düşmanım dahi olsa kimsenin hapishanelerde yaşam savaşı vermesini istemem.

Böyle bir ferasete bu ülkenin ihtiyacı var.

Hepimizin böyle hissetmesine ihtiyacımız var.

“Yine amma naif yazdın” diyeceksiniz biliyorum ama ben de böyle biriyim.

İstedim ki, bu bayram gününde Ayşe Barım’ı unutmayalım.

Yetkililer, yargıçlar, devlet de unutmasın.

Bayramınız kutlu olsun Ayşe Barım.

Siz de bu yazı olur da kulağınıza gelirse, ne olur metin olun. Hayatta her şey geçtiği gibi bu da geçecek.

Sizi hiç tanımadan ve hatta vaktiyle hakkınızda çok da olumlu şeyler duymadan da sizin için dertlenenler var.

Ve hep olacak.

Bunu bilin.

Yalnız değilsiniz Ayşe Barım.

Herkese iyi bayramlar.

Eray Özer kimdir?

Eray Özer ODTÜ'de psikoloji okudu, sosyoloji hatmetti. Akabinde Bilgi Üniversitesi'nde yüksek lisans, Anadolu Üniversitesi'nde ise tez aşamasına takılan bir doktora ile akademik hayattan bir türlü elini eteğini çekemedi. Hatta iki yıl boyunca Kadir Has Üniversitesi'nde sosyoloji dersleri verdi.

Meslek hayatına Radikal Gazetesi'nde başladı, kısa süreli televizyon haberciliği deneyiminin ardından Doğuş Dergi Grubu'nda devam etti.

Son olarak ise Cumhuriyet hafta sonu eki Sokak'ı çıkaran ekipte yer aldı. Radikal, Birgün, Cumhuriyet ve Diken'de yazdı.

Yaklaşık dört sezondur devam eden bir podcast içeriği hazırlıyor. Buzdolabının tarihinden Yapay Zekâ'ya, Roman halkının hikâyesinden Kayıp Kıta Mu'ya birbirinden farklı konular hakkında hiç bilinmeyenlerin anlatıldığı "Yeni Haller" ismindeki podcast yayınına Spotify'dan veya tüm podcast uygulamalarından ulaşabilirsiniz.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Fatih Altaylı’nın tartışılan videosundaki 1,5 dakika ayrıntısı

Aldığımız bir bilgiye göre Altaylı’nın pazartesi günü hakim karşısına çıkarılması bekleniyor. YouTube kanalına da yine pazartesi günü RTÜK tarafından lisans talep edilmesi bekleniyor

İsrail-İran savaşında son durum ne?

Sanki son 48 saatte tarafları müzakere masasına çekebilmek için bir çaba ortaya çıkmış gibi. Yine de en ufak bir yanlış hamle her iki tarafı da geri dönülmez bir noktaya sürükleyebilir. Süreç Fordo nükleer tesisinde kilitleniyor. ABD burayı vurmak için savaşa dahil olabilir, İran Fordo’nun vurulmasına gayriresmi bir şekilde göz yumarak çatışmasızlığı satın alabilir

Foça’da bilim dolu bir ütopya: Bilimler Köyü

Bilimler Köyü, Foça’da, Foça Belediyesi’nin çok akıllıca bir iş yaparak bu projeye destek olup bir arazi tahsis etmesiyle kurulmuş bir köy. Farklı üniversitelerden öğrenciler belki hayatları boyunca karşılaşamayacakları hocalarla bir araya geliyor, onlardan bir şeyler öğreniyor. Her disiplinden “bilimler” kampüsün dışına, hiyerarşinin olmadığı, yatay örgütlenen bir köye taşınıyor

"
"