03 Haziran 2020

Koronavirüs futbol kulüplerini nasıl etkiledi, Kulüpler Birliği üstüne düşeni yaptı mı?

Kulüpler Birliği Vakfı nerede bu süreçte? Ne iş yapar? Gören var mı?

Covid-19 kulüplerin, dolayısıyla Süper Lig’in ekonomik ve yönetsel sorunlarını daha da derinleştirdi, finansal dengesini bozdu.  

Çoğu kulüp parasal olarak zorlanıyor.  

Gelirlerin neredeyse yüzde doksanı kesildi.  

Oynadıkları maçların yayın paraları olan 588 milyon TL’yi, yayıncı kuruluştan daha henüz tahsil edemediler. 

Yayıncı kuruluş bu parayı kulüplere ödemek için, Liglerin 12 Haziran’da başlamasına ilişkin kulüplerin taahhütte bulunmalarını istiyor.  

Yayıncıdan para alamayan kulüpler, oyuncularına para ödeyemiyorlar.  

Faaliyet giderlerini karşılayabilecek gelir yaratamıyorlar.  

Pandeminin Süper Lig’e ekonomik anlamda maliyeti 1.5 milyar TL’ye ulaşmış vaziyette. Yani, yaklaşık 4.5 milyar TL yıllık gelirin, en iyimser tahminle yüzde 30’unu kulüpler kaybetmiş durumdalar.  

Kulüplerin derdi sadece parasal sorun mu? 

Oyuncularıyla ücret ve maaşlara ilişkin hukuksal problemler de yaşamaya başladılar. Oyuncular ile kulüpler arasında sözleşme sorunları baş gösterdi. 

Diğer taraftan, Süper Lig 12 Haziran 2020’de kaldığı yerden seyircisiz devam edecek.  

Her ne kadar, Federasyon'un ve Kulüpler Birliği'nin endişeleri yoksa da kulüplerin ve oyuncuların sağlık kaygıları var. Oyunculardan ya da teknik heyetten birisine virüs bulaşırsa kulüp ne yapacak? 

Bu toz duman bulutu içinde her kulüp kendi başına bir çıkış yolu arıyor. 

Süper Lig'in, yani oyunun esas sahibi Kulüpler Birliği ortalıkta görünmeyince, kulüpler Federasyon'un ve yayıncı kuruluşun merhametine kalmış durumdalar. 

Oysa Kulüpler Birliği, kulüplerin yakıcı sorunlarla karşı karşıya kaldığı aşağıdaki sıkıntılı durumlarda da, ''olması gereken yer ve zamanlarda'' kulüplerin yanında yer alamamıştı.  

Ama buna karşın yine de, bu pandemi sürecinde kulüplerin yanında yer alabilir, onlara destek olabilir, sorunlarına çare olabilecek çözümlerin peşinden koşabilirdi.  

Ama olmadı...

Bu konularda kısaca yakın geçmişimizi bir anımsamakta yarar var.

2019’da yayıncı kuruluş, kurların yukarı gitmesi nedeniyle 500 milyon dolar olan yayın bedelini ödeyemeyeceğini, bu tutarın 410 milyon dolara indirilmesini talep etmiş, kulüpler de bu tutarı kabul etmek zorunda kalmışlardı.

Yayıncı kuruluş ayrıca yükselen kurlar nedeniyle dolar/TL kurunun da 5.80 TL’den sabitlenmesini karar altına aldırmıştı. [1]

Bugün kur 6.83 TL’ye ulaşmış durumda…

Bu "zoraki kabul"un; yani vazgeçilen 90 milyon doların ve kur artışından kaynaklanan toplam zararın bugün kulüplere maliyeti 1.1 milyar TL’ye ulaşıyor.

