20 Mayıs 2021

Total sosyal olgu

Siyaset alanının işleme biçimi olarak ortaya konulan ilişkiler; tutkuların, çıkar ilişkilerinin, hareket tarzlarının, inanç biçimlerinin ne şekilde işlerlik kazandığını vermeye başlar. Böylece, mikro-alanda ihanet ve dostluk ilişkilerinin ortaya koyduğu olayların gerçeğe bürünmesini görünür kılmaz mı?

20. yüzyılın başında Fransız sosyolog Emile Durkheim'ın yeğeni olan ve belki de bize bırakmış olduğu araştırma yönteminin mirası bugüne daha güncel bir şekilde gelen Marcel Mauss'un, 1925 yılına ait bir metninde "armağan ekonomisini" açıklamak üzere ele aldığı "total sosyal olgu" kavramı bugünkü duruma ışık tutabilir. Bu kavram, günümüze baktığımızda, kendi içinde süreksizlik taşıyan bir dizi "siyaset yapma biçiminin" uzun dönem tarihi olarak bir projeksiyonudur. Bir sosyal bilim disiplini olarak siyaset alanı kendi içinde görünmez olan birçok toplumsal öğeyi içinde barındırmaktadır: antropoloji, sosyal ilişkiler, etnoloji, biyo-sosyoloji, dini inanca dayanan ilişkiler, ekonomik çıkarlar, hakimiyet ilişkileri, yöneten ve yönetilen arasındaki hiyerarşi, hiyerarşinin siyasetin egemen olduğu iç alanında işlerlik kazanması, taleplerin iktidar alanında yer alması, çıkar ve akrabalık veya hemşerilik ilişkileri vb.

Bu yönteme göre, yerel bir olayın veya bir kurumun tikel hâli toplumun tümünü yansıtmaktadır. Mauss'un analizi mikro bir alandan tüme doğru yayılan toplumsal karaktere doğru uzanmaktadır. Bir olay veya bir belge üzerinden yola çıkılarak toplumun tümünü aydınlatmak mümkün olacaktır. Olacak mıdır? Bütün toplumun olmasa bile belki de bir kurumun ne olduğuna dair bir görüntüyü bize verecek midir? En azından tarihinin belli bir zamanına ait olarak bir bakışı aydınlatması mümkün gözükmektedir.

Bundan 50 yıl sonra ortaya çıkan bir kavram olarak "mikro-tarih" İtalya'dan bir ses getirdi. Carlo Ginzburg'un tarihi çalışmaları; yerel bir monografi olmasa da, belirli bir yerin belirli bir kronolojisinde tarihin üzerine eğildiğinde, dinamik olan ve sabitlenmeyen zaman ve mekânda sosyal doku ortaya koymaya başladı: Alanın aktörleri orada yapısal bir görünüme sahip oldu.

Son günlerde gündeme gelen ve siyaset alanında yaşananlar, milyonlarca insanın izlemekte olduğu "kurgu veya belge olarak YouTube verileri" siyaset alanının nasıl işlediğine dair yapısal bir bilgi mi vermektedir bizlere? Her belge kendi anlamında gazetecilik veya tarihçilik gibi sosyolojik alanı da ilgilendirmektedir. Bakış farkları vardır elbette. Gazeteciyle tarihçinin bakışı ve sosyal bilimcinin bakışı ayrımlar ortaya koymaktadır, ama kesişmektedirler. Biri daha hızlı ve güncel olarak bakarken, diğerleri belge üzerinden zamana ve mekâna ve sosyal olgulara bakmaktadır. Nasıl işlemektedir? Nedir anları ve yönetme biçimi? Bu sorular gibi sorular birbirini takip ederek analiz siyaset alanına doğru eğilmektedir.

