22 Haziran 2025

“Bizi” büyüten şarkılar

Hayko Cepkin’i anlamak için tam bir kaynak olan “Sizi Büyüten Şarkılar”, Cepkin’in stadyum konserlerindeki performanslarından, pandemi zamanındaki sadece ney ve klavye kullanarak çaldığı şarkılarına kadar özenle bir araya getirdiği parçalarından oluşuyor. 6 saatlik bir Hayko Cepkin performansı dinlemek gibi bir lüks hediye etmiş bizlere bu albümüyle. Son olarak, “Tanışma Bitti” albümüyle ilgili yaptığımız röportajın başlığı şöyleydi: “Polis, dışarıda beni sahnede gördüğü hâlimle görse içeri alır!” Şimdiyse kapıda kalanları sevabına konsere alıyordur muhtemelen. Eyvallah, Hayko Cepkin. Bizi “büyüttüğün” için…

burak soyer 22 haziran haftalık

2005 yılında gazeteciliğe başladığım Radikal Kitap Eki ve kültür sanat servisinde tıfıl bir stajyerken, Radikal Genç eki çıkmaya başlamıştı ve oraya da yazmam istenmişti. Gevende’nin birincilik ödülünü aldığı, o yılki 10. Roxy Müzik Günleri de “takip edeceğim” ilk haberdi ve Radikal Genç’te yayımlanacaktı. İş çıkışı ufak bir Taksim altyapısından sonra başka bir müzik yazarı arkadaşımla Roxy’ye geldik. Tıklım tıkış ortamda bir yer bulup altyapının hakkını hızla vermeye devam ederken diğer taraftan da etrafa göz gezdiriyordum. Çünkü 19 yaşındayken dinlediğim ne kadar yerli müzisyen varsa hepsi oradaydı. Şimdi nasıl bilmiyorum ama o zaman bar, mekânın ortasındaydı. Muhabbet orada dönüyordu ve elbette biranın gazetecilere beleş olduğu o gece hamallığın üzerine bir de şişe getir götür derdi olmasın diye Roxy’nin göbeğine çöktük. Kafamı sallasam burnum albümü yeni çıkmış bir grubun üyesine denk geliyordu. Benden rahat on yıl daha tecrübeli arkadaşımın beni tanıştırdığı müzisyenlerle ve gazetecilerle sohbete dalmışken ivedilikle tuvalete gitmem gerektiğini unutmuştum. Tekrar aklıma geldiğinde içeride kim varsa acilen çıkması için kapıyı yumrukluyordum. Kapı açıldı. İçeriden benden epey kısa boylu, garip sarı saçlı biri çıktı. “Altına mı yapacaktın?” diye sordu sertçe. Aynı sertlikle, “Bir saattir içeridesin. Çıkmasaydın yapacaktım,” diye cevap vermiştim. Tekrar içeri girdiğimde aynı adamın bizim ortamda takıldığını gördüm. “Alttan” gelen baskı nasıl bir şiddetteyse artık, o tuhaf tipine rağmen tuvalette az daha kapışma noktasına geldiğimiz kişinin Hayko Cepkin olduğunu fark etmemişim.

Eski yerime geri döndüğümde birbirimize kısa bir süre cins cins baktıktan sonra muhabbete daldık ve o arada ne olduysa, henüz jüri seçimini yapmadan ben bir şekilde birincinin Gevende olduğunu öğrendim. Hayko Cepkin’le bunun üzerine konuşurken Güven Erkin Erkal gelip sonucu kimden öğrendiğimi sordu. Ben de mevzuyu artistliğe vurup, “Gazeteciyim, herhalde öğrenirim,” gibi bir cevap vermiştim. Hayko Cepkin o sırada kendi evinde kaydettiği ilk albümü “Sakin Olmam Lazım”la Türkçe rock sahnesine yepyeni bir tür armağan etmişti. Sonra birkaç festivalde daha karşılaştık. Yine muhabbet koyu oldu. 2007’de çıkan “Tanışma Bitti”yle ilgili yapacağımız röportajda, plak şirketinde onun gelmesini beklerken albümü dinliyordum. O zaman anlamıştım Hayko Cepkin’in “Sakin Olmam Lazım” derken ne demek istediğini ve sonrasında “Tanışma Bitti”yle neyi kast ettiğini. İçeri girdi, sağlam bir el ense çekip sarıldık. Hayko Cepkin ortalığı yıkmaya geliyordu o albümüyle. Bir yol çizmişti kendine. Oradan devam edecekti ki nitekim öyle de oldu.

Başta battı tabii herkese. Bu topraklarda batmaması zaten beklenemezdi. Her şeyden önce Ermeni asıllıydı. Önce buradan vurmaya başladılar. Sonra harbi asiydi. Tavrı, görünüşü, dobralığıyla rahatsız ediyordu milleti. Ama ortaya çıkardığı işin kalitesiyle cevap veriyordu Hayko Cepkin. Kimi Marilyn Manson özentisi dedi, kimi Thom Yorke’a benzetti. “Maymuna benziyor,” diyen bile oldu. Ancak Hayko Cepkin durduğu yerden gram taviz vermedi. Üstüne koya koya devirdiği müzik kariyerinde en çok düet yapılan şarkıcılardan biri oldu. Birçok müzisyene beste verdi, şarkılarında klavye çaldı. Sahneyi kullanma vakti geldiğindeyse gerçek anlamda sahneyi yıktı. Senfonisi ayrı bir olay, stadyum konseri ayrı bir olay oldu. Laftan başka bir şey çıkaramayıp kendisine sarmaya kalkan bir ton insana alevler içinden gırtlağını patlatırcasına söylediği şarkılarıyla tokadı koydu. Şimdi de 72 şarkılık, 6 saatlik “Sizi Büyüten Şarkılar” albümünü çıkardı.

