25 Haziran 2025

Borca karşılık zeytin ve altın

Zeytin köylüleri için, torba maden yasa teklifi, sadece zeytinliklerinin kaybı anlamına gelmiyor. Onlar için zeytinlik, sadece zeytinlik değil, yaşadıkları nefes aldıkları yer, havaları, suları, toprakları, evleri demek. İşin bu kısmı ise ne lehlerine kişiye özel kanun yazılan şirketleri ilgilendiriyor ne de iktidarı ilgilendiriyor. Niye ilgilendirsin?

Zeytinlikleri, kömür santralleri için kıyıma açan kanun teklifi, bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecekti. Ancak biraz ertelendiğini öğrendik. Teklifin, en geç gelecek hafta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek yasalaşması bekleniyor.

 AKP’nin hazırladığı ve içinde maden şirketi olan iktidar vekillerin de imzası bulunan kanun teklifinin getireceği bazı maddeleri aktaralım:

- Kısada ÇED olarak bilinen Çevresel Etki Değerlendirme kararları, altyapı ve maden projeleri için kilit önemde. Bu teklif adeta “süper izin” mekanizması getirerek, maden şirketlerinin “ÇED gerekli değildir” kararı beklenmeden projeye başlamasının önünü açıyor. Ve ÇED kararı olmadan da ihale, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı için başvurulabilmesini mümkün kılıyor.

- Zeytinlik sahalarda elektrik üretimine yönelik madenciliğe izin veriliyor. Buradaki “incelik” Aralık 2022’de büyük tepkiler sonucu geri çekilmiş görünen ama tekrar edilen düzenleme ile koordinat listesi verilmesi.

Kanun teklifine eklenen koordinat listesi ile Yatağan ile Yeniköy-Kemerköy Termik Santralleri ve Kömür Madenleri için zeytin ağaçları taşınabilecek veya yeni zeytinlik tesis edilecek.

-MAPEG, ilgili kurumdan üç ay içinde izin görüşü alamazsa “izin verilmiş” sayılacak (zımni onay).

- Yeni getirilen “Stratejik ve Kritik Maden” tanımıyla, bu tip madenler için acele kamulaştırma ve zorunlu stok imkânı da düzenleniyor. Yasada sayılmayan bu madenleri Bakanlık belirleyecek. Stok miktarlarına Cumhurbaşkanı karar verecek.

- Enerji tesislerinin arazi kullanımlarına uygulanan yüzde 85 oranındaki indirim teşviki 2030’a kadar uzatılacak.

- Enerji Bakanlığı imar planlarını onaylayabilecek, yapı ruhsatı ve çalışma izni verebilecek.

Kaçak santrallere (yapı ruhsatı ve/veya yapı kullanma izinsiz çalıştırılanlar) imar affı getiriliyor. Bu işletmelere belli şartlar altında Üretim Tesisi Uygunluk Belgesi verilecek. Eski cezalar ve yıkım kararları uygulanmayacak.

Muhalefet Şerhi 92 sayfa

Genel Kurul görüşmesi öncesinde, Sanayi ve Enerji Komisyonu’ndan büyük tartışmalarla geçen teklif hakkında, Komisyon’un CHP’li üyeleri 92 sayfalık bir Muhalefet Şerhi yazdı.

Ednan Arslan (İzmir), Nail Çiler (Kocaeli), Talat Dinçer (Mersin), Türker Ateş (Bolu), Şeref Arpacı (Denizli), Ümit Özlale (İzmir), Seda Kaya Ösen (İzmir) imzalarını taşıyan Muhalefet Şerhi, maden şirketlerine büyük kolaylıklar getiren kanun teklifini usul, Anayasa’ya uygunluk, genel ve maddeler üzerine de olmak üzere kapsamlı biçimde değerlendirdi.

Limak-İÇTAŞ VE AYDEM’e özel kanun

Kanunların, benzer durumda bulunan herkesi kapsayacak nitelikte, genel ve soyut düzenlenmesi gerektiği yönündeki temel hukuk prensibine dikkat çekilen şerhte, “Bu teklifle; Limak-İÇTAŞ ve AYDEM (Bereket Enerji) isimli şirketler için özel kanun düzenlenmesi yapılmaktadır. Bir kişiye veya şirkete ayrıcalık tanıyan yasa, kanunun genelliği ilkesine ve bundan dolayı da Anayasa’nın ikinci maddesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir” denildi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin, TBMM’yi nitelikli yasa yapma hak ve yükümlülüğünden de alıkoyduğu vurgulanan şerhte, şu değerlendirme dikkat çekiyor:

