06 Nisan 2025

Yakarsu: İnsanların farklı hislerine dokunmak güzel bir şey

“’Yangınlarda’ da dahil olmak üzere yazdığım çoğu şarkı soyut imgeler içerdiğinden dinleyeninin de anlatılandan net bir anlam çekememesi normal diye düşünüyorum. Hatta herkeste farklı duygular da oluşturabilir. İnsanların farklı hislerine dokunmak güzel bir şey bu yüzden anlaşılamama gibi bir kaygım yok”

Yakup Akarsu

Yakup Akarsu nam, Yakarsu, 2003 doğumlu genç bir sanatçı. Bir şeyler karalamaya lise yıllarında başlamış. 2019 yılından beri de kendi şarkılarını bağımsız olarak dinleyiciyle buluşturuyor. Şimdiye kadar yayınladığı parçalarda türler arasında gezinmekte elini korkak alıştırmayan Yakarsu, OnAir Music etiketiyle çıkan yeni çalışması “Yangınlarda”da da geleneği bozmamış. Çevresinde dönüp dolanan yalan dolanı alternatif-indie arasında gidip gelen bir sound ve soyut ifadelerle anlatan Yakarsu, kendi jenerasyonuna atfedilen sıfatlara inat, antenlerini etrafında olup bitene dört açmış bir şekilde yoluna devam ediyor. Bunları toparlayıp kendisine sorduk…

- Şarkılarını 2019 yılında yayınlamaya başlamışsın. İlk şarkından yeni şarkına kadar çok fazla türe dokunmuşsun. Senin gibi genç müzisyenlerin bu yönünün size avantaj sağlayacağını düşünüyorum. Nihayetinde bir sound’un olacak. Ama türler arasında gidip gelirken evde tek başına çalıp söylemek yerine bunları yayınlamak da ayrıca cesurca geliyor bana. Sadece kendi gözünle değil başkasının gözüyle kendi şarkılarına bakma imkânı sağlıyor. “Han-ı Yağma”yla yeni şarkın “Yangınlarda”yı asla bir tutmam misal. Bu konuda senin düşüncelerini de öğrenmek isterim.

Bir şeyler yazmaya lise yıllarımda başladığım için tür olarak o yıllarda yaşımdan ötürü çeşitli mziklerden etkilenip birbirinden farklı parçalar ortaya koymamı normal buluyorum. Aslında başlangıçta da yayından kaldırdığım şarkılarla beraber daha çok rap’e kayan bir tarzım varken şu an rap’ten de alakasız bir yerdeyim. O yüzden zamanla müziğimdeki sound’u oturtmaya yaklaştım diyebilirim ama hâlâ kafamda tarz olarak birbirinden ayrık şarkı fikirleri olduğu için ilerleyen zamanda bir anda dinlediklerinizden çok daha farklı bir Yakarsu da duyabilirsiniz. Sonuçta müzik de hayattan ilham alırken duygularımız gibi değişimlerinin ya da tek tük anomalilerinin olması da yadsınmamalı bence.

- Şarkı sözlerinde de aynı cesareti gördüğümü söyleyebilirim. Ortam bu kadar karışıkken ve senin jenerasyonunun potansiyeli ilk kez bu kadar ortaya çıkmışken hâlâ “içsel yolculuklar”, anlaşılmamayı “iyi söz” olarak nitelendiren şarkılara boğulmuş vaziyetteyiz. Ama sen sadece kendi hikâyeni değil, etrafında olup bitenleri de anlatıyorsun. “Sizi” yeni yeni keşfediyoruz kısaca. Neler söylemek istersin?  

Bazen çevremdeki kişilerce “farkındalığı düşük” olarak addedilsem de bir şeyler anlatabilmek için gözlem önemli. Ortaya konulan şey ister müzik olsun ister film, hikâye, roman ya da çay içerken arkadaşınıza anlattığınız komik bir hikâye olsun, bir şekilde gözlem yeteneğinizi bu ürünleri çıkarırken kullanıyorsunuz ve yaptığınız gözlem de aynı şekilde izlediğiniz bir filmin kısa bir sahnesinden ya da hayatın içinden birkaç dakikalık andan beslenebiliyor. Dolayısıyla yazdığım şarkılarda da elbette bir filmden, tablodan, yaşadıklarımdan ya da etrafımda yaşanılanlardan izler var ve olacaktır.

- Yeni şarkın “Yangınlarda” yayınlandı. Nasıl ortaya çıktı?

Az önce bir bakayım dedim, aslında 3 yıl önce yazdığım bir şarkıymış. Aklımdaki melodiyi, harmoniyi ve hikâyeyi oturttuktan sonra söylemek istediğim sözcükleri hikâyenin etrafında dolaşarak yazmaya başlamıştım. Başlayınca da şarkı devamını getirmiş oldu. Geçtiğimiz aylarda ufak birkaç revize ve tekrar kayıttan sonra da On Air Music ile yayımladık.

- Yine gözlerini etrafına çevirdiğin bir şarkı olmuş. Ama bu kez soyutlamayla, metaforlarla anlatıyorsun meramını. Dinleyiciyi biraz daha kendine çeken bir tarafı var bu yönüyle “Yangınlarda”nın. Bilinçli bir tercih miydi?

Evet, bilinçli bir tercihti. Önceki soruda bahsettiğim gibi anlatmak istediklerimi belirledikten sonra melodinin özellikle uzun zamandır sakince yanan bir yangını anlatmaya meyilli olduğunu hissettim ve bunu da diğer soyut imgelerle anlatıma paralel kullandım.