Hayko Cepkin’i anlamak için tam bir kaynak olan albümde, stadyum konserlerindeki canlı performanslarından, pandemi zamanındaki sadece ney ve klavye kullanarak çaldığı şarkılarına kadar özenle hazırlanmış bu albümde bir araya gelmiş. 6 saatlik bir Hayko Cepkin performansı dinlemek gibi bir lüks hediye etmiş bizlere. Son olarak “Tanışma Bitti” albümüyle ilgili yaptığımız röportajın başlığı şöyleydi: “Polis, dışarıda beni sahnede gördüğü hâlimle görse içeri alır!” Şimdiyse kapıda kalanları sevabına konsere alıyordur muhtemelen. Eyvallah, Hayko Cepkin. Bizi “büyüttüğün” için…

Burak Soyer kimdir?

1986 yılında Kütahya'da doğdu. 1992 yılında Çanakkale'ye yerleşti. 2004 yılında Marmara Üniversitesi Alman Dili Edebiyatı'nı kazandı. Aynı yıl okulu bıraktı. Bir süre garsonluk yaptı.

2005 yılında Radikal Gazetesi Kültür Sanat Servisi ve Kitap Eki'nde gazeteciliğe başladı. Aynı yıl Rolling Stone Türkiye'nin açılmasıyla birlikte Rolling Stone'a müzik yazıları yazdı. 2006-2008 yılları arasında Akşam Gazetesi Ekler Servisi'nde muhabir olarak görev yaptı. Daha sonra "memleketi" Çanakkale'ye dönüp Çanakkale Olay Gazetesi'nde çalıştı.

İnternethaber.com, Sözcü.com.tr, Toplumsal Haber gibi internet haber sitelerinde Siyaset, Gündem, Spor, Yurt Haberler, Kültür Sanat, Yaşam, Lifestyle servislerinde editör olarak çalıştı. Trend Medya'nın YouTube kanalı için kültür sanat ve spor programı hazırlayıp sundu. Son olarak İstanbul Karaköy MONO dergisinin editörlüğünü yapıyordu.

Şimdiye kadar Milliyet, Hürriyet, Hürriyet Kitap Sanat, BirGün, BirGün Pazar, BirGün Kitap, Taraf, Cumhuriyet Pazar, T24, Gazete Duvar, sendika.org, solhaber.org'a, siyaset, edebiyat, müzik, sinema, tiyatro yazıları yazdı. Halen T24 Haftalık, Bianet ve OT dergisine kültür sanat, K24, Edebiyathaber.net, Oggito, Ne Okuyorum?, Ajandakolik, Mahal Dergi, Romanoku internet sitelerine de edebiyat yazıları yazıyor.

2017 yılında ilk kitabı Zıvana Doğan Kitap etiketiyle yayımlandı. Zıvana'nın devamı olan Buji de 2019 yılında aynı yayınevinden çıktı. Son romanı Ring ise, geçtiğimiz Eylül ayında Karakarga Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Ayrıca bir de kısa film senaryosu bulunmaktadır.

2015 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sanat Tarihi bölümündeki eğitimine devam etmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

Ekin Anıl: Ya patronsuzlaştırdığımız alanlar yaratacağız ya da patronlarımızı kendimiz seçeceğiz

“Tamamen patronsuzluk anarşist bir hedef, bir ütopya, güzel bir hayal gibi görülebilir. Gerçekçi bakacak olursak bugünkü konjonktürde ya patronsuzlaştırdığımız alanlar yaratacağız ya da patronlarımızı kendimiz seçeceğiz. Asıl mesele patronun (patron olmayanlar tarafından bakıldığında) biçim değiştiren anlamını yeniden tanımlamak. Patron, bir sistem. Onu biz yarattık ve şimdi işler çığırından çıktı”

Son Kalanlar: “Sonunda Uyandım”, aslında her gün içimizde yaşadığımız bir varoluş mücadelesi, tanıdık bir hikâye

“Sonunda Uyandım”ın hikâyesi kendini ve değişimi kabul etmeyle ilgili. Bu yolda çektiğin acıların seni karanlıktan kurtaracağına dair bir umut. Aslında her gün içimizde yaşadığımız bir varoluş mücadelesi, tanıdık bir hikâye…”

“Çeper Kolektifi, sistemin ötekileştirdiklerini bir araya getiren, geçimsizliğinden kolektif bir direnç yaratan bir alan”

“Çeper Kolektifi, dışarıda bırakılanların, merkez tarafından susturulanların, norma itaat etmeyi değil kendi varoluşunun koşullarını üretmeyi seçenlerin alanı olarak var. Kenara itilmiş bizler; süreç boyunca birlikte hareket etmeyi, paylaşmayı ve bu yazıda olduğu gibi birlikte üretmeyi deneyimledik”

"
"