19 Ocak 2020

Hoşçakal Gezi!

Belli ki bir ailenin çocuğuna alınmış kırma cins bir yavruydu. Gelişip büyüdükçe irileşti, şiddet gördükçe de vahşileşti. Ve bir gün sokağa atıldı büyüdüğü yerden. Sonrasını okuyun benim elimden…

Gezi’nin kaderi bu topraklarda doğmuş olmaktı.

Tam da Gezi Direnişi zamanı sosyal medyada içler acısı halinin fotoğrafı yayımlanmıştı. İki kez barınağa düşmüş, cinsel istismara ve işkenceye maruz kalmış, kısırlaştırma adı altında vahşi bir cerrahi müdahale ile ağır yara izleriyle donanmış, kulağında bir değil iki plastik küpe asılı ve enfeksiyon kaplı, bir gözü yaralı, keneli ve pireli bitkin bir Saint Bernard kırması dişi idi.

Kayıtsız kalamazdım, hemen sahiplenip evimize aldım.

Aylarca bahçedeki bodur bitkilerin altında saklandı Gezi. Ev halkından bile kaçar haldeydi. Ortalarda kimse yokken suyunu içer, yemek verildiğinde ise şaşkınlıkla kabını izler ve sanki bir daha yiyemeyecekmişçesine yavaş yavaş beslenir daha sonra yeniden saklanacağı bölgesine giderdi.

Yanına pek insan yaklaştırmadığından ancak veteriner kontrolünde uyutularak traş, tedavi gibi bakım gereklilikleri gerçekleştirilebilirdi.

Zaman akıp geçti. Geldiğinde orta yaşlı olan Gezi şimdi çok yaşlı.

Yardım almadan ayağa kalkması pek mümkün olmuyor. Arka bacakların adeleleri zayıfladığından sık sık da devriliyor. Bazen yattığı yerde dışkılıyor ama temizlenirken sesini hiç çıkarmayıp üstelik utanıyor. Yaşlılık yaralarına dökülen pudraya sinirli. Günün çoğunu uyuyarak geçirse de hâlâ bekçilik konusunda istekli.

Ev halkından olan iki kediyle de barışık. Aslında ölümüne yakın bir zamanda, hayata daha yeni alışık.

Gezi’nin kaderi bu coğrafyada doğmaktı. Belli ki bir ailenin çocuğuna alınmış kırma cins bir yavruydu. Gelişip büyüdükçe irileşti, şiddet gördükçe de vahşileşti. Ve bir gün sokağa atıldı büyüdüğü yerden.

Sonrasını okudunuz zaten benim elimden.

Gezi de diğerleri gibi ölecek. Kainatın kurallarına karşı gelen insanoğlu gibi ardından miras kavgası gelişmeyecek. Bitiremediği maması mahallenin sokakta yaşayan dostlarına, tasması ve kabı bir sonraki mağdura…

Arkasından ne rahmet okunacak ne de lanet. Hayvan mezarlığı olmadığından belediyeye haber verilip kim bilir nereye atılıp çürüyüp gidecek. Ve sonunda, ömrünün yarısını güvende ve sevgiyle geçirdiği evde bir de çerçeveli resmi sergilenecek. Daha önce kaybettiğimiz Zoro, Tane, Fıstık ve diğerleri gibi.

Hoşçakal Gezi, hoşçakal! Sen gittiğinde, merak etme, Gezi Ruhu hâlâ ayakta ve daha nicesine yaşam salı olacak bu topraklar!..

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bıçak sırtı

Eli bıçaklı genç, "Ben burada doğdum" diyerek siyah kepini başından çıkarıp yere attıktan sonra, "Bak, Alman polisine göre ben Schwarzkopf ('Karakafa'yım) bu yüzden bıçak taşıyorum" diyor

Çakma Şanel

Uğurkan Erez'in tabiriyle, giymeyin Kardeşim! Kumaşa göre model olur, modele göre kumaş olmaz derler ya, sağdan soldan bulduğunuz o polyester karışımı taklit dokulardan vazgeçin!..

Gladyatör

Tüm ömrünü arşiv ve sanata vakfetmiş Sanat Güneşi’nin mirası bağışlanmıştı TEV ve Mehmetçik vakıflarına… Bir de baktık ki iki yıllık mahkeme sonucu elde avuçta kalan Fatih Ürek ve Kuşum Aydın üzerinde Star TV ekranlarında!..