- Anlaşılamama gibi bir kaygın var mı?

“Yangınlarda” da dahil olmak üzere yazdığım çoğu şarkı soyut imgeler içerdiğinden dinleyeninin de anlatılandan net bir anlam çekememesi normal diye düşünüyorum. Hatta herkeste farklı duygular da oluşturabilir. İnsanların farklı hislerine dokunmak güzel bir şey bu yüzden öyle bir kaygım yok.

- Dinleyicilerden nasıl geri dönüşler alıyorsun? İletişiminiz nasıl?

Pek dinlenen bir isim sayılmam, bu sebeple özellikle beni ilk defa dinleyip beğenenlerden nesli tükenmekte olan türlerdenmişim gibi mesajlar alabiliyorum. Gelen mesajlar bu yüzden daha çok üretmeme yönelik cesaretlendirici dönütler ya da daha fazla dinlenmem için temenniler içerebiliyor. Bunun yanında yayınladıklarımın da beğenilmesi içimi hoş tutuyor.

- Bundan sonra neler var programında?

Not ettiğim ya da halihazırda kaydettiğim çok fazla şarkı var, bundan sonra bu parçalardan başlayarak yayınlayacağım parçaların prodüksiyon anlamında daha kaliteli olmasını istiyorum. Bu şarkılar da hatırı sayılır büyüklükte bir kitle oluşturduktan sonra tek tük sahne almam gerekiyor.

Burak Soyer kimdir?

1986 yılında Kütahya'da doğdu. 1992 yılında Çanakkale'ye yerleşti. 2004 yılında Marmara Üniversitesi Alman Dili Edebiyatı'nı kazandı. Aynı yıl okulu bıraktı. Bir süre garsonluk yaptı.

2005 yılında Radikal Gazetesi Kültür Sanat Servisi ve Kitap Eki'nde gazeteciliğe başladı. Aynı yıl Rolling Stone Türkiye'nin açılmasıyla birlikte Rolling Stone'a müzik yazıları yazdı. 2006-2008 yılları arasında Akşam Gazetesi Ekler Servisi'nde muhabir olarak görev yaptı. Daha sonra "memleketi" Çanakkale'ye dönüp Çanakkale Olay Gazetesi'nde çalıştı.

İnternethaber.com, Sözcü.com.tr, Toplumsal Haber gibi internet haber sitelerinde Siyaset, Gündem, Spor, Yurt Haberler, Kültür Sanat, Yaşam, Lifestyle servislerinde editör olarak çalıştı. Trend Medya'nın YouTube kanalı için kültür sanat ve spor programı hazırlayıp sundu. Son olarak İstanbul Karaköy MONO dergisinin editörlüğünü yapıyordu.

Şimdiye kadar Milliyet, Hürriyet, Hürriyet Kitap Sanat, BirGün, BirGün Pazar, BirGün Kitap, Taraf, Cumhuriyet Pazar, T24, Gazete Duvar, sendika.org, solhaber.org'a, siyaset, edebiyat, müzik, sinema, tiyatro yazıları yazdı. Halen T24 Haftalık, Bianet ve OT dergisine kültür sanat, K24, Edebiyathaber.net, Oggito, Ne Okuyorum?, Ajandakolik, Mahal Dergi, Romanoku internet sitelerine de edebiyat yazıları yazıyor.

2017 yılında ilk kitabı Zıvana Doğan Kitap etiketiyle yayımlandı. Zıvana'nın devamı olan Buji de 2019 yılında aynı yayınevinden çıktı. Son romanı Ring ise, geçtiğimiz Eylül ayında Karakarga Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Ayrıca bir de kısa film senaryosu bulunmaktadır.

2015 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sanat Tarihi bölümündeki eğitimine devam etmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

Son Kalanlar: “Sonunda Uyandım”, aslında her gün içimizde yaşadığımız bir varoluş mücadelesi, tanıdık bir hikâye

“Sonunda Uyandım”ın hikâyesi kendini ve değişimi kabul etmeyle ilgili. Bu yolda çektiğin acıların seni karanlıktan kurtaracağına dair bir umut. Aslında her gün içimizde yaşadığımız bir varoluş mücadelesi, tanıdık bir hikâye…”

“Çeper Kolektifi, sistemin ötekileştirdiklerini bir araya getiren, geçimsizliğinden kolektif bir direnç yaratan bir alan”

“Çeper Kolektifi, dışarıda bırakılanların, merkez tarafından susturulanların, norma itaat etmeyi değil kendi varoluşunun koşullarını üretmeyi seçenlerin alanı olarak var. Kenara itilmiş bizler; süreç boyunca birlikte hareket etmeyi, paylaşmayı ve bu yazıda olduğu gibi birlikte üretmeyi deneyimledik”

Gripin: Hızlandıkça unutuyor, unuttukça alışıyor, alıştıkça döngünün parçası oluyoruz

“İnanılmaz bir ivme ile hızlanıyoruz. Bazen sifondan gelen akıntıya benzetiyoruz durumu, hızlanan, hızlanan ve sonunda suyu da pislikleri de yok eden akıntıya. Hızlanıyoruz, hızlandırılıyoruz sanki bir şeylere yetiştiriliyormuş gibi. Hızlandıkça unutuyor, unuttukça alışıyor, alıştıkça döngünün parçası oluyoruz”

"
"