19 Şubat 2020

Çakma Şanel

Uğurkan Erez'in tabiriyle, giymeyin Kardeşim! Kumaşa göre model olur, modele göre kumaş olmaz derler ya, sağdan soldan bulduğunuz o polyester karışımı taklit dokulardan vazgeçin!..

Gün geçmiyor ki önüme 'çakma Şanel' tayyör ceketli bir siyasi kadın görseli düşmesin!..

Gabriel Chanel bunları görse mezarında ters dönerdi! Hoş bugün T.C.'de açılmış hakiki Chanel satan butiklerden alışveriş eden zümrenin üzerinde taklit gibi duruyor olsa da çanta, ayakkabı, yakada kamelya, zincir ve inci ile durumu kurtaranlar da yok değil.

Bu arada meşhur sosyetik simsar bankacının karısının tüm Şanel'leri de çakma, bilginize!..

Gelelim hikâyesine… 

Malûm, Fransız kadını minyon ve ufak tefek, üstelik de incecik. ArtDeco dönemin sonunda 20'nci yüzyıl modasını şekillendiren büyük terziler yeni arayışlar içine girmişlerdi. Çünkü kadınlar artık iş dünyasında zirvedeydi ve hareketli bir yaşamları vardı. Otomobillere biniyor caddelerde özgürce dolaşabiliyorlardı.

Bunun farkında olan Gabriel, Fransa'nın manastırlarında rahibelerin (pala kilim tekniği ile) dokuduğu, el tezgahlarından çıkan kupon kumaşlara ilgi duydu. Malhia Firması ile birlikte kendisi için üretime geçti. Çünkü bu kumaşlar kaba ve kalındı, kenarlarını püskül bırakarak pahalı ajürler yerine çok daha kolay bordürler üretebiliyordu.

Üstüne üstlük bu dik kumaşlarla Fransız kadınını çok daha net ve geometrik olarak heybetli gösterebiliyordu.

Önceleri dikiş zorluklukları nedeni ile astar ve yüzey kumaşının birleştiği yerlere metal zincirler dikti. Böylece ağırlıklar hem ceketin boyunu hem de önünü düzgün tutuyor, ayrıca sağa sola kaçmıyor ve uçmuyordu.

Metal ve kendi logosunu taşıyan bijuteri düğmeler ise tasarımların mühürüydü. Genelde biye, ilik ya da aplike çoklu cepler ise erkeklere nazire ediyordu. İnci işlemeler ve yakada bir de beyaz kamelya ise kadınlar arası gizli iletişimin adeta şifresiydi.

Aynen Recaizade'nin tefrikası durdurulan 'Beyaz Yemeni' hikayesi gibi… Tabii Fransız kültüründe sansür olamazdı.

'No. 5 Coco' parfümünün de gelişi ile artık Chanel bir dünya devi olma konusunda yeniden doğmaya başlamıştı. Butik ve lüks hazır giyime geçtiğinde ise astarlardaki zincirler incilerle karışarak boyunlara ya da durmadan yıpranıp kopmaktan yorulmuş çanta saplarının yerini alarak omuzlara taht kurmuştu. O devirlerde Beyoğlu'ndaki Şanel Mağazası bile şaşkındı.

Uğurkan Erez'in tabiri ile "Giymeyin Kardeşim!.."

Kumaşa göre model olur, modele göre kumaş olmaz derler ya, sağdan soldan bulduğunuz o polyester karışımı taklit dokulardan da vazgeçin, çünkü orijinallerinin enleri dar olduğundan size hakiki Chanel çıkmaz.

Çıksa çıksa çakma Şanel çıkar. Asgari ücret hesaplandığında ise değil çakması ancak paspasıdır üzerinizdeki, aşikar!.. 

Yazarın Diğer Yazıları

Bıçak sırtı

Eli bıçaklı genç, "Ben burada doğdum" diyerek siyah kepini başından çıkarıp yere attıktan sonra, "Bak, Alman polisine göre ben Schwarzkopf ('Karakafa'yım) bu yüzden bıçak taşıyorum" diyor

Gladyatör

Tüm ömrünü arşiv ve sanata vakfetmiş Sanat Güneşi’nin mirası bağışlanmıştı TEV ve Mehmetçik vakıflarına… Bir de baktık ki iki yıllık mahkeme sonucu elde avuçta kalan Fatih Ürek ve Kuşum Aydın üzerinde Star TV ekranlarında!..

Oh, ne âlâ Mualla!

Mualla’nın yerini alanlar bugün hala TV ekranlarında satış ve pazarlama işlerinde tam gazlar… Sermayeleri ise sarayların sofralarında göbek atanlar!..