Sonuçta, yayın hakları gelirinin yeniden revize edilmesinde, ölümü gösterip kulüpleri sıtmaya razı ettiler…

Diğer taraftan bir de İddaa olayı var ki, gerçekten de kulüpler burada "devede kulak" bir paraya talim ediyorlar…

Düşünün, futbolun sırtından yıllık 15 milyar TL’ye yakın ciro yapan İddaa’nın kulüplere 2017-18 sezonunda isim hakkı adı altında ödediği toplam tutar 238,9 milyon TL.

Son ondört yılda futbolun sırtından toplam 57.9 milyar TL ciro yapan İddaa’nın, futbol kulüplerine bu süre içinde aktardığı toplam tutar 3.3 Milyar TL olmuş. Yani, İddaa toplam gelirinin sadece yüzde 5.76’lık kısmını futbol kulüplerine aktarmış…[2]

Oysa, oyunun ana aktörü kulüplere bu kadar mı para dağıtılmalıydı? Doğal olarak soruyor insan…

Gerçekten İddaa’nın futbola katkısı var mı?

Pandemi nedeniyle kriz sarmalında giren futbol kulüplerinin sorunlarının çözümüne yönelik bir kriz masası bile oluşturulmadı.

Pandemi sonrası kulüpleri dağ gibi ekonomik -finansal-yönetsel- sportif sorunlar bekliyor.

Yani, anlayacağınız kulüplerin sorunları bir değil, bin…

Bir dokun, bin ah işit…

Peki, Kulüpler Birliği Vakfı nerede bu süreçte?

Ne iş yapar?

Gören var mı?

Bu sorulara yanıt gerekiyor…

Süper Lig kulüplerinin en üst düzey mesleki örgütü Kulüpler Birliği veya tam adıyla Türkiye Süper Lig Profesyonel Futbol Kulüpleri Birliği Vakfı…

Kulüpler Birliği Vakfı 2000’de, dönemin Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav'ın öncülüğü ile Süper Lig'deki takımların birlik ve beraberliklerini sağlamak ve meydana gelen sorunlara ortak bir çözüm bulma amacıyla kuruldu. 

Kulüpler Birliğinin kuruluş senedine göre vakfın temel kuruluş amacı "vakıf üyesi Süper Lig kulüplerinin ekonomik, sportif ve mesleki çıkarlarını korumak ve gözetmek, güncel futbol sorunlarını tartışıp gerekirse, Süper Lig kulüpleri olarak anlaşıp sorunlara çözüp getirmek veya ortak görüş bildirmek üzerine çalışmalar yapmaktır."

Yani, Kulüpler Birliği’nin var oluş nedeni yukarıdaki gibi özetlenmiş durumda…

Daha bir çok sorun belki dile getirilebilir.

İşin yönetsel kısmına hiç girmiyorum.

Pandemi ile savaşan Süper Lig kulüplerine bugün ve pandemi sonrası için ne yapılacak ya da ne yapılabilir?

Kulüpler Birliği Vakfı’nın gündeminde bu konu yer alıyor mu? Bilmiyorum.

Oysa, şurası açıktır ki;

Pandeminin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, her şeyden önce bu yaygın ve küresel salgına karşı bir dayanışmayı ve ortak bir örgütlülüğü zorunlu kılıyor.

Kulüplerin ya da federasyonların tek başlarına bu salgının yıkıcı etkilerinin altından kalkabilmeleri çok mümkün görünmüyor.

Kulüpler Birliği’nin bu kapsamda ilk yapması gereken şeylerden birisi: Başta Süper Lig kulüpleri olmak üzere tüm futbol kulüplerini ve futbolun tüm paydaşlarını kapsayacak geniş katılımlı bir kriz masası oluşturmasıydı.

Bu sorunun ve pandemi sonrası problemlerin çözüme kavuşturulabilmesini sağlamaya yönelik, Kulüpler Birliği’nin acil ortak bir platformu organize etmesi ve kulüpleri ortak ve örgütlü harekete geçirmesi beklenirdi en azından.

Maalesef bu süreçte Kulüpler Birliği üzerine düşeni yapamadı.