Olmakta olanlara total sosyal olgu olarak bakarsak şu ileri sürülebilir: Kurum olarak işleyen tarihi bir siyaset alanının kendisinde saklı görünen ve görünmeyen tarafları arasında bir aksamanın olduğu fark edilebilir. Burada yarılma ve karanlıkta kalanın görünür hâle geldiğini anlarız. Bu anlamda saklı olanın görünür olup, aydınlığa çıkmasıyla beraber toplumsalın merak unsuru haline gelmeye başlayacak olan ve sosyalleşmeye açılan çeşitli "magazin haberleri" değerinde veriler ortaya çıkar. Magazin haber niteliğindeki bir görünürlüğün birdenbire ışık hızında siyaseti aydınlatmaya başlamasıyla, bu haberler insanların gözlerini kamaştıracak olan bir meraka dönüşmeye başlayabilir. Nasıl işlemektedir bir toplumun kurumsal olarak var olan siyaset alanı?

Sosyolojik olarak siyasetin işleme biçimi rayından çıkmış bir durum ortaya konulmaya başladığında- ister gerçek ister kurgu olsun- bir gerçeklik etkisi yaratmaktan başka bir şey ortaya koyamamaya başlayacaktır. Total sosyal olgu haline geldiğinde ise, bu veriler yerel bir söylemin bütün sosyal alanın işleyiş biçiminin işaretlerini göstermeye kalkar. O zaman toplumsallaşır. Yaygın bir kanaatin temsili göstergesi haline gelir. Bu veriler, ilişkileri görünür hâle sokarsa eğer, iplik söküğü gibi yayılmaya başlayınca alanın aktörlerini etkilemeye başlayacaktır. İlginç olan ise bir kurumsal alanın tarihi şekilde işleme biçimi hakkında sorular soruları beraberinde getirmesidir.

Siyaset alanının işleme biçimi olarak ortaya konulan ilişkiler; tutkuların, çıkar ilişkilerinin, hareket tarzlarının, inanç biçimlerinin ne şekilde işlerlik kazandığını vermeye başlar. Böylece, mikro-alanda ihanet ve dostluk ilişkilerinin ortaya koyduğu olayların gerçeğe bürünmesini görünür kılmaz mı? Açık ve kamuya yönelik bir çalışma biçiminin arkasındaki ilişkiler gündeme getirildiğinde söz konusu ilişkilere inanma ne ölçüde toplumsala yansır? Bu zamanımızın kültürünü, toplumsal ilişkilerini ortaya koymaya, bir toplumun fotoğrafını çıkarmaya başlar. İnançları, yaşama olan bağları, yönetme ve yönetilme biçimleri kendilerini başka formlarda ortaya koymaya başladığında kurum ve işleme biçimi yara almaya başlamaz mı? Siyaset söylemi; yüzeyde açık, gösteren ve gösterilenleri olan bir dil olmaktan çıkarsa, o durumda siyasetin yapısının da ilişkiler ağında göründüğü gibi işlemediği söylenebilir. Bu kanaate mi varmak lazımdır? Ve bu, toplumsal alanın karakterini de göstermez mi? Belki de Mauss'un neredeyse bir yüz yıl evvel ortaya attığı bir yöntem bugün hâlâ güncelliğini korumaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları

Dostluk üzerine

Siyasi partilerin seçim sonuçlarında aldıkları seçmen oyları, mümkün olabildiği kadar, oyların eşit dağılımı üzerine kuruludur. O halde, neden hâlâ bazı düşmanlık sözleri toplumun içinde yer bulabilmekte ve hak arama imkanları kısıtlanabilmektedir?

Seçimlerde toplumsalın vektörleri

İstanbul odaklı söylemlerin içinden geçen ve Türkiye bütününde siyasilerin ve devlet aygıtlarının medya ve kamusal alandaki aktörlerin sahada boy gösterdiklerini izledi

Bir saha araştırması nedir?

Anket yapan sosyologların çok iyi bildikleri bir şey vardır. O da gazetecilerin bugün sıklıkla yaptıkları gibi gerçek veya kurgusal kişilikler üzerinden, vakalardan yola çıkarak haberi ifade etmelerinin sosyoloji olmadığıdır