2018’den beri tüm kanun teklifleri torba

“- 2018 seçimlerinden bu yana geçen yedi yıllık süreç sonunda yasama sürecinde, kanun tekliflerinin, erkler ayrılığı ilkesine aykırı olarak yürütme tarafından TBMM’de en fazla üyeye sahip bulunan parti grubu üyeleri aracılığıyla “torba yasa” biçimiyle muvazaalı bir biçimde parlamentoya sunulduğu,

- Kanun tekliflerinin komisyonlarda ve genel kurulda görüşülmesi aşamasında tam bir belirsizlik ve kargaşa yaşandığı, kanun teklifini hazırlayıp (!) komisyona sunan milletvekili veya milletvekillerinin teklif metnine hâkim olamadıkları, 

- Teklif metninde yer alan hükümlerin komisyonlara anlatım ve sunumunda çoğu kez güç duruma düştükleri, konuya ilişkin olarak bürokrasiden ve yürütmenin diğer kademelerinden kendilerine sağlıklı bir bilgi akımının sağlanamadığı müşahede edilmektedir.

- 24 Haziran 2018 seçiminden sonra komisyonda görüşülen tekliflerin neredeyse tümü torba yasa teklifi niteliğinde bulunmaktadır.”

Altın rezervi ve borç için

Torba maden yasasının içerdiği can alıcı diğer meseleyi geçen haftaki TBMM komisyon toplantısında Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz dile getirdi. Yavuzyılmaz, Türkiye’nin yurt dışı finansörlere büyük borcu olduğunu anımsatarak, tutanaklara geçen şu konuşmayı yaptı:

Altını borç için takas aracı olarak kullanacak

“Türkiye'nin yabancı finansörlere özellikle yurt dışında çok büyük borçları var, Ak Parti hükûmetinin yaptığı borçlar var, gelecek nesillere devrettiği borçlar. Şimdi, bunları ödemesi için dolar veya Euro'ya ihtiyacı var ama Merkez Bankası’nda dolar ve Euro basamadığı için, hazinede de doğru düzgün dolar ve Euro rezervi olmadığı için mecburen bir takas aracına ihtiyacı var.

Öyle bir şeyi olacak ki onu dolar veya Euro’ya çevirebilsin ama o takas aracını elde etmek için de TL ödeyebilsin.

İşte bu altın, o altın. Türkiye'de çıkarılan altını Merkez Bankası TL verip alıyor, o takas aracını dolar, Euro veya altın olarak da yabancı döviz cinsinden borçların ödenmesinde veya çeşitli faaliyetlerinde kullanıyor. Dolayısıyla altın söz konusu olduğunda, ilerleyen aşamada eğer bu kanun maddesi bu şekilde geçerse, Kurul ‘Üstün kamu yararı var, o nedenle de ben altınla ilgili yapılan başvuruları madencilik faaliyetine açıyorum’ diyebilecek.”

Zeytin köylüleri için bu kanun teklifi, sadece zeytinliklerinin kaybı anlamına gelmiyor. Gözyaşları ile anlatıyorlar: Onlar için zeytinlik, sadece zeytinlik değil, yaşadıkları nefes aldıkları yer, havaları, suları, toprakları, evleri demek. İşin bu kısmı ise ne lehlerine kişiye özel kanun yazılan şirketleri ilgilendiriyor, ne de iktidarı ilgilendiriyor. Niye ilgilendirsin? Korkut Boratav Hoca’nın tanımıyla “finans kapital”e sözler verilmiş bir kez.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Denizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede?

Müvekkil tarafından yapılan araştırmada Denizli teleferik istasyonunda bilet üreten sisteme ait kayıtların bilgisayar ortamında saklandığı ve kayıtların 2021-2023 mayıs ayına kadar olduğu; geçişlerden yaklaşık 30 milyon lira tahsil edildiği ancak şirketin yasal defter kayıtlarına 25 milyon lira eksik kaydedildiği tespit edildi

İklim adıyla sınai kirletmenin ticareti

Türkiye’nin dört bir yanında orman yangınlarının yoğun yaşandığı saatlerde yasalaşan İklim Kanunu'nun Paris Anlaşması’nın gereği olduğu belirtiliyor. Ancak incelediğinizde Karbon emisyonu olarak tanımlanan sanayi faaliyetlerinden kaynaklanan kirliliği azaltmak, o yoğunluğu düşürmeyi zorlamak yerine; bu kirlilikten rant çıkarılması, kirletmeyi bunun için kurulacak piyasada, alım satıma konu bir hak olarak belirleniyor

AKP iktidarı yolsuzluktan yine sınıfta kaldı

Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu, üst düzey bir heyet Türkiye’yi, tavsiyelerine tam olarak uymaya davet etti. Bu tavsiyeler; yolsuzluğu önleme ve milletvekilleri ile yargı ve savcılık teşkilatı arasında dürüstlüğü güçlendirme

"
"