Gündem

Absürt FETÖ davasında, "Yaşar ne yaşar ne yaşamaz" hikâyesi: Emekli solcu mühendisin trajikomik adalet mücadelesi

17 Eylül 2021 00:30

Gökçer TAHİNCİOĞLU

Ankara'da uzun yıllar kamuda görev yaptıktan sonra emekliye ayrılan, yaşamı boyunca sol görüşü savunan ve 12 Eylül öncesi bu nedenle cezaevinde yatan, 12 Eylül sonrasında da sendika ve derneklerde görev alan emekli mühendis Yakup Akyol, Aziz Nesin'in "Yaşar ne yaşar ne yaşamaz" eserindekine benzer bir mücadeleyi, FETÖ'den ceza almamak için veriyor. ByLock kayıtları incelemesinde, doğum tarihi ve yılını şifre olarak kullanan, ismini "Yakub" olarak belirleyen ve diğer ByLock kullanıcılarının da "mühendis" olarak kaydettiği profili araştıran polis, "olsa olsa budur" diyerek Yakup Akyol'u gözaltına aldı. Akyol, durumu o kadar ciddiye almadı ki emniyet, savcılık aşamalarında ve hakkında dava açıldığında avukat bile tutmadı. Mahkeme, son aşamada Akyol'dan kendisine avukat bulması gerektiğini söyleyince, Bilgi Teknolojileri Kurumu'ndan gelen "telefonunda ByLock yoktur" raporuna rağmen ceza alacağını anlayan Akyol, avukatla anlaştı. Avukat, söz konusu profilin, evlenmek için yazışan 30'lu yaşlardaki biri olduğunu da kanıtladı ancak mahkeme, iki yetişkin çocuğu bulunan ve evli olan Akyol'a 6 yıl 3 ay ceza verdi. İstinaf mahkemesi de bu cezayı onadı. Yargıtay da cezayı onarsa Akyol, cezaevine girecek.

12 Eylül öncesinde, sol görüşlü olması ve çeşitli eylemlere katılması nedeniyle yaklaşık 20 kez gözaltına alınan, Ulucanlar Cezaevi'nde 62 gün tutuklu kalan, darbe sonrasında 1983'te DSİ'de mühendis olarak işe başlayan ve çok sayıda sivil toplum örgütü ve sendikada mücadelesini sürdüren Akyol'un yaşamı 13 Mart 2019'da kapısının sabah 06.30'da çalınmasıyla değişti.

Emekli olan ve çocuklarını yetiştirdikten sonra eşiyle sakin bir hayat süren Akyol, polis tarafından ByLock kullanıcısı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Akyol, bir yanlışlık olduğunu söyleyerek evden çıktı ve kelepçeli biçimde emniyete getirildi. Ancak ByLock suçlamasına rağmen Akyol'un telefonlarına el konulmadı. Hatta telefonunu almak isteyen Akyol'dan evde bırakması istenildi. Üç gün gözaltında kalan Akyol, savcılık sorgusunda, "böyle bir davanın içinde bulunmaktan hicap duyarım" diyerek, neyle suçlandığını bile bilmediğini söyledi. Mahkemeye sevk edilen Akyol, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 

8 ay imza 

Akyol, karakolda imza vermek şartıyla serbest bırakılmıştı ama rahattı. Bilgisayarına, telefonuna el konulmamış, evde arama yapılmamıştı. Savcılığın da durumu anladığını düşünüyordu. 8 ay boyunca imza vermeye devam etti. En sonunda dosyanın kapanıp kapanmadığını öğrenmek için adliyeye gidince, hakkında örgüt üyeliği suçundan dava açıldığını öğrendi. Buna rağmen davayı da ciddiye almayan ve yanlışlığın anlaşılacağını düşünen Akyol, avukatla anlaşma gereği duymadı.

