Gündem

Öldürene kadar dövdü, iki gün hastaneye götürmedi, ödül gibi ceza aldı

Kadın cinayetine “yaralama” şefkati

04 Şubat 2019 00:53

Yargıtay, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet konusunda caydırıcı önlemlerin nasıl alınabileceğinin tartışıldığı bir dönemde, asıl sorunun uygulamadan kaynaklandığını gösteren bir karara imza attı. Milli Eğitim Bakanlığı çalışanı kadını öldüresiye döven, iki gün boyunca yanında kalıp hastaneye götürmeyen sanığa verilen indirimli 25 yıllık ceza, eyleminin “kasten yaralama” kapsamında kaldığı gerekçesiyle bozuldu. Yargıtay, sanığa en fazla 12 yıldan 16 yıla kadar hapis cezası gerektiren bu suçtan ceza verilmesi gerektiğine hükmetti. Sanığın, bakanlığın çok eleştirilen Fatih Projesi ile ilgili kritik rolünün bulunması, karara yönelik eleştirileri boyutlandırdı.

Bakanlık çalışanı Ayşe Atasayar, aralarında duygusal ilişki bulunan ve özellikle Fatih Projesi sırasında kritik görevlerde bulunan bakanlık çalışanı Murat Akar’la ilişki yaşamaya başladı. İddianameye göre, Atasayar, mal paylaşımı konusunda eski eşiyle mesajlaştı. Akar, bunu görünce Atasayar’a tepki gösterdi. Yaşanan tartışmadan sonra iki isim Akar’ın rezidansına gitti. Bir süre sonra Atasayar burada ölü bulundu.

Öldürene kadar dövdü

Otopsi raporunda, “maktulenin ölümünün künt kafa travmasına bağlı beyin zarı kanaması (subdurel kanama), beyin kontüzyonu ve buna bağlı gelişen beyin ödemi sonucu meydana gelmiş olduğu” belirtildi. Otopsi raporunda ayrıca dış muayeneye ilişkin bölümde, maktulenin vücudunda çok sayıda ekimotik alanlar saptandığı, iç muayenede de sol 3-4-5-6 kotların ön aksiller hattan, sağ 3-4-5-6. kodların ön aksiller hattan ekimozlu kırık oldukları ve iç muayeneye konu organlarda pek çok ekimotik alan tespit edildiği kaydedildi.

Bunun üzerin tutuklanan Akar hakkında dava açıldı. İddianamede, Atasayar’ın kanında alkol olmadığı, buna karşılık Akar’ın “Düşerek sağını solunu çarptı, kafasını klozete vurdu, istemediği için doktora götürmedim” savunmasını yaptığı kaydedildi. Suçlu bulunan Akar’ın kasten öldürme suçundan yargılanması talep edildi. Ancak nitelikli öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmasına gerek görülmedi.

Hastaneye götürmemiş

Akar’ın, dövdüğü Atasayar’la iki günü rezidansta geçirdiği ve kadını hastaneye götürmediği de anlaşıldı. Akar, bunu kadının hastaneyi gitmeyi istememesine bağladı. Ancak Atasayar yaşamını kaybetti.

Ödül gibi ceza

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Şubat 2016 tarihli kararında Akar’ı önce müebbet hapisle cezalandırdı. Sonra cezada indirim yaparak kararı 25 yıl hapis olarak açıkladı. Karara muhalif kalan üye, “Maktulenin, sanığın öldürme kastıyla gerçekleştirdiği kabul edilen eylemi neticesinde öldüğü kabul edilmiştir. Sanık eylemden sonra yaklaşık 2 gün süreyle maktule ile aynı evde yaşamış, bu süre zarfında sürekli kusan ve gittikçe durumu kötüye giden bir tablo sergileyen maktuleyi hastaneye götürmemiştir. Sanığın kasten öldürme suçunu oluşturan fiili gerçekleştirmesinden sonraki aşamada herhangi bir pişmanlık göstermemesi, yargılama aşamasında savunma hakkı çerçevesinde görülen suçlamayı kabul etmemek ayrık tutularak, gerçekleştirdiği kabul edilen eylemlerine dair herhangi bir pişmanlık sergilemeyen sanık hakkında TCK’nın 62 maddesinin uygulanması şartlarının oluşmadığını düşündüğüm için sayın çoğunluğun sanık hakkında TCK’nın 62 maddesinin uygulanması yönündeki kararına katılmıyorum” gerekçesiyle karara muhalif kaldı.

Kasten yaralama saydı

Bu aşamada Akar’ın Fatih Projesi ile ilgili yolsuzluk iddialarında adının geçtiği öne sürüldü. Dava, TBMM gündemine de getirildi.

Davanın temyiz incelemesini tamamlayan Yargıtay 1. Ceza Dairesi ise zaten indirimli ceza alan Akar için şaşırtan bir karara imza attı. Yargıtay, eylemin “Kasten yaralama” olduğunu belirtti ve ölümün bunun sonucu gerçekleştiğini, cinayetten değil 12 yıldan 16 yıla kadar hapis cezası gerektiren bu suçtan ceza verilmesi gerektiğini hüküm altına aldı.

Otopsi raporuna yansıyan ağır şiddet, dayaktan sonra kadının hastaneye bilinçli olarak götürülmemesi gibi kanıtlar konusunda ise kararda herhangi bir yorum yapılmadı.

Bozma kararı uyarınca dava yeniden görülecek. İlk duruşma 6 Şubat’ta Ankara 12.Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak. Mahkeme, Yargıtay kararına uyar, ilk kararında direnmezse Akar, kısa sürede cezasını tamamlayacak. Akar’ın yargılama sırasında tahliye olması da gündeme gelecek.