Iris Apfel

"Herkes gibi giyinmek zorunda değilsen,

herkes gibi düşünmek zorunda da değilsin."

İris Apfel

Bazı kişilikler vardır, ölebileceklerini hiç düşünmezsiniz. Mesela kendimi bildim bileli var olan Kraliçe II. Elisabeth’in bir gün artık “olmayacağını” hiç düşünmemiştim.

1976 yılında gittiğim ve profesyonel moda tasarımcılığı kariyerimi yaptığım Paris’teki yaşamım boyunca, iki moda gurusunun her zaman var olacağını kanıksamıştım; Karl Lagerfeld ve İris Apfel.

İris Apfel’le ilk kez 1977 yılında asistan olarak çalışmaya başladığım Pierre Cardin’in defilesinde tanışmıştım. Bir kilometre uzakta olsanız bile fark edebileceğiniz bu ilginç kadını, yıllar boyunca izledim. Kariyerim süresinde, sunduğumuz her defile öncesi basın danışmanımıza “İris geldi mi?” diye sorardım.

1921 yılında Queen’s’de, Yahudi bir babanın ve Rus bir annenin kızı olarak dünyaya gelen İris, New York Üniversitesi’nde sanat tarihi okuduktan sonra iç mimari alanında çalışmaya başladı.

Kısa sürede, New York camiasının önemli figürlerinden biri haline gelen İris Arfel, Harry Truman ve Bill Clinton’un ABD Başkanlıkları dönemlerinde, Beyaz Saray’ın tadilat çalışmalarına katılarak tarzını yansıttı.

Eksantrik giysileri, oversize gözlük modelleri ve hacimli takıları ile kendine özgü bir tarz yaratmış olan Apfel, kurgusal karakter Mickey Mouse’a olan hayranlığı ile de tanınıyordu.

Arşivist ve antropolog olarak da tanımlanan moda ikonu, 2.9 milyon takipçisi ile Instagram’ın önemli bir fenomen olarak ilgi gördü.

102 yaşında aramızdan ayrılan bu ilginç figür, kendisinin “Geriatri Yıldızı” olarak tanımlıyordu. Yaşama sevincini hayat felsefesi olarak kodlayan, yaş ve sayıları saf dışı bırakan bu eksantrik ikona “bye bye” diyoruz.