Sahip olduğu görev, yetki ve sorumluluklarını kullanma yoluna gidip futbolun kendi dinamiklerini harekete geçiremedi.

Kulüplerin ekonomik-finansal-yönetsel ve sportif çıkarlarını, endüstrinin diğer ögelerine karşı koruyamadı.

O halde ne yapmalı?

Kulüpler Birliği kendisini sorgulamalı.

Süper Lig kulüpleri mevcut bu yapılanmayı gözden geçirmeli.

Ne var ki, bunu Süper Lig kulüpleri görmüyorlar mı? Ya da bunları idrak edemeyecek durumdalar mı?

Bir ölü toprağı örtülmüş durumda kulüplerimizin üzerine.

Oysa, işte tam da bu koşullar şimdi Süper Lig’e ve kulüplere yeniden yapılanma olanağı sunuyor.

Oysa, tam da bu süreçte; pandeminin daha da ağırlaştırdığı ekonomik, finansal, hukuksal, yönetsel ve sportif sorunlar sarmalında yaşam mücadelesi veren Süper Lig'in içinde yaşadığı krizden çıkışına yardımcı olabilecek Kulüpler Birliğini, kulüplerin yanında görmek istiyor insan...

Bu yıkıcı olumsuzluk, Türk futbolunda bir yaratıcı yıkıma dönüştürülebilir.

Türk futbolu bu sayede, kendisini sorgulayabilir ve rekabetçi yeteneğini daha yukarıya çekecek, kalitesini artıracak, ekonomik, finansal ve sportif olarak Avrupa ve dünya futbolundan hak ettiği payı alabilecek yeni bir yapılanmaya gidebilir.

Yeni kapsayıcı kurumlar ile Türk futbolu sahip olduğu gizli gücünü harekete geçirebilir. Gelişime açık bir potansiyelimiz var.

Hepimize büyük ve önemli görevler düşüyor.

Hep birlikte, bu yıkıcı olumsuzlukları, siyasetin etkisini en aza indirebilecek, yeni kapsayıcı kurumları oluşturabilecek yaratıcı ve sürdürülebilir bir yapıya dönüştürebiliriz.


[1]Tuğrul Akşar, ''Ölümü Gösterip Sıtmaya Razı Etmek!'', 5 Ağustos 2019,  http://futbolekonomi.com/index.php/haberler-makaleler/genel/122-tugrul-aksar/4663-beinsportsdigiturknaklen-yayin.html

[2]Tuğrul Akşar, ''İddaa'nın Futbola  İddiası'', 29 Kasım 2018, http://futbolekonomi.com/index.php/haberler-makaleler/genel/122-tugrul-aksar/4459-iddaa-iddaiddaaafutbol.html

Yazarın Diğer Yazıları

Futbol nereye gidiyor?

Küreselleşen dünyada futbol kulüpleri ekonomik-finansal örgütlere dönüştü. Bu değişim kulüpleri küresel olmaya zorladı. Finansal futbol, küreselleşen kulüplere her alanda fazladan rekabet üstünlüğü sağladı

Renkler farklı, dertler ortak: Kulüpler faiz - döviz - enflasyon kıskacında kıvranıyor

Kulüplerimiz net borçlu; yükümlülükleri gelirlerinin üzerine çıkmış, zarar eden ve döviz pozisyon açığı taşıyan bir mali yapıya sahip. Borç baskısı altındaki futbol mali yapısı dengesini tamamen kaybetmiş ve sürdürülebilir olmayan bir yapıya evrilmiş durumda

Vergi oranını düşürmek, yasa dışı bahsi azaltır mı? Bahis ekonomisine genel bir bakış

Yasa dışı bahse karşı mücadele yapısal bir nitelik kazanmadan, vergi oranlarının düşürülmesi, yasal bahis gelirlerini artırmayacağı gibi vergi gelirlerinin düşmesine neden olur. Bu alanda bahis oynayanlarının gelirini maksimize artırır