Evlenme grubu üyesi

Akyol, dosyayı aldığında, iki ayrı ByLock hesabının sahibi olmakla suçlandığını gördü. Dosyaya göre bu hesaplardan yapılan yazışmalar, evlilik grubu hakkındaydı ve profilin sahibi 30'lu yaşlarında, evlenmek isteyen, bu nedenle gruba yazan biriydi.

BTK'dan da mahkemeye, "Akyol'un telefonlarındra ByLock programı, izi tespit edilmemiştir" yazısı gelince yine rahatladı. Ancak duruşmalar biterken, mahkeme, "size avukat tayin edeceğiz" bilgisini verince endişelendi. Gelen avukat, çeşitli itirazlarda bulundu. Akyol, beraat edeceğini beklerken, örgüt üyeliğinden 6 yıl 3 ay ceza aldı. 

"Olsa olsa senindir"

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararında, ByLock profilinin kullanıcı adının son rakamlarının Yakup Akyol'un doğum gün ve yılıyla aynı ve profil isminin Yakub olduğunu, bu hesabı ekleyen ByLock kullanıcılarının "Mühendis Yakup" diye kayıt ettiklerini belirtti. Akyol'un da mühendis olduğunu belirten mahkeme, "kullanıcı adının sanığın doğum tarihi ile tam olarak örtüşmesi, bu ID'nin adı bölümünde Yakub isminin yazması, bu ID'yi ekleyenlerin ID'yi kaydetmekte kullandıkları ibarelerin sanığın adıyla ve mesleğiyle örtüşmesi hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde; ByLock hesabını kullanan kişinin sanık olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır" sonucuna vardı.

Aynı şifreli diğer hesaba ceza yok

Mahkeme, bu hesapla şifresi aynı olan ve aynı kullanıcı tarafından yönetildiği değerlendirilen diğer hesabın ise Yakup Akyol ile bu derecede örtüşmediği kanısına vardı ve ikinci ByLock hesabı nedeniyle ceza vermedi. 

"Ya sizin doğum tarihinizi kullansalar"

Akyol, bunun üzerine bir avukatla daha anlaştı. Avukat, BTK'den gelen bilirkişi incelemesi ile yetinmeyerek uzman kişilerden de rapor aldı. Avukat, istinaf mahkemesine başvururken, heyete, şu soruları yöneltti:

  • 63 yaşındaki müvekkilim evlidir ve yetişkin iki çocuğu vardır. Söz konusu hesaptan sadece evlenme üzerine yazışmalar yapılmıştır. Mahkeme ve savcılık kararlarında ısrarla bu durum üzerinde durmamıştır. Bunun nedeni nedir?
  • BTK'den gelen rapor ve uzman raporları neden dikkate alınmamıştır?
  • ByLock hesaplarını kod isimle açan kişiler, örneğin hakimin doğum tarihini bulup kullansalar ve sisteme kendilerini böyle kayıt etseler, bu durumda hakim de ceza alacak mıdır?
  • Yargı, neden ByLock kayıtları resmi nüfus kayıtları ile örtüşüyor gibi hareket etmektedir?
  • İkinci hesap için beraat veren mahkeme, hesapların bazı kayıtlara bakılarak oluşturulmuş olabileceğini kabul etmesine rağmen neden ilk hesabı böyle değerlendirmemiştir?

Dilekçede, bu sorulara da tek tek yanıt verildi. Akyol'un doğum tarihinin kurumdaki bir örgüt mensubu tarafından edinilerek kullanılmış olabileceğini ancak bu hesapların Akyol tarafından kullanıldığına dair tek bir kanıt olmadığını vurguladı. Ancak istinaf mahkemesi, tek cümlelik kararla, başvuruyu esastan reddetti.

Son söz Yargıtay'ın

Akyol, son olarak Yargıtay'a başvurdu ve temyiz dilekçesini daha da ayrıntılı hazırladı. Yargıtay da cezayı onarsa, Akyol, kendisiyle hiçbir ilgisi bulunmayan hesaptan dolayı, FETÖ mensubu olduğu gerekçesiyle cezaevine girecek.